Bazı anlar vardır hayatının tam olarak nerede olduğunun ve hayatın neresinde olduğunu bilemediğin içimdeki karmaşıklık her geçen dakikalarda daha da çıkmaza giriyordu. Aynı şeyleri hissetmek aynı hisleri yaşamak ve yeniden dağılmak her geçen gün kendimi daha iyi toparlamam gerekiyorken ben her gün daha çok ufalanıp darma duman oluyordum. Ben ne yapıyordum ya da ne yapmak istiyordum her şey bu kadar karışmışken daha neyi düzeltmeye çabalıyordum benden başka herkes bir düğüm atmıştı al bu düğümleri sen çözeceksin demişlerdi. Kendimi nasıl bir bataklığa sürükledim ardımdan Kenan'ı da getirdim. Hiç düşünmedim onunda kalbinde bir başkası olur ihtimalini tüm bu davranışlarının tek bir sebebi vardı onun kalbinin bir başkası ile dolu olması. Aptal mıydım yoksa öyle olmayı ben mi tercih etmiştim ben onu seviyorsam o da beni seviyor sanmıştım böyle olsun istemiştim ne zaman istediğim olmuştu ki şimdi olsundu. Fotoğrafı alıp kitabın arasına bırakmıştı tek kelime dahi etmedim ne ben ne de o eve geldiğimde saatlerce odamdan çıkmadım ağladım kalktım tekrar ağladım rabbime anlattım bana bir yol göstersin diye dua ettim defalarca ona sığındım ondan başka bana yardım edecek kimsem yoktu.
Şimdi ise odamda oturmuş düşünüyordum hep yaptığım gibi. Telefonun bildirim sesini duymam ile kalbimin ritmi yine düzensiz bir hal aldı. Ekranı açtığımda Kenan'dan mesaj vardı.-Birkaç ev var yarın seninle bakmamız gerekiyor sabah dokuz gibi seni alırım-(Kenan)
Sinirim bozulmuş gibi sessiz bir çığlık attım başkasının fotoğrafını kitabında saklayan adam yakında karısı olacak kişi ile ev bakacaktı. Sanırım artık deliriyordum.
-Benim gelmeme gerek yok sen halledersin- (Efnan) mesajı bir sinirle yazmıştım ama içimden geçenler tam olarak buydu. Aradan bir dakika geçmeden telefonum çalmaya başladı arayan şüphesiz Kenandı bir kaç kere çaldıktan sonra aramayı yanıtladım.
"Dışarıda seni bekliyorum itiraz istemiyorum"
Cümlesini kurup kapatması bir olmuştu gerçekten beni delirtecekti ne konuşacaktık o kızın kim olduğunu biliyorum o resmin ona ait olduğunu da biliyorum. Ah kafam yanıyordu.
Üzerime hızlıca bir şeyler geçirip Yengeme haber edip evden çıktım. Kapının önünde arkası dönük uzun boyunu gördüğümde her ne kadar ona kızgın olsam da kalbime engel olamıyordum."Gelmezsin sanıyordum" gözlerimi devirip yanında yürümeye devam ettim.
"İtiraz istemediğini söyledin"
"Sana denilen her şeyi yapar mısın?" Bir süre durup gözlerine baktığımda sinirimi yüzümden anladığına şahit oldum.
"Evet, ve çoğu kez bundan pişmanlık bile duyduğum oldu" en az benim kadar sinirlenmişti .
"Evet gelelim bugün olanlara, o fotoğrafın orada olduğundan haberim bile yoktu" o konuşmasına devam ederken arkamı dönmüş yavaş yavaş ilerliyordum gözlerim boşlukta her ne anlatırsa anlatsın inanacaktım. Başka ne yapabilirdim ki aramızdaki her ne olursa olsun bu evlilik olacaktı ikimizin de ne hissettiği çokta önemli değildi.
"Emma, o resimdeki biliyorsun onunla üniversite de bir beraberliğimiz oldu ve bitti geçenlerde ofisime uğradı kitabını unuttu bende arabaya bıraktım bir gün karşılaşırsak ona verebilirim diye düşündüm ama anladığım üzere Emma küçük bir oyun oynamış" anlattıklarının yalan veya başka bir şey olma ihtimali içimde yoktu nedense şüphe edemiyordum ama başka bir şey vardı kırılmışlık ,dargınlık, değersizlik buraya gelmeden çok düşündüm ama buradan geri dönüş yoktu o nasıl istiyorsa ona göre davranacaktım o ne istiyorsa onu yapacaktım sevgimi, aşkımı bir süre görmezden gelecektim en azından bir süre.
"Konuşmayacak mısın?" Ona doğru dönüp bir süre gözlerine baktığımda aramızdaki o büyük boşluğu kapatmak için ağır ağır yürüdü nedense o boşluğa alışmıştım eskisi kadar yaralamıyordu. Korkuyordum henüz kendi içimde yüzleşmediğim şeyler adına korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAZHAR
Ficción GeneralYıllarca sevdası kalbimde olan adam ile evleniyordum benim ona olan aşkım onu bana olan nefreti ile olan evlilik. "Bu evlilik öyle böyle olacak ister kabul edin ister etmeyin" babasının keskin sözleri karşımda duran adamı daha da sinirlendirmişti i...