onikinci bölüm

124 15 11
                                    

Selaam, nasılsınız? Ben iyiyim. Bir sonraki bölüm final ve içimde değişik bir heyecan var. İçim içime sığmıyor...♡

Sizleri seviyorum, keyifli okumalar❤,
-from rev.

Medya aşırı güzel🥺❤

🎀🎀🎀

Jeno, duyduğu ayak sesleriyle etrafına bakındı. Gelmiş olmalı diye düşündü. Derin bir nefes aldı, kalbi deli gibi atıyordu.

Omzunda bir parmak hissetiğinde arkasındakine döndü. Oğlanın yüzünü görmesiyle kalbi daha da hızlanmış âdeta maraton koşuyordu. Karşısındaki çocuk, cidden güzeldi. Parıldayan gözleri, öpülesi dudakları ve kuğu gibi ince bir boynu vardı.

Jaemin oğlanın yanına yerleştiğinde ilk birkaç saniye elleriyle oynamış ve çimlerle bakışmıştı. Fakat yavaş yavaş rahatlamaya başlamıştı.

"Şey, günlüğü getirmişsin..."

"Ah, evet."

Jaemin'in çekingence dediklerine karşı Jeno ona günlüğü uzatmıştı. İkisininde eli ayağı birbirine dolanmıştı ve kalp ritmleri çok hızlıydı.

Oğlan günlüğün son iki sayfasını okumaya başladığında, Jeno anlık gelen çekingenlikle etrafa bakınmaya ve Jaemin'e kaçamak bakışlar atmaya başladı.

Jaemin'in yüzünü büyük bir gülümseme doldurmuştu son satırları okuduğunda. Kafasını kaldırdı ve diğerine baktı. Jeno ise üzerinde hissettiği bakışlarla yanındakine döndü. İkisininde gözlerinde minik bir çocuğun saf sevgisi vardı. Çünkü çocuklar, gerçek seven tek kişiydiler.

Jeno, çocuğa yaklaştı ve gülümseyerek onu izlemeye başladı. Jaemin ise onun bu hareketine şaşırmış olacak ki gözlerini kocaman açmıştı.

"N-ne yapıyorsun?"

"Seni izliyorum."

Jeno, Jaemin'e âni bir cevap vermiş ve oğlanın daha da utanmasını sağlamıştı. Jaemin, gözlerini kaçırarak kafasını eğdi.

"İsmimi sormayacak mısın Jeno?"

"Soracağım. Ama önce yüzünü aklıma kazımak istiyorum."

"Hey, bunu yapma. U-utanıyorum."

Jeno, çekingen çocuğa sadece sevgili dolu bir şekilde gülmekle yetinmişti.

"İsmin ne?"

"İsmim... Jaemin, Na Jaemin."

"Jaemin ha? Güzel isimmiş. Fakat sen daha güzelsin."

Jeno, flörtöz bir yaklaşımla oğlana iltifat etmişti. Yeni yüz yüze tanışan insanlara göre fazla hızlı olduklarının farkındaydılar ama ikiside birbirlerini sevdiklerine emindi.

Jaemin, Jeno'ya yaklaşık 2 ay boyunca göndermişti o kutuları, o çiçekleri ve fotoğrafları. Birkaç tane gül fotoğrafı ve Jaemin'in günlüğü aralarında bir bağ oluşturmuştu.

Jaemin, kendisine iltifat eden Jeno'yu daha fazla koyu sessizlikte boğmamak için kafasını kaldırarak birkaç saniye oğlanın yüzünü izleyemiş ve bir soru sormuştu.

"Beni gerçekten seviyor musun Jeno? Hislerinden emin misin? Kalbimi kırmanı istemiyorum."

"Jaemin, sana olan hislerimden eminim. Birkaç kutu ile beni kendine âşık ettin, bilmem farkında mısın? Seninle daha uzun vakit geçirdiğimizde senden asla kopamam. Sana söz veriyorum, kalbin kırılmayacak."

Jeno parlak bir gülümseme ile söylemişti bunları. Jaemin'in dudakları yukarıya doğru kıvrılmaya ve gözünden birkaç damla mutluluk gözyaşı düşmüştü.

Jeno, elini oğlanın nemli yanağına attı ve pınarlarından süzülmeye yüz tutmuş göz yaşını sildi. Gözleri yavaş yavaş Jaemin'in gerilen dudaklarına kaydığında, yavaşça eğilmiş ve dudağının kenarına minik bir buse kondurmuştu.

Yüzlerinde aptal bir sırıtışla kollarını birbirlerine sardılar ve gözlerini kapadılar. Huzurlu hissediyorlardı birbirlerinin kollarında.

gül fotoğrafları - nomin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin