BÖLÜM-1

2.9K 66 8
                                    


-MAZHAR-(bir iyiliğe) erişmiş, erişen, kavuşmuş-

Okuyup bitirdiğim kitabı,kitaplığımda ki yerine bırakıp ezanın sesiyle birlikte ev halimden çıkıp namaz kılacağım şekilde örtünüp seccadem de bekliyordum.
Ezanın bittiğini duyunca vakti giren ikindi namazımı kılmıştım dua edip seccademi kaldırmıştım mutfakta sesi gelen annemin yanına gidip mutfakta bulunan masaya oturmuştum.

"Anne, abimle mi konuştun?"

Elindeki tencereyi ocağın üzerine indirip bana dönmüştü, yüzünden belliydi bir şeyler olduğu ama ikilemde kalmış gibi önce sessiz kaldı sonra karşıma geçip oturdu.

"Evet abin aradı"

Devam et der gibi baktım bi süre daha sessiz kalmıştı gözlerinden akan yaşları tülbentinin ucuyla silip üzgün bir şekilde yüzüme bakmıştı kötü bir şey mi oldu diye korkmaya başlamıştım.

"Anne korkmaya başladım artık söylesen"
Tamam der gibi kafasını sallayıp sözlerine devam etti.

"Abin seni yanına çağırıyor"
Anlamaz bir şekilde anneme baktım abim neden durduk yere beni çağırmıştı anlamıyordum okulumu henüz yeni bitirmiştim.

"Anne neden beni çağırıyor, hem benim bi düzenim var anne,sizi nasıl bırakıp gideyim"

Kafamda cevapsız kalan sorularıma bi cevap arıyordum ama işin içinden çıkamıyordum.
Annem biraz daha ağladıktan sonra mutfaktan çıkıp gitmişti.

Abim bundan beş yıl önce ortadan kaybolmuştu nereye gittiğini bilmiyorduk telefonlarına ulaşamıyorduk.
Annem babam hepimiz çok üzülmüştük,bir haftanın sonunda bizi yabancı bir ülkenin numarası ile aramıştı.
Güzel bir iş bulup yerleştiğini ve en kısa zamanda bizi de yanına alacağını söylemişti.
Sonrasında ara sıra bizi arayıp iyi olduğunu haber ediyordu.
Sonra aradan iki yıl geçmişti o iki yılda biriyle tanışıp evlenmişti. Bizi yanına almak istediğinde annemle babam kabul etmemişti.
Şu beş yılda Belçika da kurulu bir hayatı vardı bir de kızı olmuştu Meyra. annemle babamın görmek istedikleri hasretini çektikleri torunları.
Abime kızgındım aramız da çok iyi değildi çünkü bizi öylece bırakıp gidişini annem babamın her adı geçtiğinde döktükleri gözyaşlarını unutamıyordum.
Beni neden çağırdığını anlayamıyordum hem okulum yeni bitmiş hayatımı düzene koyacağım bir zamanda.

Gitmeyecektim gitmemek için bir sürü nedenim vardı. En büyük nedenimi ise kimse bilmiyordu.

Akşam yemeğini yedikten sonra anneme yardım edip salona geçmiştim.
Babamla bu konuyu konuşup oraya gitmeyeceğimi söylemem gerekiyordu.

"Baba, biraz konuşabilir miyiz?"
Babam ne konuşucağımızı anlamış gibi başını hafifçe sallayıp kafasını yere eğmişti üzüldüğünde hep böyle yapardı.

"Abim,beni yanına çağırıyor baba ben gitmek istemiyorum"
Annem de geçip karşıma oturduğunda meselenin ne kadar ciddi olduğunu ve bu işin altında beni ilgilendirecek büyük bir mesele olduğunu anlamam çok sürmemişti.

"Bak kızım abinin seni yanına almak istemesinde güzel ve hayırlı bir iş var" duyduklarım beynimde kocaman soru işaretleriyle beni etikisi altına almıştı.

"Baba biraz daha açık konuşabilir misin?"
Annem sessiz sessiz ağlamaya başladığında daha fazla dayanamayıp bende ağlamaya başlamıştım ne olduğuna dair aklıma bazı fikirler geliyordu ama gerçek olmasını istemiyordum.

MAZHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin