4

1.3K 115 38
                                    

"Dışarısını öğrenene kadar burada kalmaya ne dersin?"

Ava bu teklifi beklemiyordu. Evet Marcel onu kurtarmıştı yani biraz yardım etmişti ama yine de onu evine alıcağını zannetmiyordu. Kim evinde peşinde katil olan bir kızı isterdi ki?

"Neden bana yardım ediyorsun? Beni tanımıyorsun bile."

Düşününce kız haklı gibi duruyordu. Marcel neden kıza yardım ettiğini kendisi de anlayamıyordu. Bir şekilde kızı kendisine yakın görüyordu ve yardım etmek istiyordu. Kız hakkında bir iki ufak bilgi dışında birşey bilmiyordu. Sadece yardım etmek istiyordu.

"Sadece yardım etmek istiyorum. Bir sebebi yok. Peki, şimdi cevabın ne?"

Ava kalması gerektiğini biliyordu. Dışarısı hakkında neredeyse hiçbirşey bilmiyordu. Fakat Marcel'e güvenip güvenemeyeceğini de bilmiyordu. Yapmaması gerekiyordu ama bu sefer duygularına göre hareket etti. Birisine güvenmek istiyordu. Sonucu ne olursa olsun.

"Kalabilirim... Galiba."

"Bunu duyduğuma sevindim."

Ava geldiğinden beri ilk defa gülümsemişti. Tam olarak gülümseme denemezdi ama Marcel için yeterliydi.

                 ~ 1 hafta sonra ~

Ava'nın Marcel'in yanında kalmaya başlamasının üzerinden bir hafta geçmişti. Ava etrafına alışmaya çalışıyordu ve bu Marcel sayesinde daha da kolaylaşıyordu. Bir hafta içerisinde Marcel elinden geldiğince Ava'yı tanımaya çalıştı. Kendisi hakkında ne varsa kıza anlatmıştı. Ava'nın kendisine güvenmesini istiyordu. Tabii Marcel'in vampir olduğunu öğrenmesi Ava için kolay olmamıştı.

Marcel onun korkup kaçabileceğini düşünmüştü. Ava onun aksine sakin bir şekilde karşılamıştı. Kendisinin kurt adam olduğunu öğrendikten sonra vampirlerin olması onu o kadar da şaşırtmamıştı. Marcel her ne kadar kendisini Ava'ya açsada kızın ona güvenmesinin zaman alıcağını biliyordu. Marcel'in yanında kalarak zaten büyük bir adım atmıştı. Bu yüzden Marcel kızı kendi haline bıraktı ve dışarı çıktı.

Ava, Marcel'in gittiğinden emin olduktan sonra bir hafta önce tesisden kaçarken yanına aldığı belgeyi tekrar okumaya başladı. Kendisiyle ilgili kendisinin bile bilmediği şeyler yazıyordu. Babasının ismi yazıyordu fakat babası 1941 yılında ölmüş gözüküyor. Annesi ile ilgili ise hiçbirşey yoktu. Şimdilik elinde olan tek şey 69 yıl önce ölmüş birisinin ismiydi. James Buchanan Barnes.

Daha fazlasını bulmak için tesise geri dönmesi gerekiyordu. Bu şimdi yapabileceği birşey değildi. Tesisin dışında olan yaşamla ilgili pek fazla bilgisi yoktu. Black Widow'ların hepsi farklı bir ortama hızlı bir şekilde uyum sağlamak için eğitilmişti. Fakat Ava bir Black Widow değildi. Ona öğrettikleri tek şey öldürmekti. Black Widow gibi sinsi bir şekilde değil. Bir Kış Askeri gibi seri bir şekilde. Eğer hala orada olsaydı büyük ihtimalle onunda beyniyle oynayacaklardı.

Kafasını salladı Ava. Bunları düşünmenin bir anlamı yoktu. Bütün bunlar geçmişte kalmıştı. Şimdi yeni bir başlangıç yapabilirdi. Tanıdığı herkesin aksine Marcel ona güveniyordu ve bu onun için yeterdi. Herşeyi unutup buradan devam edebilirdi. Böylesi onun için de iyi olurdu. Elindeki belgeye baktı kız. Bundan kurtulmam lazım. Diye geçirdi kendi kendine.

Etrafına bakındı. Kağıtları yakmak için birşeyler arıyordu. Pencerenin kenarındaki masanın üstündeki kibrit kutusunu gördü. Koltuktan kalkıp kibritleri aldı ve kağıtları yanmayacak bir kasenin içine koydu.
Kibrit kutusunu elinde tutuyordu. Yeni bir sayfa açmak için tek yapması gereken bir kibrit yakıp kağıtların üstüne atmaktı. Ama bir türlü yapamıyordu. Eğer kağıtları yakarsa yapıcağı şey yeni bir sayfa açmak değil geçmişinden kaçmak olucaktı. Geçmişi asla onun peşini bırakmayacaktı.

        
                ~New York Amerika~

Natasha, Clint'i yanına gittiğinde beklediği bir görüntüyle karşılaştı. Clint sandalyede oturmuş ayaklarını masanın üstüne uzatmış ve yine birşeyler yiyordu. Bir taraftan da bilgisayarda oyun oynuyordu.

"Bu sefer kime bu kadar sinirlisin?"

"Sinirli olduğumu nereden çıkardın?"

Clint kadına döndü. Gözlerini kısıp kadının yüzünün hemen yanında durdu. Sanki birşey anlamaya çalışıyormuş gibi duruyordu.

"Hmm. Her zamanki gibi donuk surat. Lakin gözünün kenarında ufak bir kırışıklık var ve bu sadece sen birisine kızdığında orada oluyor. Yani beni uğraştırma da kime sinirlendiğini söyle."

Natasha, Clint'e karşı döndü. Her zaman ki tehdit edici bakışlarından birini attı. Clint ani korkuyla geri sandalyeye düştü. Kadını kaç yıldır tanısa bile hala bakışlarından korkuyordu.

" Tamam be. Bir şey demedim. Bakmasana öyle kadın. "

Natasha adama bakmayı bırakıp bilgisayara döndü. Clint'in oynadığı oyunu  kapatıp yeniden yüz arama yapmaya başladı. Beş yıldır birşey bulamasa da ümidini kesmek istemiyordu. Fakat bilgisayardan yine aynı sonuç gelmişti. Hedef bulunamadı.

"Beş yıldır bir kızı arıyorsun ve hala bulamadın. Ne zaman vazgeçmeyi düşünüyorsun? Ya da bana tam olarak kim olduğunu söyle bende yardım edebileyim. Hayır yani onu da anlamadım. Bana neden söylemiyorsun ki kim olduğunu. Fury bile biliyor ama en yakın arkadaşın olarak ben bilmiyorum. Cidden kim bu kız?"

"Yardım edebileceğin bir konu değil. Kızı yakalamaya çalışmıyorum. Sadece hala hayatta mı onu  öğrenmeye çalışıyorum." 

Clint yerinden kalktı ve elini göğsüne koyup "Natasha en yakın arkadaşın olarak sana bu konuda sonuna kadar yardım edeceğime söz veriyorum." dedi.

"Tekrar söylüyorum Clint. Kızı yakalamaya çalışmıyorum ve bu bir görev değil. Benim geçmişimle alakalı. Seni bunun içine sokmak istemiyo-"

"Eğer seni ilgilendiriyorsa beni de ilgilendirir. Şimdi bana kızın ismini söyle ki bende bilgisayar dışında bir yerde arayabiliyim."

Clint ciddi gibi duruyordu. Natasha her ne kadar söylemek istemese de Clint'in tek başına arayabileceğini biliyordu. Ve eğer kendi başına ararsa adamın ölme şansının yüksek olduğunu da biliyordu.

"Peki, madem yardım etmek istiyorsun. Ama bir şartım var."

"Kabul."

"Kızı bulsan bile iletişime geçmiyeceksin."

"Kabu- Ne? Neden?"

"O kısım seni ilgilendirmiyor. Zaten benim geçmişimle ilgili çoğu şeyi biliyorsun buna gerek yok. Kabul mu?"

"Off. İyi be . Tamam kabul. Şimdi ismi söyle hadi."

Natasha Clint'e baktı. Zaten kendisiyle ilgili birçok şey biliyordu adam. Ama bu en büyük sırrıydı. Yine de Clint'in yardımı işine yarayabilirdi. Riske değebilirdi. Natasha Clint'in yardımının işe yaramasını umarak kızın ismini söyledi.

"Ava Romanova."

Merhabalar canlarım. Nasılsınız iyimisiniz. İyisinizdir inşallah. Biraz fazla gecikmiş olabirim ama sonuç itibariyle yazabildim. Beğenmişsinizdir umarım. İyi günler kuzularım. Ne çabuk sona gelmişim osnsondkd

The Little BallerinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin