6/10

189 16 5
                                    

15.04.2020

Ayın 15'i.

Sehun'un içtiği, kaldırımda oturup ağladığı gün.

Benim onun yanına oturuşum ve onu dinleyişim.

İç çektim. Bugün 15 Nisan'dı. Oradaydı işte. Burnu kıpkırmızıydı. Elinde bira şişesi de vardı bu sefer.

Yanına oturdum. "Bana onu anlat." Dedim başımı omzuna yaslarken. Saçlarımı okşadı.

"Güzeldi, çok güzeldi. Pembe, ufak dudakları vardı. Uzun boyluydu ama senden kısaydı. Gülüşü bana can verirdi. Seninkiler gibi uzun, karamel saçları vardı."

Gözyaşlarının akmasına izin verip bira şişesini kafasına dikti.

"İki yıl önce bugün, bu caddede onu benden kopardılar. Çarpan araba arkasına bakmadan kaçtı. Boynu kırılmıştı. Mi Young'un boynu kırılmıştı."

Demek O'nun adı Mi Young'tu.

Bana döndü. Avuçlarımı sıkıca kavradı yine. İçlerine bir kelebek öpücüğü kondurdu. "Ve ben onun gibi yüreği güzel bir kadına aşık oldum. İzin ver gülüşün bana can versin."

Dudaklarım aralansa da sonra geri birbiriyle buluştu. Ya beni ayılınca istemezse? Geçen seferde öyle olmadı mı?

"Ben... Yapamam Sehun. Bana yaptıklarını unutamam."

Pişman olur muyum, bilmiyordum ama hayır. Onun sevgisini istemiyordum. Sehun yüzünden okulu bırakmak zorunda kaldım.

Bir de kız arkadaşı mı olacaktım?

Ben tek bir duygu ifadesi bile göstermeden dururken o bana sarıldı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti.

Ve ben... Ona sadece acıyabildim.

𝒑𝒂𝒓𝒂𝒅𝒊𝒔𝒆 | 𝐬𝐞𝐡𝐮𝐧 [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin