Lara gözlerini kırpıştırarak açtı ve yanında Andre'yi görme umuduyla sağa döndü.Ama yoktu.Onun yerine bir not kağıdı vardı.Lara not kağıdını eline alıp okudu;
En kısa zamanda seni görmeye geleceğim
Lara not kağıdını buruşturup yere attı ve ağlamaya başladı.Göz yaşları yanaklarından şelale gibi akıyordu ve buna engel olamıyordu.
Beni kullandı!Beni kullandı ve beni öylece bırakıp gitti.İstediğini alınca bırakıp gitti ve birdaha geri dönmeyecek!Lara kendini suçlu hissediyordu ama içinde Andre'ye karşı inanılmaz bir kızgınlık vardı.Ona veda bile etmemişti.Lara,herşeye rağmen son kez ona sarılmak isterdi.Sonra böyle düşündüğü için yine kendine kızdı.
Bunu naslı yaparsın!
Hararetle üstüne kısa elbisesini giydi ve camı açıp derince nefes aldı.Biraz olsun rahatlamıştı ama içindeki burukluk dakikalar sonra yeniden baş göstermişti.
Aşık olmak,canını acıtıyordu...
-
Felicty yanında yatan Andrew'in saçlarıyla oynarken babasına döndü "Na-"
"Onun adını asla ağzına alma.Lanet olası pislik herif !"
Felicty başını sallayıp "O senin kardeşin baba," dedi.Kral kızının elini tuttu. "Evet.Evet ve kardeşim bana savaş açtı.Ne kadar hayırlı bir kardeş öyle değil mi?Büyük ihtimalle bir kaç güne birbirimizin boğazına yapışmış oluruz zaten."
Andrew kıpırdadığında,Felicity uyandığını anladı ve "Günaydın" dedi zorlada olsa gülümsemeye çalışarak.Andrew "Bitti mi?" dedi.Bitmemişti.Gelen gürültülerden Andrew hâla devam ettiğini anlamıştı.Başını yeniden Felicty'nin bacağına koyup yattı.Gözleri korktuğunu gösteriyordu ama Felicity'nin yapacağı bir şey yoktu.
-
Bir Hafta Sonra:
Lara da diğer köylüler gibi sığınağa gitmek için hazırlanıyordu.Boş dolabına yeniden göz gezdirip yeniden yanlız olduğu için hüzünlendi.Duyguları karma karışıktı.Artık ne hissettiğini kendi dahi bilmiyordu.Çanyasını koluna asıp gözünden düşün damlayı sildi ve sışarı çıktı.Bir yandan gözü Fabien'i ararken midesi bulanmaya başladı.-
Archer kolundaki,ayağındaki ve yüzündeki yaraları aldırış etmemeye çalışıyordı.Artık acıyı hissetmemeye başlamıştı ki bunun çok körü bir şey olduğunu biliyordu.Soğuktan heryeri uyuşmuştu ve harap haldeydi.Herkes öyleydi.Archer duvara yaslanıp bir saniyeliğine soluklandı.Ona doğru koşmakta olan askere cebinden çıkardığı bıçağı attı ve kılıcını iyice kavradı.Canı acıyordu,çok acıyordu.Çok!Direnmeye çalışıyordu.Okçuların yanına karılmak için tırmandı.Yanlarına vardığında yerini aldı ve bağırdı "Okları ziyan etmemeye çalışın!Kafalarına nişan alın,ıska istemiyorum!" .Dediğini kendide uygulamaya başladı.Askerler teker teker yere düşüyordu.Kolundaki derin kılış yarası oku germesine zorluk çıkarıyordu ama yılmadı.Parmak eklemleri kıp kırmızı olmuştu.
Herşeyi unutup tek şeye odaklandı; kazanmaya
-
Nax yumruğunu sıkıp sinsice gülümsedi ve oturduğu sandalyeden kalktı.Çadırından çıktı ve ileriye baktı.Patlayan bombalar,çığlıklar.Buraya gelen kılıç sesleri ve baruttan olan öldürücü silahların patlayışı.Nax gururla yanan köylere baktı ve iç geçirdi.
"Beklemiyordun değil mi,David Trilling?" dedi kendi kendine. "Hazırlıksız yakaladım seni kardeşim."
Sonra arkasını dönüp yeniden çadırına girdi ve masasına oturdu.Önüne kağıdını koydu.Tüyü, mürekkebe batırıp çıkardı ve yazmaya başladı;Sevgili David,
Bu olanlardan dolayı gerçekten üzgünüm ama sanki biraz alev köylere renk kattı öyle değil mi?Herneyse,asıl mesele bu değil canım kardeşim.Hazır yollarımız kesişmişken bir buluşalım diyorum.Erkek,erkeğe.Sencede güzel olmaz mı David?Bir saat sonra salonda buluşalım öyleyse.Bence konuşacak çok şeyimiz var.Lütfen teklifimi geri çevirme.Kardeş,kardeşe biraz hasret gideririz.
Saygılarımla,Nax TrillingAltına mühürünü bastı ve rulo haline getirip kırmızı bir iple bağladı.Güvercini kafesten çıkardı ve ayağına mektubu bağlayıp serbest bıraktı.Nax,güvercinin doğru yere gittiğine emin olduktan sonra askerine "Atımı hazırlayın!"diye bağırarak emir verdi.
Kardeşimi görmeye gidiyorum.
-
Kral David,mektubu buruşturup öfkeyle yere attı.Felicty'ye "Ben hemen dönerim kızım" dedi ve cevap beklemeden ayağa kalktı.Merdivenleri öfkeyle çıkarken burnundan soluyarak "Gel bakalım...canım kardeşim" dedi.
-
Kral David salon boyunca volta atarak ilerliyordu.Sonunda kapı açıldı ve içeri genç,dinamik ve yakışıklı kardeşi Nax girdi.Nax devasa kapıları hiç zorluk çekmeden kapadı ve kardeşine dönüp "Görmeyeli yaşlanmışsın ihtiyar" dedi gülümseyerek.Kral, "Sen hiç değişmemişsin.Herzamanki gibi pisliğin tekisin" dedi tükürürcesine.Nax gülümsedi. "İltifatlar,iltifatlar.Teşekkür ederim.Gerçekten"
Sonra belindeki kılıcı ve hançeri yere koydu."Silahsız konuşsak daha iyi olur bence.Sence de öyle değil mi?"
David cevap vermeden üstündeki silahları yere attı ve ayağıyla tekmeledi.Nax kaşlaeını çatıp kardeşine birazcık yaklaştı. "Bu kadar kızgın olma David.Yoksa seni kimse sevmez"
Kral David yumruklarını sıkıp "Ne istiyorsun benden?" dedi.Nax cevap vermedi.Etrafına bakıp iç geçirdi.
"Ahh.Eğer sende bu denli keçi inadı olmasaydı şimdi bu halde olmazdın"
"Ne istiyorsun dedim!""Aslında fena da değil.Güzel mekan yapmışsın.Nerden buldun bu kadar parayı?" .Nax'in gözlerinde öfke okunuyordu.Sertçe "Çaldın mı?" dedi.Kral "Ben hiçbirşey çalmadım lanet olası!" diye bağırdı.Nax ise ondan daha çok bağırarak "Üç tıl önce hazinemi nasıl yok ettiğini biliyoruz.Ronen savaşı kaybetmişti ve altının yoktu.Kime gidecektin?Tabiki bana!Konuşmak yerine çaldın.Sen benim paramı yağmaladın David!Kardeşine ihanet ettin ve bana savaş açıp heryeri yerle bir ettin lanet olası!Sakın inkar etmeye kalkma!" dedi öfkeyle.Göğsü sinirle inip kalkıyordu.
Buna karşı Kral David bir cevap veremedi.Nax arkasını dönüp bir adım attı.Durdu.
Sonra geri dönüp kardeşine iyice yaklaştı ve kulağına eğildi.Kral ne diyeceğini merak ederken karnındaki derin acıyı hissetti.Nax bacağından çıkardığı bıçağı birazdaha iterek fısıldadı."Hayatın birinci kuralı;Asla kimseye güvenme.En yakınına bile.Öyle değil mi kardeşim.Benim tek hatam sana güvenmekti,"
Bıçağı hızla karnından çekip yere atınca Kral David yere yığıldı.Nax uzaklaşıp tam kapıdan çıkarken gülümseyerek şunu söyledi;
"Zor dünyanın zor dersi sende öğrensen iyi edersin.Kötülük birçok maske giyebilir,hiçbiri iyilik maskesi kadar kötü değildir,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyanış
Научная фантастикаFelicty'nin doğumu hüzüne yol açmıştı çünkü annesi,doğumda ölmüştü.Yıllar sonra Felicity büyüdüğünde,karşısına ne çıkacağını ya da neler yapmasını gerktiğini tahmin edemiyordu.Savaş yakındaydı. Asırlar süren Ronen Krallığı ilk defa yeni bir şeye tan...