Rekorumu kırdım 2334 kelime vaoov. Hepimizin dertleri var anlatmak isteyen anlatsın ben dinlerim çünkü kimse bana derdimi sormuyor. Soran olsa bile anlatılamayacak kadar iğrenç şeyler bu yüzden çok geç yazıyorum sizlerden anlayış bekliyorum inşalah burdasınızdır. Sizleri burada görmek istiyorum kendinizi belli etmek oy ve yorum atın sizleri seviyorum, sizde beni sevin.
'Adalet hep yerini bulsun 🍃'
Otobüste on beş, on altı yaşında bir kız çocuğunun adam lafına bile layık olmayan bir şahıs tarafından tacize uğradığına şahit oldum kız kendini geri çekmesine rağmen pislik herif kızın üzerine gidiyor ve kızı rahatsız ediyordu. Bir anlık yaşadıklarım gözümün önüne geldiğinde dayanamıyacağımı anlayarak kızın yanına ilerledim ve aralarına girdim tam yine kıza ulaşmak için hareket etmişti ki "Sakın" dedim sesimin tonunu yükselterek o an insanların duyup duymaması umrumda değildi, hatta duymalarını istiyordum bizlerin sessiz çığlıklarına tıkadıkları o kulakları artık bir şeyleri duysun istiyordum.
Daha yeni kendim için neredeyse adalet sağlanmasını başarmıştım ve başkaları için bencil olamazdım.
Otobüste ki çoğu göz bize dönerken insanlar olayı çözmeye çalışıyordu. "Kızı rahat bırak" diye ekledim. Tuttuğum eline bakarak kötü bir gülüş attı ve "Sen nesi oluyorsun?" dedi. "Benim onu tanımamam senin onu rahatça taciz edeceğin anlamına gelmiyor!" söylediklerim karşısında konuya birkaç kişi dahil olmuş adama linç girişiminde bulunmuşlardı. O pislik baya bir dayak yedikten sonra polis gelmiş ve iğrenç mahlukat tutuklanmıştı. Bir günde iki pisliğin içeri atılması ah ne de güzel haber.
◾ ◾ ◾
Eve geleli bir saat oluyordu ve annem hala İstanbul'a dönmem konusunda ısrarcıydı. Oysaki ben burada çok mutluydum. Mehmet vardı, Aysel teyze, Hacer Teyze vardı bunlar beni mutlu etmek için yeter de artardı bile. Bir Ece yoktu ama onla da sürekli telefonda konuşuyorduk. Yetmiyordu ama elimden birşey gelmiyordu.
"Hiç tanımadığımız insanların evinde mi kalacaksın yani? " diyen annem salonda volta atıyordu ben ise o sırada Hacer teyzenin altını değiştiriyordum. Annem bu durumdan hiç memnun olmamış olacak ki yüzünü buruşturarak "Tüm ömrünü bu evde bu yatalak kadının altını değiştirmekle mi harcayacaksın?" dedi. Bu duruma oldukça sinirlenmiştim. "Bu yatalak kadın dediğin kişi ve annesinin senden çok anneliği dokundu bana. Ayrıca tüm hayatımı bu evde geçirmeyeceğim elbet" dediğimde Hacer teyzenin üzüldüğünü fark ettim ama daha diyeceklerim bitmemişti. "Tabi ki onları unutmam, haklarını ödeyemem çünkü en yardıma muhtaç zamanımda bu kız hırlı mıdır? Hırsız mıdır? Demeden evlerini açtılar bana, ara ara ziyaret ederim onları ama kendi ayaklarım üzerinde durmasınıda bilirim ben. Bir erkeğe güvenecek kadar delirmedim ben anne. Elim ayağım var çok şükür kendim çalışır kendim harcarım kimseye de minnet etmem. Senin gibi her eşimle kavga ettiğimde acaba ne zaman gelecek diye yolunu gözlemektense evlenmem de mesela, ya da bir işim yok diye kocam öldüğünde hemen başka bir koca bulacak da değilim sonuçta çalışıyor olacağım öyle değil mi anne? " Söylediklerime karşılık olarak sadece " Peki" diyen annem "Haklısın" diye de ekledi salonla birleşik olan vestiyerliğe doğru yürüyüp üzerinde ki çantasını eline alarak "Davan üç gün sonra. O gün bende burada olurum." diyerek tam evden çıkıyordu ki "An- anne ben özür dilerim öyle demek istemedim" desemde "Üzülme Umut doğruyu söylüyorsun."dedi." Şey anne " diyerek tekrar bana dönmesini sağladığımda" "Gelme. Yani senin için diyorum yorulma o kadar yol sonuçta." sadece başını tamam anlamında salladı annem, yüreğime çok ağır bir yük binmişti ona dediklerim için vicdan azabı çekiyordum. Son kez bana dönüp gülümsedi ama o gülümsemenin zoraki olduğu çok belliydi.