9.Bölüm- Bradford's Bad Boy

272 14 16
                                    

Selamm  phennn hepinizi çoook özledim ve şimdi geçmişe gidiyoruzzz.

Multide Trisha'nın ağladığı sahne var.

Sınır; 20 vote 15 yorum (fazla yorum yapanı tek kabul etçem)

Bölüm Parçaları;

Leyla The Band - Yokluğunda

Lana Del Rey(My Queen)- Ultraviolence

Lana Del Rey- Blue Jeans

Lana Del Rey- Born To Die

Lana Del Rey- Brooklyn Baby

The Cranberries- Zombie ile okuyabilirsiniz. :*

***********

Umut küçücük yürekte ki aşktan sonra ki en güzel duygudur. En güzel tarafı kalpte ki renk ister kara olsun ister ak farketmeksizin umudu yaşar.

"Bilekleri kesmek falan hikaye, hiç umudunu kestin mi sen ? Ben kestim. Sanki kanaması hiç durmak bilmeyen hayat damarlarından birini kesmişsin gibi. Kanaması hiç durmuyor ve her saniye daha çok acıtıyor. Daha kötü olan ne biliyor musun? Ölmüyorsun..." -Nejat İşler

**********

Zayn'in Ağzından

Yıllar sonra onu kapımda görmeyi beklemiyordum. O günden sonra Asla!!! Onca yaşanmış şeyi yoksayıp nasıl gelebilirdi kapıma. Ben şok olmuş bir şekilde kapıya bakarken o içeri geçmişti bile. Kapıyı ardımdan sertçe kapatıp onun yanına adımladım.

"Z-zzayn" dedi titrek ses tonuyla. Cümlesini derin bir nefes aldıktan sonra tamamladı. "Oğlum seni çok özledim seni Doniya'yı çok özledim." "Ben seni özlemedim ama beni Doniya'yı sik gibi bırakıp gittiğinden beri seni özlemiyorum ben umrumda değilsin Anne!! " diye bağırdım sertçe. Bağırmamla beraber geriye adımladı ve dolu olan gözlerinden yaşlar düşmeye başladı. Zerre sikimde değilsin. dedim içimden. Aslında yıllar onu pek fazla yaşlandırmamıştı. Gözlerinde ki kırışıklar oluşmuştu, buğday teni solmuş ve bayağı zayıflamıştı. Saçlarının rengi açıklaşmıştı veya her ne boksa. Ona baktığımda o günü hatırlıyordum. Benim kanatlarımı siyaha boyayan o iğrenç günü.

***********

3 Şubat 1998

Oğlan uyuyamıyordu. İçinde bir sıkıntı vardı ve bu geçmek bilmiyordu. Küçük çocuk uyuyamıyacağını anladığında dağıtmış olduğu yataktan kalktı. Odanın kapısını ses çıkarmamak adına çok yavaş bir şekilde açıp küçük adımlarla merdivenlerden indi. Bir bardak su içmek için mutfağa girdi minik. Bu gece de yine o gecelerden biriydi içine sıkıntı vuran gecelerden. Miniğin babası polisti. Her iki gecede bir nöbette olurdu. Küçük çocuk bazen bundan nefret ederdi. En ihtiyacı olduğu zamanlarda yoktu miniğin. Ama miniğin küçük yüreğinde kocaman bir yere sahipti babası. Bilirdi çocuk babasının onu canından çok sevdiğini ve çocukları için canını gözü kapalı vereceğini. Suyunu içti minik ve yanına yine de gece susarım diye bir bardak su aldı. Mutfaktan çıktı ve uzun koridorda merdivenlere doğru adımlayacakken salondan gelen televizyon sesiyle yön değiştirip salona girdi. Annesi her zaman ki gibi gece haberleri izliyordu. Televizyonda çatışmada şehit olan polislerin adı söyleniyordu. ''Banane'' deyip omuz silkti çocuk salondan çıkmak için adımlamıştı. Minik çocuk işte o anda kaskatı kesildi. Nefesi kesilmiş, ciğerleri havayı soluyamıyordu. Elindeki bardak titremesiyle yere düşüp tuzla buz olurken miniğin sol gözünden bir yaş düştü. Şu anda kalbinin durumu kırılan bardaktan pek farkı yoktu. Annesinin çığlığıyla dünyaya dönmüştü çocuk. İçindeki sıkıntı gün yüzüne çıkarken ağlamaya devam ediyordu babası şehit olmuştu. Ve o gün çocuk babasının "İyiler kazanır oğlum her zaman kazanır " sözünün yalan olduğunu anladı. İyiler her zaman kazanmazdı aksine iyiler her zaman kaybederdi kazandıkları tek yer masum kalpleriydi ve miniğin kalbinin babası olduğunu düşünürsek oğlan Kalbini Kaybetmişti.

BLACK (Z.M Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin