finâlem

4K 263 148
                                    

ve son kez, iyi okumalar 🍓

"Nereden öğrendin benim orada olduğumu?"

İki genç uzun sarılmalar ve aylardır kendilerine çektirdikleri eziyetler sonunda özlem gidermiş, Jungkook'un 'son kez buluşalım' dediği sahil kenarında Jimin'in saatlerce Jungkook'u beklediği bankta oturuyorlardı.

İkisinin de cevabını merak ettiği binlerce soru vardı ama soruların cevabı her ne olursa olsun birbirlerini bırakmaya niyetleri yok gibiydi.

Bir daha ne Jimin Jungkook'u Jimin'siz ne de Jungkook Jimin'i Jungkook'suz bırakırdı.

Birbirlerinin kokuları onlar için oksijenden daha değerliydi, birbirlerinden kalp atışları bu dünyada duymak istedikleri tek sesti.

"Namjoon'u aradım, seni almasını ben söyledim." Jungkook aylardır hasretini çektiği yumuşak saçları okşarken cevapladı pembe saçlı oğlanın sorusunu, saçlarının tekrar pembe olduğunu görmek Jungkook'un eskisi gibi olabileceklerini anlamasındaki en büyük etkendi.

"İlişkimizi mahveden adamı mı aradın cidden?" Jimin şaşkınlık nidalarıyla konuştu, Jungkook normalde çok kıskanç biriydi.

"Evet, aslında durum sadece seni almasını istemem değildi. Ona sana yakın davranmasını ve onunla sevgili olmanı istemesini söylemiştim. Eğer kabul etseydin o evden çıkmayacaktın ama hala beni sevip eskisi gibi olmak istiyorsan o evden çıkacak ve görmek için saatlerdir o kapıda seni bekleyen beni dünyanın en mutlu adamı yapacaktın." Jungkook son söyledikleriyle gülümsedi ve pembe saçlı oğlanı kendine çekip çilek kokan boynuna minik öpücüklerini sıraladı.

"Gitmeyi hiç düşünmemiştin yani?" Jimin, Jungkook'un öpücüklerinden huylandığı için kıkıyordu ama hala bazı sorunların çözülmesi gerektiğini bildiği için konuşmaya devam ediyordu.

"Aslında yaklaşık 3 saat sonrası için bir biletim var" Jungkook bileğindeki saatine bakarken konuştu, "Ama tabi o bileti o evden çıkmazsan kullanacaktım. Şu an buradasın, benim yanımda. O yüzden gerek kalmadı."

"Jungkook seni bu dünyadaki her şeyden daha çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?" karşısındaki adamın gözlerine aşkla bakarken konuştu Jimin. Tanrı biliyordu ya, bu adam için canını bile verirdi. Geçmişte yaptığı o aptallıkları bir daha asla yapmazdı çünkü biliyordu Jimin, Jungkook olmadan o bir hiçti.

"Biliyorum güzelim, geçmişte birçok hata yaptığımızın ve belki bazılarının affedebilir bir yanının olmadığını da. Ama seni öyle seviyorum ki, yaptığın her bir hatayı görmezden gelip yine sana gelirim. Benim yanım senin yanın, bu kalp senin için atıyor." Jungkook elini kalbinin üstüne koydu ve gözleri dolu doluyken kocaman bir gülümseme sundu sevdiğine.

Belki onu aldatmıştı, belki ona acı çektirmişti. Ama Jungkook biliyordu Jimin'in onu deli gibi sevdiğini. Bu gerçek diğer tüm hataların üstünü örtüp yepyeni bir hayat sunabilirdi Jungkook'a.

"Bir daha asla yapmayalım bu hataları. Seni bir kez bile ağlatmayacağıma söz veriyorum Jungkook, yemin ederim asla bırakmayacağım seni." Jimin ağlarken bir yandan da hızlı hızlı konuşup Jungkook'a değiştiğini ve onu ne kadar çok sevdiğini kanıtlamaya çalışıyordu.

Jungkook ise karşısındaki güzelliği kafasını usul usul sallayarak dinliyor, onu affettiği için içinden kendine alkışlar tutuyordu.

Jimin hala konuşmaya devam ederken Jungkook onun sözünü kesti, "Jimin... bana bir şeyler kanıtlamaya çalışmana gerek yok güzelim. Gözlerin bana olan sevgini en ince ayrıntısına kadar yansıtıyor, ki eğer bana olan sevgine azıcık bile inanmasam şu an uçakta olurdum."

Jimin Jungkook'un söylediklerini duyduktan sonra sanki ağlamıyormuş gibi daha şiddetli ağlamaya başlamış ve Jungkook'a kollarını sımsıkı sarmıştı, "Yemin ederim seni sevmeyi hiç bırakmadım."

Jungkook kendisini saran çocuğun saçlarına ufak öpücükler kondururken fısıldadı, "Biliyorum çiçeğim."

"Seni bu hayattaki her şeyden çok seviyorum."

"Biliyorum sevgilim."

"Senin için her şeyi yaparım."

"Biliyorum güzelim."

Jimin saatlerce özür diledi kollarında ağladığı gençten ve Jungkook o her özür dilediğinde bir kez daha öpücük kondurdu pembe saçları.

Orada ne kadar durdular, ne kadar ağladılar, ne kadar özlem giderdiler bilmiyorlardı. Birliktelerken zaman kavramı yok oluyordu onlar için.

Kaderin onlara oynadığı ufak oyundan bir kez daha galip çıkan iki genç, bu sefer gerçek anlamda sonsuza kadar beraber olmak için söz verdiler birbirlerine.

Artık ne kaderin onlara oyun oynamaya mecali kalmıştı ne de onların bu oyunlardan galip çıkmaya.

Bundan sonra hayat onlara güzel ödüller verecek ve mutlu bir aile kurup hayallerini gerçekleştirmeleri için tüm avantajları sunacaktı.

Jungkook sonsuza dek Jimin'in, Jimin sonsuza dek Jungkook'undu.

bu fici bir kez daha tamamen bitirmiş bulunuyorum, bölümleri çok sık atamadığım için sizden çok özür dilerim ama gerçekten hayatımda her şeyin düzensizleştiği ve asla toparlayamadığım bi dönemdeyim
umarım bu fici okurken mutlu olmuş ve bir nebze de olsa jikook'a bir kez daha aşık olmuşsunuzdur, özel bölümler yazıp jikook'un mutlu aile tablosunu göstermeyi düşünüyorum ama söz veremiyorum bu konuda
sizleri çok seviyorum, buraya kadar okuyup destek veren hepinize benden kocaman kocaman öpücükler 🍓 iyi ki varsınız, jikook'la kalın 🍓

Vídere Possum 2 | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin