''Teklifimi kabul ettiğin için teşekkür ederim. Bu beni çok mutlu etti inan bana.''
''Ne demek hem biraz sohbet bana da iyi gelirdi. Seninle havadan sudan konuşmak beni rahatlatıyor.''
Chuuya karşısındaki adama nazikçe gülümsesede içinden bulunduğu duruma lanet ediyordu. Bu buluşmayı Dazai'yi sinir etmek için kabul etmişti ama Mori bunu duyunca durum bambaşka bir hale dönüşmüştü. Şimdi istese de istemese de karşısındaki kendine hayran hayran bakan adamı mutlu edicek ve geceyi sağ atlatmaya çalışacaktı. Yani öyle umuyordu.
Bulundukları restorant yüksek bir binanın en tepesinde deniz manzaralı bir yerdeydi, bütün Yokohama ayaklarının altındaydı, muazzam güzellikteki denizin manzarasıysa cabasıydı. Chuuya işin iyi yanından bakmaya manzaranın tadını çıkarmaya çalıştı. Tabi karşısında ona aç gözleriyle süzen adam bunu biraz zorlaştırsa da dayanmak zorundaydı. Nede olsa işin ucunda mafyanın yararı söz konusuydu. Sinirlenerek durumu berbat edemezdi.
Gecenin ilerleyen zamanlarında Chuuya sıkıntıdan ve sürekli -tabiri caizse_ taciz edilmekten siniri bozulmuştu adamın yüzünü dağıtmamak için kendini zor tutuyordu. Durumu çaktırmıyor ne kadar sinirli de olsa bozuntuya vermiyordu. Buna geldiği ilk dakikadan beri kendisini ve yanındaki adamı büyük bir öldürme arzusuyla izleyen Dazai'nin de etkisi vardı tabi.
Bu durum onun böyle, sinir oluşunu hissettikçe daha katlanır bir hal alıyordu. O sözün bedelini çok ağır bir şekilde alıcaktı, Dazai bunu hak etmişti. Öyle bir sözü nasıl olurda söyleyebilirdi? Hiç mi kırılacağını düşünmedi?
Kırılmıştı. Chuya kesinlikle çok kırılmıştı. Bu sözleri duyacak hiçbir şeyi hak etmemişti o! Eğer Dazai öyle söylemeseydi şimdi evinde rahat pijamalarıyla elinde favori şarabını içerken kitap okuyor olacaktı. Onun yerine kendisine aç bakan, inanılmaz zevksiz bu adamın hiç umrunda olmadığı konular hakkında konuşmasını dinliyordu.
Dazai'nin durumu ise pek farklı değildi. Şey dışında tabi adamı öldürmek istemesi dışında ha birde Chuuya'nın seksi ve güzel görüntüsüne hayran olmak diyelim. Bu düşünce adamın gözlerini oymak istemesine neden oluyordu. Ona olan aç bakışlarını, aklındaki bütün pis düşünceleri hepsini görüp tahmin ediyordu. Elindeki kadehi sıktı.
Neden bugün çok güzel olmuştu ki? Giydiği kırmızı-bordo kimonosu üstünde çok güzel durmuş, saçlarını süslü ve pahalı olduğu belli olan tokalar la süslemişti, gözlerindeki siyah eyelinerı ile mücevher gibi gözleri ortaya çıkmıştı, sürdüğü hafif kırmızı ruju sayesinde karşındakinin içini öpme isteği uyandırıyor, bir çok kadından bin kat daha güzel görünüyordu.
Dazai içinden bu durumun adil olmadığını düşünüyordu. Onun böyle güzel olacağını, etrafındaki herkesi kendine hayran bırakması hiç adil değildi. Kendisine karşı her zaman kaba olan Chuuya'nın karşındaki adama eşsiz gülümsemesini sunup kibar davranması da adil değildi.
Hiç adil değil! Hemde hiç Chuuya!Tabiki biliyordu zoraki güldüğünü ama yinede gülüyordu. Bu bile Dazai'nin adamın gözlerini oyması için yeterli bir sebepti. Her geçen saniye daha çok öfkeleniyor, sabırsızlanıyordu. Bardağı taşıran son damlaysa adamın eğilip Chuuya'nın yanağına dokunması olmuştu.
Dazai masadan hızla kalktı ve onların yanlarına gidip Chuuya'nın yanına oturdu. Chuuya ilk başta şaşırsada kıskandığını anlamıştı. Ve bu içten içe mutlu olmasını sağlıyordu. Adam ise Dazai'ye anlamazca bakıyordu. Dazai elini adama uzatıp kendini tanıttı.
"Merhaba sanırım tanışmadık? Ben Dazai, Dazai Osamu Chuuya'nın sevgilisi."
🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸
Uzun zamandan sonra ben geldim. Wuhu!! Çok uzun zaman oldu ama elimden geldiğince kitaplarıma yeni bölüm atmaya çalışacağım.
Yani umarım ehehehe! ( ̄ヘ ̄;)
Her neyse hepinizi çok öpüyorum kendinize iyi bakın<( ̄︶ ̄)>