six.

52 10 19
                                    

Hilal ağlamaya başladı.

Ama böyle normal bir ağlama değildi bu. 

Dertli biri duysa derdini bırakır ona ağlardı.

Ağlamasının nedeni ise Yusuf'un onu unutmuş olmasıydı.

Yusuf o ağlamaya başlayınca ne yapacağını,ellerini nereye koyacağını şaşırdı. Hilal çok içli ağlıyordu,acı çekip inleyerek ağlıyordu. Yusuf'un eşi hiç böyle ağlamamıştı, ya da Yusuf'un annesi böyle inlememişti.

Yusuf'un kızı böyle hıçkırmamıştı.

Hilal elindeki şarap bardağını yere attı.

Yusuf ne yapacağını bilmeden konuştu.

"Özür dilerim Hilal ama neden ağlıyorsun böyle?"

Yusuf ondan bir tepki alınca devam etti.

"Çok güzel bir aşk yaşadık. Sen benim ilk aşkımdın, aşkı senden öğrendim ama..."

"Ama ne? Sonra unuttun mu beni? O zaman dinle beni.

Seninki aşk falan değilmiş, bana edebiyat yapma. Aşık olan insan,"

Burnunu çekti Hilal. Sonra sağ elinin işaret parmağını sertçe kalbine vurdu.

"Aşık olan insan sevdiğini buraya kazır. İstese de unutamaz. Öyle bir lafla da hatırlayamaz."

Yusuf şaşkındı. O bu aşkın bir lise aşkı olarak kalacağını sanıyordu. Yaşadıkları şey çok özeldi ama her aşk gibi bitmişti, yani Yusuf öyle sanmıştı.

Yusuf için aralarında olan şey taşındıkları an İstanbul aşkı olarak bir anı kaldı.

İşte Hilal bunu anladığı için sertçe kalbine vurmuştu. Yusuf Hilal'i aklında bitirmişti çünkü.

"Sen" diye fısıldarken;Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin