19. Bölüm: İnanmak

11.7K 766 322
                                    

Keyifli Okumalar! 

***

Sekiz Yıl Evvel, 22 Ekim Akşamı

Mert'le birlikte mahallenin yakınındaki bir hastanede, acil servisteydik. Artık nasıl berbat görünüyorsam, acil serviste bekleyen diğer hastalardan daha öncelikli olarak almışlardı beni içeriye. Bu duruma sevinsem mi üzülsem mi bilememiştim ama sanırım sevinmem gerekiyordu, zira tepeden tırnağa acı çekiyordum. Yanımda kimliğim olmasa bile yine de muayene edilebileceğimi bilmek beni rahatlatmıştı. Danışmaya kimlik bilgilerimi sözlü olarak beyan ettim ve bilgilerim kısa sürede sistemde karşılaştırıldı, daha sonrasında da hiçbir sorun çıkmadan doktorun yanına doğru yol aldım.

Öte yandan Mert de hiç sesini çıkarmadan bana eşlik ediyordu. Yüzü her zamanki gibi ifadesizdi. Onun böyle bir adam olduğunu bilmesem bu ifadesizliği ile ilgili, 'kendini yanımda kalmaya zorluyor' diye düşünebilirdim. Belki de tam da düşündüğüm gibiydi, bilemiyordum. Yine de her ne olursa olsun onun yanımda kalmasından güç alıyordum. En azından bir hastane köşesinde canım yanıyorken yalnız değildim.

Beni muayene eden doktor esmer, genç bir kadındı. Beni incelerken yüzünü buruşturdu ve "Nasıl oldu bu?" diye sordu. Çenemden tutup yüzümü bir sağa bir sola hafifçe oynatarak, yüzümün dört bir yanında oluşmuş olan çürükleri farklı açılardan kontrol etti.

Doktora, "Merdivenlerden düştüm." diyerek yalan söyledim. Bu yalanın gerçeğini bilen tek kişi Mert olduğu için ona kaçamak bir bakış fırlatırken, onun da gözlerini kısmış bir şekilde bana bakıyor olduğunu gördüm. Bu hareketim üzerine doktor ne düşünmüştü bilmiyorum ama Mert'e adeta onu öldürmek istermiş gibi baktı. Sanırım bunu bana Mert'in yapmış olduğunu düşünüyordu. O an gülme hissiyle dolup taştım ama neyse ki kendimi tutabildim.

"Siz şöyle uzanın," diyen doktorun dediğini yaparak yanı başımdaki sedyeye uzandım. Daha sonra kadın hızla Mert'e döndü ve "Hastalarımın mahremiyetine önem veririm!" dedikten sonra sedyenin önündeki perdeyi büyük bir hışımla çekip onu saf dışı bıraktı. Ah, buna inanamıyordum!

Genç doktor derin bir nefes alıp verdi ve göğüs kısmımdan başlayarak alt karnıma kadar elini, belirli kısımlara doğru hafifçe bastırıp bıraktı, bunu yaparken de bastırdığı yerlerde acıya duyarlılığımın olup olmadığını soruyordu. Uzun bir müddet onu olumsuz yanıtladım fakat bir anda öyle bir yere bastırdı ki, o an adeta çığlık attım. Acıyan yer, belimin sağ tarafının kıvrımına yakın olan üst karın bölgemdi. Bunun üzerine doktor elini biraz daha belime doğru kaydırdı ve bendeki asıl vaveyla orada koptu. Anlaşılan belimde bir sıkıntı vardı çünkü ufacık bir baskının bile bende yarattığı o acı dolu hissi ayaklarıma kadar duyumsamıştım.

"Arkanızı döner misiniz? Bir de sırtınızı kontrol etmek istiyorum."

Arkamı döndüm ve doktor, ufak bir el muayenesiyle daha sırtımı da kontrol etti. Sırtımda da ağrı hissettiğim birkaç nokta vardı. Yeniden önüme döndüğümde doktorun yüzündeki memnuniyetsizliği gördüm. Gördüklerinden kesinlikle hoşlanmamıştı. Yattığım yerden doğrularak oturdum. Doktor o an yüzüme endişeyle bakıp ellerimden tuttu.

"Merdivenden düşmeyle olacak şey değil bu. Ayrıca yüzünüzün sol kısmında gözle görülür bir el izi var..." Dudaklarım titredi. "Size darp raporu yazacağım. Bununla emniyete müracaat edebilir, böylelikle eşinizin size daha fazla şiddet uygulamasını engelleyebilirsiniz."

Şaşkınlıkla, "Ha?" diyebildim yalnızca. Eşim ve bana şiddet uygulamak derken?..

"Biliyorum," diye devam etti genç kadın. "Büyük ihtimalle korkuyorsunuz, belki çocuğunuz, belki aileniz, belki de kendi canınız için endişe ediyorsunuz ama bunun önüne geçebilmek sadece sizin elinizde."

MUKADDERATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin