Nax sığınağa açıldığını tahmin ettiği kapıyı açıp içeri girdiğinde herkes ona baktı.
"Güzel,doğru tutturmuşum ama tabi sizi bu ne ilgilendiriyor öyle değil mi?Gelelim günün haberine.Bayanlar,baylar ve değerli çocuklar.Lütfen tüm dikkatinizi bana verin çünkü şimdi duyacaklarınız sizde şok etkisi bırakabilir.Değerli ve biricik kralınız cehennemin dibini boyladı!"
Herkes şaşkınlıktan kas katı kesilirken Felicity ayağa kalkıp Nax'in üstüne yürümeye başladı.Son anda bir askeri onu durdurdu.Nax sakin ifadesini takınıp "Beni kaşılamaya gelirken bir okçu tarafında vuruldu." ded.Felicity ağlarken boğuk bir ses tonuyla "Yalancı!Onu sen öldürdün öyle değil mi?Babamı sen öldürdün!" diye bağırdı.
Nax iç geçirdi. "Ah,sevgili yeğenim.Eğer kan bağına bakıyorsak onun kanı bende de var ama sonuç olarak öldü değil mi?Onu yeniden canlandırmaya falan çalışıp büyü mü yapacaksınız yoksa.Bence en iyisi bu Pazar birlikte kiliseye gidin.Benim niyetim kötü değil,yanlış anlama.
Senin bilmediğin o kadar çok şey var ki kızım,anlatmakla ömrüm yetmez.O yüzden bunu yaşamanı istiyorum.Neyse,geç oldu öyle değil mi?Kral öldüğüne göre bizimde işimiz burada tamamlanmış oldu.Görüşürüz,Ronen halkı!"
Kapıyı arasından çarparak kapattı ve zaferin verdiği hazla gitti.Felicity yere çöküp ağlamaya devam etti.Teyzesi Bella kıza arkadan sarılıp teselli etmeye çalışsa da işe yaramayacaktı.Kralın en sadık yardımcılarından biri olan Lord Victor ayağa kalkıp yanına birkaç askerini aldı.
"Prens Andre'yi bulmamız gerekiyor..."
+++
Andre kolundaki kan kaplı sargıya bakarken başındaki ağrı baş gösterdi.Oda çok sessizdi ama ağrı geçmiyordu.Acıları hiç bitmeyecek gibi geliyordu.Onun gibi yüzlerce kişi şuan tedavi görüyordu.Nax'ın adamları çekildikten sonra her şey bitmişti ama her şey yok olmuştu da.Andre,acılarıyla savaşırken Lara'yı ne kadar özlediğini farketti.Ona ihtiyacı vardı.Bu sırada kapıdan askerleri ile Lord Victor girdi.İki asker kapının iki yanına geçti.Diğer ikisi ise lordu takip edip yanında kaldılar.Lord Victor,Andre'nin yanındaki koltuğa oturup "İyi misiniz prensim?" dedi.Andre acıdan yüzünü buruşturup "Yaşayacağım." dedi.
Lord boğazını temizleyip lafa başladı;
"Andre.Sana şimdi söyleyeceğim şeyler hoşuna gitmeyecek-""Öyleyse söylemeyin" diye araya girdi Andre.Daha fazlasını çekemezdi.Her söylenen kelimede sanki başına bıçaklar batıyordu ama dayandı.
"Sonrasın,daha geç olabilir prensim.Şimdi izniniz olursa..."
"Tabii"
Adam koltuğun ucuna doğru kayıp ellerini bacaklarının üstüne koydu."Babanız...maalesef savaştan canlı çıkamadı."
Andre önce tepkisizce lorda baktı.Kafasından binlerce şey geçiyordu.Ama ağlamayacaktı,ağlayamazdı.
"Öldürüldü mü?"
"Orasını bizde tam olarak bilmiyoruz prensim."Andre daha fazla konuşmak istemiyorduZaten her şey mafolmuştu ve olmaya devam ediyordu.Lord Victor ayağa kalkıp "Eğer yürüyebilecek durumdaysanız sizinle toplantı odasında konuşmamız daha iyi olur." dedi.Andre hayır diyemeyeceğine göre "Peki" dedi ve yavaşça ayağa kalkmayı denedi.Acıya yenik düçmeyip ayağa kalktı.Ayakkabılarını giydikten sonra ceketini giydi ve lorda birlikte odadan çıktı.
+++
Andre'nin attığı her adım canını yakıyordu.Merdivenler ise onun için işkenceydi.Bacağındaki yaralar çoktan kanamaya başlamıştı.
"İyi görünmüyorsunuz,"
"Sadece...devam edin"Merdivenler bitince Andre duvara yaslanıp soluklandı. "Lanet olsun,yanıyor!"
"Andre!Andre!"
Andre başını kaldırıp adını kimin söylediğine baktı.
LaraAndre onu görür görmez bütün acılarını aldırış etmeden kıza doğru koşmaya başladı.Lara ağlamaya başlamıştı.Ayakları titriyordu ama o da Andre'ye doğru koştu.Buluştuklarında Andre kızı belinden yakalayıp kaldırdı.Lara hem ağlarken hem de gülüyordu.Andre kızı yere indirip yavaş yavaş öptü.
Lara elini Andre'nin alnındaki yaranın üstüne koydu.
"Canın çok yanıyor mu?""Seni görene kadar çok yanıyordu."
Lara elini yaradan çekip sarıldı.
"Senden nefret etmem gerekiyordu..."
Andre ne söyleyeceğini merakla beklerken Lara biraz daha yaklaşıp "...Ama sana aşık oldum." dedi.Andre gülümseyip kızın saçlarını okşamaya başladı.
Andre "Bende sana aşık oldum güzel kız" diye fısıldadı.Lara'nım,ona anlatması gereken bir şey vardı.Söylemek için tam ağazını açmıştı ki Lord Victor arkadan "Gitmeliyiz prensim" dedi.Andre arkasına bakıp yeniden kıza döndü."Gitmeliyim"
Andre gitmeye hazırlen Lara Andre'nin elini tutup gitmesini engelledi.
"Yine mı bırakacaksın beni?"
"Lara-""Andre gitme.Bırakma beni.Birdaha ki sefere ya bulamazsak birbirimizi?"
Andre Lara'nın alnından öpüp "Sende benimle gelirsen olur mu?" dedi.Lara kıkırdayıp "Olur" dedi.Andre Lara'yı da alıp lorda doğru yürümeye başladı.Lord itiraz edecekken Andre "O da benimle geliyor,itiraz istemiyorum" dedi.Hızla odaya girdiler.
+++
"Bu kadar karmaşası içinde bir de tören mi yapmayı düşünüyorsunuz? "
Lord ayağa kalkıp "Bu kraliyet bir gelenektir hanımefendi" diye belirtti.Lara için önemli olan gelenekler değildi.Sanki her şey mükemmellik gibi tören yapmak garip olurdu.Dahası, tören yapmaları gereken taht odası büyük ihtimalle savaş esnasında mafolmuş.Andre'de ayağa kalkarak "Böyle şeylere hiç gerek yok lorem.Biran önce hazırlıklara başlayıp Ronen'i yaşanabilecek bir yer haline getirmeniz aksi taktirde isyanlar çıkabilir""Siz nasıl isterseniz prensim.Yani...kralım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyanış
Fiksi IlmiahFelicty'nin doğumu hüzüne yol açmıştı çünkü annesi,doğumda ölmüştü.Yıllar sonra Felicity büyüdüğünde,karşısına ne çıkacağını ya da neler yapmasını gerktiğini tahmin edemiyordu.Savaş yakındaydı. Asırlar süren Ronen Krallığı ilk defa yeni bir şeye tan...