🌟Anlaştık🌟

72 15 47
                                    

"Anlaştık mı?"
Ağzından zorla bir şey alıyordum.
Belli ki normalde de konuşkan biri değildi.

"A-anlaştık."

Kafamda hala çok soru vardı. Ama şu an onun sakinleşmesi için üstüne gitmemek en iyisiydi. Neden çalıyordu? Neden onu okulda daha önce görmemiştim? Ve şu prezervatif olayı da neydi?

"Güzel. Sonra konuşucaz. Şimdi burdan hiçbir şey olmamış gibi burdan çıkacaksın."
Geçmesi için önünden çekildim.
Kapı koluna elini atınca aklıma sormam gereken bir şey gelmişti.

"Bu arada, hangi sınıftasın sen?"

Gözünü kapıyı tutan elinden ayırmadan cevapladı.
"10-A."

♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦

"Offffff. Hiçbir sonuç çıkmadığına inanamıyorum!"

Öğle arası hep olduğu gibi bizimkilerle kantindeydik. Bartu'nun hiçbir bok yapmamasına rağmen dert yanması da sinirime dokunuyordu.

"Lan salak. Sen hiçbir şey yapmadın. Rakunu bulsak bile sana para yedirmezdim."

Tostlarla oturduğumuz masaya gelen Bora yerleştiğinde tamamlanmıştık.
"Bu çıkışta bana gelsenize."

Bora'nın evinde sık sık eğlence akşamı yaparız. Çünkü evi en çok boş olan her zaman odur. Annesi yok ve babası da işi yüzünden eve nadiren uğrar. Ailesinin nasıl insanlar olduğunu bilmesem de, babası daha önce Bartu'yla görüşmüş ve salaklığına rağmen oğluyla takılmasına izin vermiş.

"İyi olur ya. Eğleniriz."
Tabiki buna asla hayır demem.

Bartu tıkınmaya çalıştığı tostuyla konuşmaya başladı.
"Ben gelemem ya. Sürekli sendeyim zaten. Bu çıkışta da gitmezsem eve annem ananı siker."

"Ben alırım izin. Ve konuşmadan önce iki kere düşün lütfen."

Çapraz masada oturan iki kız gözüme takıldı.

"Bora."

"Hm?"

"Şurdaki kızlar seni kesiyor ha."

Bora bakmak için daha kafasını bile tam döndüremeden Bartu ayaklandı.

Kantin tezgahına gidermiş gibi yaparken yanlarından geçmek için hazırlandı. Salınarak yürüyordu.

Tam yanlarından geçerken eli masadaki kızların birinin içeceğine çarptı ve bu içeceğin masaya, ordan da kızların üstüne dökülmesine yol açtı.

Kızlar şokla ayaklandı.
"Ay pardon kızlar elim çartı."
Konuşmasından bile kaza olmadığı fazlaca belli oluyordu.

Bartu hiçbir şey olmamış gibi kıvırta kıvırta tezgaha ilerlerken Bora ve ben olduğumuz yerde gülmekten ölümüştük zaten.

♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦

Günün son teneffüsü ve ben 10-A'nın kapısındayım.

İçeriye kafamı uzatıp etrafı taradığımda Uzay'ı göremedim.
Sormak için kapıya en yakın olan bebeleri seçtim.

"Kardeşim bir bakar mısın?"

"Hm?"

"Uzay burda mı acaba? Ya da nerde olacağını biliyor musun?"

Sarışın çocuk bir süre düşündü. Sınıfta gezdirdi gözlerini ve eliyle cam kenarındaki en arka sırayı gösterdi.

"Sanırım o."

Sanırım mı? Bundan anladığım kadarıyla Uzay ya buralarda çok yeni, ya da pek sosyalleşmek isteyen birisi değil.

Teşekkür edip arka sıraya doğru yol aldım. Yanına ulaştığımda yüzünü değil de, kapüşonu çekip kafasını sıraya koymuş bir çocuk gördüm.

Yanına oturdum. Belki hisseder de kendi kalkar diye. Ama kıpırdanmadı bile.

Ona biraz daha yaklaştım. Nefes sesleri derin ve sakindi. Sanırım uyuyordu.

Onunla konuşmam gerekmesine rağmen onu uyandırmak istemiyordum. Soyunma odasında çok kötü görünüyordu. Sanki bunu ona biri yaptırıyordu. Ya da zorunluluk ve isteksizlikle yapıyordu. Belli ki o da istemiyordu.

Yanından kalkıp ve sınıftan çıktım.
Şu an onu uyandırmak hiç içimden gelmiyordu.

⭐Üç Silahşörler⭐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin