9.Bölüm🍀

2.8K 148 71
                                    


"Adalet yemini🍃"

Tan ağarmak üzere. Düşünceler doluşmuş beynime, kokuşmuş düşüncelerim bir de valizimle çıktım o evden. Girmemek üzere değil de asıl daha güçlü bir şekilde dönmek için terk ettim o evi. Belki yıllar sonra bir gün artık gözyaşları içinde değilde intikam hazzıyla hatırlamak için çıktım o evden.

Daha kapanmadı bu defter sadece ben daha çok güçlenene kadar rafa kaldırdım. Bana bunu yapana ve benim yaşadıklarımı bilmesine rağmen susanlara da gününü ödetmek üzere düştüm yollara.

Ne yapacağımı veyahut nereye gideceğimi bilmiyorum. Çünkü tam anlamıyla kimsesizim. Küçüklüğümden beri çok şeye sahip olmadım ben ama benim olana da sahip çıkmayı çok iyi başardım. Ancak annemi bu şekilde kaybedeceğimi hiç düşünmemiştim inanın.

◾ ◾ ◾

"Umut ne işin var senin burada güzelim?" diyen Ece'nin gözleri ağlamaktan şişmiş dudağı patlamıştı. Onu bu halde görmemele bütün dertlerimi unutmuş, oturduğum kaldırımdan kalkarak boynuna sarılmıştım. "Ne oldu sana böyle Ece?" dediğimde gözleri dolmuş ve başını eğmişti. Ece sadece çok pişman olduğu zamanlar eğerdi başını. Çok dik başlı bir kızdı o. Hep burnunun dikine gitmeyi sever kimseyi dinlemezdi. Ancak ne zaman ki hata yaptığını anlasa küçük bir kız çocuğuna döner hemen başını eğerdi yere.

Elimi çenesine koymuş kafasını kaldırmıştım ancak karşımda en son beklediğim hüngür hüngür ağlayan Ece'ydi. Dudaklarından tek çıkan cümle ise "Sen haklıydın Umut" olmuştu.

Ne teselli edebilecek bir kelime çıktı dudaklarımdan ne de 'Ben demiştim diyebildim' hali perişandı. Dudağından akan kan bunu ona Serkan'ın yaptığının kanıtı niteliğindeydi.

Aradan yarım saat geçmiş anca sakinleşebilmişti Ece. "Ne'oldu hadi anlat bana" mırıltı şeklinde çıkan sesim onu kırmaktan korktuğum içindi. "O, onun gözü dönmüştü Umut. Delirmiş gibiydi. Dün kapıya dayandı,bağırdı çağırdı, vurdu kırdı." diyerek gözünden düşen yaşı silerek devam etti. "Be-beni dövdü." dediğinde artık kendine hakim olamıyor, pazarda kaybolmuş küçük bir kız çocuğu gibi ağlıyordu. Masum ve çaresiz.

"Ee napacaksın şimdi?" diyen Ece elinde iki kupayla mutfaktan çıkmıştı. Bir saat boyunca oturmuş dün gece hakkında konuşmuştuk sonra Ece benim neden geldiğimi sorunca olanları anlatmıştım.

"Hiç birşey bilmiyorum Ece. Ne yaparım? Nasıl yaparım? Nereye giderim? Bunları düşünmedim, düşünecek zamanımda yoktu zaten o, o beni bulursa mahveder." dediğimde hüzün çökmüştü ortama, aynı zamanda gözlerim yaşlarla dolmuş çaresiz hissetmiştim kendimi.

Normalde ağlamanın insanı güçle kılan birşey olduğuna inanırım. Gözyaşlarını gizleyen insanların duygularını gösterecek cesareti olmadığını savunurum ve ağlarken asla çaresiz hissetmem kendimi o pislik herif bana dokunurken bile onun bana dokunduğu için ağladığımdan değilde, ona karşı gelemediğimden aciz hissediyordum.

Ama artık güçlü olmam gerekiyordu. Herkes bana yaptıklarının bedelini ödeyecekti bu bir intikam yemini değildi lakin adalet yemini ediyordum. Şahit ol bu yemine yerlerin ve göklerin yaratıcısı ben döndüğüm de bana yapılanlara karşı adaletle cevap verecektim onlara ancak ilk önce benim buralardan gitmem ve tam anlamıyla güçlendiğim zaman dönmem gerekiyordu. Peki o zaman ne zaman mıydı? Ne zaman ki kimseye muhtaç olmadan, kim ne der diye düşünmeden yaşamaya başladığımda.

"Gitmem gerek buradan Ece. Çok uzaklara gitmem gerek." derin bir nefes veren Ece "İlk gelecekleri yer burası olur, yoksa biliyorsun." demişti. "Biliyorum, biliyorum. Ama ne yapacağımı bilmiyorum, yanımda bir süre beni idare edecek para var"

Bir süre ikimizde sessiz kalmıştık aramızda ki sessizliği Ece'nin "Buldum" diye bağırarak ayağa fırlaması bölmüştü. "Ne buldun?" merakla sorduğum soruyla uzun süre sonra gözümde ilk defa bir umut vardı. "Annemin teyzesi. O, o çok yaşlı ve felç. Kızı da annemden iki yaş küçük işe geç gidiyor geç geliyor. Ben konuşurum Aysel abla'yla orda kalır annesine bakıcılık yaparsın. Hem okuluna da devam edersin." dediğinde sevinç çığlığı atarak bende ayağa kalkmış Ece'nin boynuna atlayarak ikimizinde yere düşmesini sağlamıştım.

Kısa bir an ikimizde yerde debelenerek bu mutluluğun tadını çıkarmış sonradan aklıma gelen şeyle hüzün dolmuştu içim. Ayağa kalkarak Ece'yi de kaldırmış "Çok güzel diyorsun da benim hastalığım ne olacak? Biliyorsun annem bile zor karşılıyordu tedavi masraflarımı." dememle kısa bir süre üzüntüye kapılan Ece "Sen ilk bir git herşeyin bir çözümü var. Hem sen bu hastalığı bir kere atlattın tekrar atlatacaksın." demiş mutlu olmam için elinden geleni yapmaya çalışıyordu.

O an Ece hakkında düşündüklerim için kendimden utanmış "Özür dilerim" diyerek tekrar sarılmıştım.
"Neden?" bu duruma şaşırmış olduğu sesinden belliydi. "Ben, ben senin hakkında yanlış düşündüm özür dilerim" bu sefer sözlerime hıçkırıklarım ve gözyaşlarım da eşlik etmiş üzüldüğümü kanıtlamıştı bir nevi. "Dileme birtanem ne düşündüğünü tahmin edebiliyorum. Kim olsa aynısını düşünürdü benim hakkında çünkü gerçek anlamda bencilin tekiyim." "Değilsin." diyerek daha sıkı sarmıştım kollarımı Ece'ye.

◾ ◾ ◾

Bir saatin ardından Ece bulduğu ilk otobüs biletiyle Mersin'e bir bilet almış ve az birşey doldurduğum bavuluma ihtiyacım olabilecek bir kaç parça eşyasından koymuştu, bu duruma ne kadar itiraz etsem de beş dakika gibi bir süre evde elinde terlikle beni kovalayıp beni ikna etmişti - daha doğrusu mecbur bırakmıştı diyebiliriz-

Saate baktığımda bir saatim kaldığını görmemele hemen Ece'yle evden çıkıp bir taksiyle on beş dakikada otogora gelmiş biletin parasını ödeyerek bimeceğim otobüsün önüne gelmiştik. Muavine bavulumu vererek Ece ile vedalaşmış ve daha fazla oyalanmamak adına hemen araca binmiştim.

Gece on iki gibi Mersin'e varacağımı muavinden öğrenmiş Ece'ye de mesaj atmıştım. Aysel ablaya durumu telefonda pek anlatmamış sadece yardıma ihtiyacım olduğunu isterse annesine bakabileceğimi söylemiştik. O da pek kurcalamamış "seve seve" demişti. Numarasını da Ece'den almıştım ki oraya ulaştığım da bir başıma kalmıyayım. Numaramı kırıp atmam gerektiğini biliyordum ancak şuan ihtiyacım vardı şimdilik telefonu kapatmış sabah oraya varır varmaz Aysel abla'yı aradıktan sonra hattı kıracağıma dair aklımın bir köşesine not almıştım.

Sonunda geldim. Fark ettim ki ne yaşarsam yaşıyayım yazmak bana iyi geliyor. Kaç gündür ruh gibi geziyorum ancak bugün bir yazmaya başladım yüzümden gülümseme eksik olmadı inanın kısa biliyor beklediğiniz süre çok fazla ancak yaşadıklarım çok zor bir günde elimden ancak bu geldi. Yanlışım varsa kusura bakmayın. Oy ve yorum atmayı unutmayın lütfen 🙏

ADIM UMUT BENİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin