Bölüm 3•İşaret

72 4 1
                                    

[ Son baktığımda 95 kişideydik.Yepi!Bu kitabı okuyan ve şimdi bu bölümü de okuyacak olan herkese çok teşekkür ediyorum.İyi okumalar... ]

"Archer,bu kadar yorulacak ne yaptın lütfen söyler misin?"
Archer gözlerini ovuşturup saçlarını dağıttı. "Sadece küçük bir hançer yarasından bütün gün dinleneceğimi düşünmedin değil mi?"
Felicity elbisesinin etek kenarlarındaki dantellerle oynarken "Zaten senin kolun kopsa bile bir şey yok Felicity,sadece kolum koptu dersin" dedi sonra gülümseyip gözlerine baktı. "Soğukkanlı sarışın"

Archer gülümsedi.Felicity,masanın üzerindeki karışımı ve kremi alıp yeniden yatağın kenarına oturdu.Bardağı yavaşça Archer'a içirdi.Sonra da giysisini kıvırıp yaraya merhemi sürdü.

Canı çok yanıyordu ama ele vermiyordu.Archer'da bu yüzden Archer'dı zaten.
"Teşekkür ederim prenses"dedi. Andre sertçe içeri girince ikisi de kapıya döndü.

"Kışın habercileri,geldiler"
Yani Vadi Kurtları.Genellikle beyaz,yırtıcı olan kurtlar.Onlar dışarı çıktıklarında kış resmi olarak başlamış olur.Bu yüzden diğer adları budur.
Archer apar topar ayağa kalktı.Felicity'de aceleyle kalkıp Archer'ın koluna girdi ve telaşla"Hem hasta hem de bu denli yorgunken seni asla bırkmam"dedi.Archer onu aldırmayıp botunu giydi ve "Mecburum,biliyorsun"dedi.
"Ben seni düşünüyorum Archer"
-
Felicity ne yaptıysa ikna edememişti.Kral David,Andre,Archer,Faith ve Felicity salonda tartışırken kral son sözü söyeldi;
"Gidiyorsunuz"
Felicity hiddetle"Onu bu halde nasıl göreve gönderiyorsun baba.Bitkinliğini görmüyor musun?"diye bağırdı.Kral tahtından inip yanlarına gitti.
"Buna izin veremezsin"diye diretti Felicity.Archer,Felicity'nin elini tutup ona bakmasını sağladı.

Archer,kızın yüzünü ellerina alıp baş parmağıyla yanağını okşadı. "Geri döneceğime karşı sana yemin ediyorum Felicity.Yanına canlı döneceğim"

Bu sözleri söyler söylemez kral başını tuttu.Karısına ölmeden önce verdiği yemini hatırladı.Ona verdiği yeminin aynısıydı.Anılar,beynini hapsetmişti.

Felicty sonuda pes edip"Peki"dedi.Archer hafif bir tebessümle yanından ayrıldı.Andre ve askerleri ile canlarını ortaya koyup yola çıktılar.Felicity ise abisi ve arkadaşı için Tanrı'ya dua etmeye başladı.Şimdi tek yapabileceği şey oturup umutla beklemekti.
-
Felicty yayını gerdi.Nişan aldı ve yayı bıraktığında ok sarı noktada ki yerini aldı.Onun için bu büyük başarıydı ama Archer'ın hem uzak mesafeden,hamde hızla bu işi nasıl yaptığını merak etti.Sonra da aklından,Çünkü o Archer dedi.
Faith üstündeki kürkü çekiştirirken "Bu işlerle neden uğraşıyosun?Sen kızsın,bırak erkekler yapsın" dedi.Felicity okunu Faith'e doğru tutup "Ben krallığa ve tüm halka yararlı şeyler yapmak istiyorum Faith.Ve bu yararlı şeyler Venedik'den en pahallı kumaşları getittirmek ile olmuyor mâlesef" dedi.Faith hızla ayağa kalkıp "Seni hiç anlamadım zaten kardeşim,hiç"dedi ve uzaklaştı.

Felicity oku parmaklarında dolaştırarak çevirirken Fabien"Prenses!"diye bağırdı.Felicity şaşkınlıkla arkasını dönüp baktı.Fabien nefes nefese "Kardeşiniz,Lord Archer ve askerler.Geldiler"dedi.Felicity oku kılıfına geri yerleştirip koşarak sarayın yolunu tuttu.Askerler Felicity'yi görünc kapıları açtılar,arkasından ise geri kapattılar.

Felicity olaylar karşısında dona kaldı.Andre,Archer ve askerler yerde bitkinlikle yatıyordu.Şifacılar gelmiş ve bazı aslerleri sedyelere yerleştirmişlerdi.Archer'ı göreneyince telaşlandı.Andre'de görünürde yoktu.Ne olmuştu?Saldırıya mı uğramışlardı?Sarayın kapıları yumruklanınca Felicity kapıyı açtı ve çığlık atması bir oldu.

Kapıyı açmasıyla birlikte bir kız yere düşmüştü.Felicity "Yardım edin!"diye bağırdı.Kapıyı kapası ve kıza baktı.Gözleri yarı açıktı.Güçlükle nefes alıyordu.Elbiseleri yırtılmıştı ve yırtıklardan kanlar akıyordu.Kahverengi saçları dağılmıştı ve yüzünde sıyrıklar vardı.Şifacılar kızı kaldırıp taşımaya başladılar.Kral David "Bütün kraliyet üyeleri,hemen toplantı salonuna!Eliniziçabuk tutun," diye bağırdı.
"Baba neler oluyor?"
"Şimdi değil kızım,şimdi değil"
Salonda dört hizmetkar ile yalnız kalmıştı.

"Saat geç oldu.Yaptıklarınız için çok teşekkürler,artık isterseniz dinlenmeye gidebilirsiniz" ded Felicity zoraki bir gülümsemeyle.Hizmetkarlar başlarıyla selam verip ayrıldılar.Felicity ise şifahanenin yolunu tutttu.
-
"En azından yaşıyorum öyle değil mi?" dedi Archer canı yanıyor olsada gülümseyerek.Felicty göz yaşlarını silip burnunu çekti.
"Archer.Ya geri dönemeseydin ne olacaktı?Başaramasaydınız,yapamasaydınız?"
"Ağlama,"
"Ben sensiz yaşayamam Archy"
Archer arkadaşının elini tuttu. "Sarı çocuğa ne oldu?"
"İyi ki yanımdasın sarı çocuk"
-
"Bu kız kim ve kimin nesi?"
"Bizde bilmiyoruz kralım"
Kral David yumruğunu sertçe masaya vurup "Öğrenin öyleyse" diye bağırdı.Lord Gordin "Kız komadan çıkar çıkmaz öğreniriz kralım" dedi.Kral ikna olmamıştı.Ellerinde hiç kanıt yoktu.Daha askerler kendine gelmemişti,bilgi alamıyorlardı.Bu kadar zararı sadece vadi kurtları vermiş olamazdı.

"Ellerim kollarım bağlı oturmaktan nefret ederim"diye mırıldandı kral.Lord Gordin araya girip "Surların dışındaki tüm köylüler içeri alındı ve kapılara çok sayıda asker yerleştirildi.Aynı şekilde köprülerede öyle.Ormanları teller işe çeviriyoruz.An azından kurtları tutmaya yetecek kadar.Köylere ve merkeze casuslarımızı yerleştirdik.Ters giden olaylar bulurlarsa haberimiz olur.Ulu tepelere okçuları yerleştirdik.Ayrıca çıkabilecek isyanlara karşı tedbirde olmalıyız" diye rapor verdikten sonra herkes ayağa kalktı.

Kral "Herkes gözünü açık tutsun.Yarına durum raporu istiyorum.Dağılabilirsiniz" dedi gür bir sesle.Her ihtimali göz önşnde bulundurmaları gerekiyordu.Hata yapamazlardı.Asla...
-
"Sizin adamlarınız geldiğinde kurtlar çoktan harakete geçmişlerdi.Normalde onlarla başa çıkmak çok zor değildir,yani ben hep avlardım.Ama bu sefer,farklıydı.Onlar...ölmüyorlardı.Olanları görünce kaçmaya başladım ama önüme biri çıktı.Kapişonlu bir adam,yüzünü kapatıyordu.Beni görür görmez bıçağını sapladı.Bir şeyler söyledi ama bilincimi kaybetmiştim.Zar zor buraya kadar geldim."
Kral David parmağındaki yüzüğe bakarak "Anladım.Adın Lara mıydı?" dedi.Kız başıyla onaylayıp yeniden gözlerini yumdu.

Şifacı kadın perdeyi hızla açarak teleşla konuştu;
"Efendim,kıza saplanan bıçağın üstünde kandan başla yeşil bir sıvı bulduk.Ne olduğunu anlamak için bitkiye damlattık-" durdu.Kral devam etmesi için ayağa kalktı.
"Bitki...daha da yeşillendi.Yani bu sıvının kurtlara da enjekte edildiğinin hipotezindeyiz.O yüzden ölmüyorlardı ve bu sıvı,kızın kanıyla karışınca o da bu özellikleri almış olabilir..."

UyanışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin