Bu gün 18-ci yaş günüm.
"Mutlu muyum?"-diye soracak olursanız bundan emin değilim.Çocukken hep bu anı beklerdim.Ama bu hayallerimin içinde babam da vardı.Ve şimdi tüm hayallerim yarım gibi.Ne hiss etdiğimi bilmiyorum,galiba yarım kalma duygusu böyle bir şeymiş.Mutlu bir aileden geriye kalan sadece annem vardı.Benim için o kadar hazırlanmış ki annem onu kırmamak için mutlu gibi davranıyorum.Büyük bir pasta almış,galiba annem de babamın yokluğunu doldurmaya çalışıyordu.Pek fazla arkadaşım yoktu aslında,babamdan sonra içime kapanık yaşıyordum.Zamanın nasıl geçdiğini soracak olursanız sadece geçti diye bilirim.O zaman geçerken neler oldu hayatda,neler yaşadım?-ben bile bilmiyorum,sanki uzun süredir birisi hayatımı o anında durdurmuş gibi.
Annem tanıdığı tüm genç kızları doğum günüme çağırmış,gitmiş bana güzel bir de elbise ve ayakkabı almış.Benden giymemi istedi.Giymek için yukarıya odaya çıktım.Babam öldükten sonra evden taşınmamızı,evin bana iyi gelmediğini söylese de annem babamın anılarıyla dolu bu evden kopamadım.Sağolsun o da beni anlayışla karşıladı,"Eğer bir gün iyi hiss etmez ve taşınmak istersen sadece bana söyle"-dedi.O konuşmadan sonra taşınma konusu bir daha açılmamak üzere kapandı.
Odaya girdim üzerimi değiştirdim,tam çıkacakken yatağımın üzerinde bir şey fark ettim.Küçük bir kutuydu.Elime aldım açmaya çalıştım,ama açamadım.Anahtar gerekti açmam için."Birisi bunu buraya görmem için bıtakdıysa eğer,neden anahtarıyla birlikte bırakmadı ki?"-diye düşündüm.O an annem içeri girdi:
"Gelmiyor musun?Misafirlerimiz gelmeye başladı seni bekliyorlar"-dedi.
"Anne dur,gitme.Bu kutuyu sen mi bıraktın buraya?"-diye sordum.
"Evet,bunu odamda buldum.Galiba babanın sana 18-ci yaş doğum günün için önceden hazırladığı bir şey."-dedi.
-Peki ya anahtar?
-Bak işte onun nerede olduğunu bilmiyorum.Baban sadece kutuyu bırakmış ve üzerine Lila için-diye not yazmış.
Sonra ikimiz de aşağıya indik,ama aklım o kutuda kalmıştı.Annem için iyi gözükme çabalarıma devam ederek misafirlerle zaman geçirdim.Eğleniyormuş gibi yapmak açıkçası beni çok yoruyordu.Bir an önce mumları üflesem de pastayı kessek diye dua ediyordum içimden.Sonunda mum üfleme fastı geldi.Gerçekten bunun bittiği için seviniyordum,çünki bir an önce gidip kutuyu açmak için bir şeyler deneye bilecektim.Mumları tam üfleyecekken birisi geldi:
"Lila hanım kim?-diye sordu.
-Benim,bir sorun mu var?
-Sizin için bir posta var,teslim etmek için geldim.
Postayı aldım ama annem önce mumları üfle diye ısrar edince içine bakamadım.Mumlar üflendi,pastalar yendi ve sonunda doğum günü partisi bitti.Ve ben artık odama çekile bilir ve aklımdaki iki sorunun cevabını bulmaya odaklana bilirim.Odama çıktım.Postayı açtım.İçinden bir anahtar çıktı.Aklıma o an ilk gelen şey "Bu anahtar o anahtar,kesinlikle!"
Anahtarı alıp hemen kutunun kilidine uyup uymadığını kontrol ettim.
-Evet! Doğru tahmin! Anahtar bu kutunundu!
Kutunun içinde babamın benim için yazdığı bir mektup vardı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz pateni
Mistero / ThrillerEn sevdiği buz pateni hayatının dönüm noktasına çevrilen bir çocuğun hikayesi.... Babasının ölümüne sebep neydi? Katil kimdi? Neden babasından zamansız ayrılmak zorunda kalmışdı? Aklında bir sürü soru,ama hepsi cevapsızdı-"18-ci doğum gününe kadar...