29.04.2020
Bir türlü pes etmek bilmiyordu ve bu artık sinir bozucu olmaya başlamıştı. Belki Sehun'a karşı duygularım vardı ama gururum önüne geçiyordu.
Hyungwon başımı okşayarak bana gülümsedi. "Aklın neyle meşgul böyle?" O elini çektiğinde iç geçererek gülümsedim. "Hiç, öyle boş boş düşünüyordum."
Yerleri paspaslamaya devam ederken bir an için durakladı. "İyi değilsin, değil mi? Bir hastalığın mı var Yun Hee? Bak biliyorsun, sana elimden geldiğince destek olurum." Dediğinde yutkundum.
"Hayır Hyugwon. Ben gayet iyiyim." Cevap verirken ki tonum sert ve belliydi.
O da mesajı almış olacak ki bana başka bir şey sormadı.
Çıkış saatimiz geldiğinde Hyugwon'dan önce Sehun yanıma geldi. Elindeki hırkayı bana uzattı. "Dışarısı soğuk. Bunu giy." Kaşlarımı kaldırarak hırkayı aldım ve üzerime geçirdim.
İkimiz birlikte yürürken yanımda dudaklarını birbirine bastırdığını, yutkunduğunu görebiliyordum. "Bir şey söyleceksen söyle."
Bakışları bana dönerken kırgındı. Sebebini anlayamamıştım. "Beni reddetmenin sebebi kafedeki çocuk mu?" Gözlerimi kısarak ona baktım.
"Ne?"
Ellerini birbirine sürttü. "Onu seviyorsun değil mi? Benimle konuşurken hiç gülmüyorsun ama yüzünün aydınlanması için ondan bir kelime duyman yeterli."
Ne dediği hakkında hiçbir fikrim yoktu, hiçbir zaman Hyugwon'u bu şekilde düşünmemiştim ama eğer benden uzak durmasını sağlayacaksa...
"Evet, onu seviyorum."
Oh Sehun, zihninin ve kalbinin binlerce parçaya bölündüğüne yemin edebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒑𝒂𝒓𝒂𝒅𝒊𝒔𝒆 | 𝐬𝐞𝐡𝐮𝐧 [✓]
Fanfiction"Bir cennet hayal et Sehun, ben orada olacağım." - [oh sehun • girl] | minific by ae-shi