Bölüm 5

16.7K 726 56
                                    

Hikayeye geçmeden önce tüm olayların hayal ürünüm olduğunu belirtmek isterim. Bu konuda yazdığım olayların gerçek olup olamayacağı hakkında bilgi sahibi değilim. Olabildiğince gerçekçi yazmaya çalışıyorum .

Keyifli okumalar...

Safa'ya o sözleri söyledikten sonra ondan her yerde kaçmaya başlamıştım . Bir anda ağzımdan dökülüvermişti sözcükler. Şimdi Safa gelip de ruh eşim olduğunu nereden çıkardın derse utancımdan yerin dibine girerdim. 2 gün geçmişti ama ben sürekli ' ya yanlış anladıysam bana olan tavırlarını' diye düşünmeden duramıyordum. 

Diğer yandan 2 gündür hastane çok yoğundu. Köylüleri muayene ediyorduk. Ancak yatış yaptığımız hasta sayısı giderek artıyordu. Bir salgından şüpheleniyorduk ama buna neyin neden olabileceğini henüz çözememiştik. Bu gün Ferit ve ben yanımıza birkaç asker alıp köyde araştırma yapacaktık. Hastaların büyük çoğunluğunun şikayeti kusma ve ishaldi. Hastalığı ilerlemiş olanlarda ise nefes darlığı ve baygınlık  görülen belirtilerdendi.  Her hastaya normalden farklı olarak bir şey tüketip tüketmediğini sormama rağmen bir sonuç elde edememiştim. Bu durumda aklıma gelen tek şey su zehirlenmesi olabileceğiydi. 

Hızlıca hazırlandım ve yanıma numune almak için birkaç malzeme aldım. Hastanenin önüne geldiğimde Ferit beni bekliyordu.

-Günaydın. Çok beklettim mi?

-Günaydın. Bende yeni gelmiştim zaten. Askerlerde gelir birazdan ben hazır olduğumuzu belirttim. 

-Tamam. Ben yanıma numune almak için malzeme aldım. Sen neyden şüpheleniyorsun?

-Ben su toksisitesi olabileceğini düşünüyorum.

-Bende aynı fikirdeyim. Başka bir şey aklıma gelmiyor. Kolera olabilir mi sence?

-Belirtiler uyuyor aslında. Ama tabi gidip köyü bir incelememiz gerekiyor.

-Belkide sularına bir atık bırakılmıştır.

-Bu da yüksek bir ihtimal.

-Ben size numune kaplarından vereyim oraya gittiğimizde siz de numune toplarsınız.

-İyi olur. İkiye ayrılırsak işimiz daha çabuk biter.

Numune almak  için gerekli malzemelerden Ferit'e de verdim. Biz neler olabileceğini tartışırken askeri araç önümüzde durdu.Büyük bir araçtı.  İçinden Safa ve üç asker indi. 

-Bizden önce askerler köyü kontrole gitti ve güvenliğiniz için gözetlemeye başladılar. Buyurun araca bizde gidelim.

-Sağ olun Safa Bey.

-Görevimiz Doktor Bey.

Herkes arabaya bindi . Ben öne Safa'nın yanına oturmak zorunda kalmıştım. Ancak arabayı süren askerin bizi duyma ihtimalinden olsa gerek Safa hiç bir şey söylemiyordu. 

Sessiz geçen bir yolculuktan sonra köye varmıştık. 

-Derin sen suyu incele bende evlere gideyim. Safa Bey bana hastalardan bir kaçının evini gösterebilir misiniz?

-Ceyhun, Hasan ! Siz Doktor Beyle gidin. Emre ve bende Eczacı Hanıma yardımcı olalım.

-Emredersiniz komutanım!

Ferit ve iki asker evlere doğru gittiler. Bense öylece kalmıştım.Ama bir an silkelendim ve kendime geldim.Ben burada insanların neden hastalandığını bulmak için vardım. Gönül işlerinin mesleğimi yapmama engel olmaması gerekirdi.

-Su kaynağı nerede acaba?

-Bu taraftan Derin Hanım...

Su kaynağının yanına gittiğimizde sudan numune aldım. Etrafını inceledim ve notlarımı aldım.

KOMUTAN VE ECZACI HANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin