Klasik yaz dizisi yani?”
Yapımcıya yönelttiğim soruya karşılık elini bizim küçükken genelde ‘deli' hareketi yaptığımız gibi yaptı. Yani bu ‘gibi gibi’ demek oluyordu.
“Peki... Neden partnerimi en son görüyorum? Şimdi tanışsaydık ya.”
Kafasını olumsuz bir şekilde salladı. “Hanımefendi öyle istedi. Biz de senaryoyu ona göre değiştirdik. “
Bu kız nasıl bir kız yahu? Her dediğini yaptırıyor maşallah.
“Demir Bey sizi karavana alalım. Makyajınızı tekrardan yapmamız gerekiyor.”
Makyöz'ün peşinden karavana girip sandalyeye oturdum. Onlar yüzümü parlatmak için çeşitli şeyleri yüzüme sürerken ben de telefonu alıp whatsApp’a girdim. İlk başta Ömer onun altında ise Leyla yani anonim vardı. Sohbet baloncuğuna basıp ona yazdım.
Neden seni en son görmek zorundayım ki?
Son görülmedi yoktu. Eh tabi bu devirde son görülmesini açık yapan genç kaldı mı?
Cevap: Hayır.
Yarım saat geçmesine rağmen mesajımı görmemişti. Büyük ihtimalle setteydi.
Makyajım bitince ben de karavandan çıkıp set alanına gittim.
■■■■■■■■■■■■
“Demir. Arabadan cool bir şekilde iniyorsun. Gözlüğünü çıkartıp tek telini katlayıp gömleğinin yakasına asıyorsun. Yürürken ayağın yerdeki taşa çarpıyor. Yere doğru sendeliyorsun. Daha sonrası Ela’da.”
Kafamı olumlu anlamda sallayıp siyah Range Rover’in içine bindim. Arabanın içine ses gelmese de yönetmenin elindeki kartı kapattığını görüp arabadan normal bir şekilde indim. Zaten onlar slow yapacaktı. Benim yavaş hareket etmemem gerekiyordu. Gözlüğü çıkartırken eş zamanlı olarak arabanın kapısını kapattım. Gözlüğü tarif edilen şekilde katlayıp gömleğimin yakasına sıkıştırdım. Yüzüme çarpık bir gülüş yerleştirip yürümeye başladım. Taşı gerçekten de fark etmemiştim. Drngemi sağlayacakken Ela denilen kız gelip beni kendisine çekti. Daha sonrasında sanki ben onu kendime çekmişim gibi bağırarak hafif bir tokat attı. Ben de rol gereği kafamı yan çevirdim.“Ne yapıyorsun be! Sapık mıdır nedir!?”
“KESTİK!”
■■■■■■■■■■■■
Ofisin kapısının eşiğine yaslanmış yönetmenin söylediği replikleri dinliyordum.
“Demir dosyalarla uğraşırken gelip kucağına düşmüş gibi yapacaksın. O sana baktığı anda bağıracaksın. Unutma! Sen Demir'in itibarını yerle bir etmek isteyen birisin.”
Geçip masaya oturdum. Hayır yani masanın önündeki sandalyeye. Masanın üzerine değil.
Dosyayı sağ elimle hafif yukarıya kaldırıp inceliyormuş gibi yaptım. Kucağımda ağırlık hissedince kafamı Ela'ya çevirdim. Kaşlarımı çatıp ona bakınca bağırmaya başladı.“Sen kendini ne zannediyorsun Allah aşkına!? Her kadın seninle yatacak diye bir kaide var da ben mi bilmiyorum?”
Sesimi kısık çıkartıp cevap verdim. “Hanımefendi siz düştünüz kucağıma. Ya-"“Ha bir de bana iftira atıyor!”
Kafamı iki yana sallayıp cevap verdim.”Öyle bir şey yapmadım. Ayrıca kucağımdan kalkar mısınız? Rahatsız oluyorum.”
Sadece benim duyabileceğim bir şekilde fısıldadı.
“Repliği karıştırdın.”
“KESTİK!”
■■■■■■■■■■
“Gelelim son sahneye.”
Tam tamına 10 saattir setteydik. Ve ben yorgunluktan ölecektim.
Bir dakika, bir dakika! Son sahne mi dedi o? Şükürler olsun.“Demir sarhoş kafayla gitarına sarılmak isterken Leyla'ya sarılıyor. Daha sonrasında Leyla’dan tokat yiyeceksin. Ela da gelip Leyla’yı suçlayacak.”
Kafamı sallayıp gitardan uzak bir yere gittim. “3... 2... 1... KAYIT!”
Sallana sallana yatağın kenarında duran gitara doğru ilerledim. Aynı zamanda aşk şarkısı söylüyordum.
“KESTİK!”
Ne? Neden kesmişti ki şimdi?
“Leyla Hanım rahatsızlanmış sette. Hastaneye götürmüşler.”
Sınır: 18 Vote 150 Yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim /Texting/ (DÜZENLENİYOR)
Mystery / Thriller05**: Selam bebeq Yalçın: Selam yavrum 05**: Ooo Yalçın Bey... Siz mesajlara erken bakar mıydınız? Yalçın: Bakıyormuşum demek ki. Şimdi uğraştırma da amacını söyle. 05**: O nasıl R dir be Yalçın: S*kt*r git seninle uğraşamam! 05**: Peki, şimdi gidi...