2/10

232 17 2
                                    

15.02.2020

Oh Sehun yine o kaldırımda oturmuştu, yine ağlamaktan gözleri ve dudakları şişmişti.

Yine yanına gidip oturdum. "Sehun." Dedim bu sefer. Başını kaldırmadı. Nefesi titrekti, duyuyordum.

"15 Nisan, 2018." Diye fısıldadı. Anlamayarak omzuna dokundum. "Bu neyin tarihi?" Sonra aklıma geldi ve telefonumun tarih kısmına baktım.

Ayın 15'i.

"O, gitti." Elimi tuttuğunda hâlâ omzuna dokunduğumu yeni fark ettim. Elimi sımsıkı tuttu. "Ona benziyorsun."

Meraklı bir ifadeyle Sehun'un yüzüne eğildim. "O kim?" Kafasını kaldırdı. Saçları uzamıştı. Yüzü çökmüştü. Yine çok ağlamıştı.

"Onun da böyle elini sımsıkı tutardım ama gitti. Sen gitme, olur mu?" Şaşkınlıkla kafamı salladım. Başını omzuma dayadı.

O'nu merak ettim. Kimdi, O? Bir kız mıydı? Oh Sehun'u bu hâle sokan bir kız mıydı?

Sehun doğruldu. İşaret parmağını çeneme koydu. "Sen, çok güzelsin. Bense bunu fark edemeyecek kadar aptaldım." Dedi. Yüzümü uzun uzun izledi, bu beni utandırdı.

"Dudakların da onunkilere çok benziyor." Elini enseme koydu. Beni hızla kendini çekti.

Dudakları dudaklarımla buluştuğunda gözlerim kocaman açıldı. Akşamdı, saat geçti. Sokakta kimse yoktu.

"Ama çok farklı, çok daha güzel."

Oh Sehun beni öptü ve yağmur başladı.

𝒑𝒂𝒓𝒂𝒅𝒊𝒔𝒆 | 𝐬𝐞𝐡𝐮𝐧 [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin