5/10

192 16 2
                                    

14.04.2020

Hastalığım sinsice ilerliyordu, hissediyordum. Annem ve babam bana karşı öyle ilgisizlerdi ki, hiçbir şey fark etmemişlerdi.

Kan kusmaya devam ediyordum. Nefes almakta zorlanıyordum. Sehun ihtiyacı olmadığı hâlde benim çalıştığım kafede işe girmişti.

Benim yapmam gerekenleri o yapıyordu. Patronumu da beni kovmaması için ikna etmişti.

Boktan hissettiriyordu her şey. İnsan öleceğini bilince yerinden kımıldamak bile istemiyordu.

Evet, bunca yaşadığım şeyden sonra, vücudumdaki haddi hesabı olmayan yaralardan sonra ölümün benim için tek kurtuluş olduğunu fark etmiştim.

Başım hafiften döndüğünde benim gibi garson olan Hyungwon kollarımdan beni yakaladı.

"Hey, iyi misin?" Nefesim tekrar tıkandığında Hyungwon önümde çöktü. "Biraz daha dayan. Yirmi dakika sonra paydos alacağız."

Ona gülümsedim. Hyungwon, bu dünyada güvendiğim tek insandı. Hastalığımı bilmese de bana hep destek olmuştu.

Gözlerim dolarken kollarımı onun boynuna sardım. "Sen çok iyi bir arkadaşsın." Güçlü kolları belimi sardı.

"Neye ihtiyacın olursa olsun, seslenmen yeter. Ben orada olacağım." Gözyaşlarım onun omzuna düştü.

Bunlar olurken bizi izleyen ve sinirden yumruklarını sıkan, tırnaklarını derisine geçiren Sehun'u fark etmemiştim bile.

𝒑𝒂𝒓𝒂𝒅𝒊𝒔𝒆 | 𝐬𝐞𝐡𝐮𝐧 [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin