17

1.1K 99 212
                                    

 Selam. Nasılsınız canikolarım? Medyadaki videonun bölümle alakası yok ama çok güzel bakın derim. İyi okumalar. 

                    ~Birkaç saat sonra~

"Geldik mi?"

"Clint kapa çeneni."

Natasha adamın her yarım saatte bir bunu demesinden bıkmıştı. Yaklaşık on saattir uçaktalardı. Jessica dört şişe bira bitirmişti. Marcel ile Natasha, Ava ile ilgili konuşuyorlardı. Clint sürekli söylenmenin peşindeydi. Kol Clint ile kavga edip duruyordu. Archie ise sadece susmuş kardeşiyle olan konuşmalarını dinliyor ve videolarını izliyordu.

O sırada onların olduğu kabine birisi girdi. Sarışın bir kadındı. Marcel ve Kol arkaları dönük olduğu için görmemişti.

"Pardon. Yanlış kabin."

Marcel sese doğru döndü. Karşısında Rebekah'ı görmüştü. Adam kaşlarını çattı.

"Senin burada ne işin var? New Orleans'de olman gerekirdi."

Kol ve Clint Marcel'in sesini yükseltmesiyle ne olduğunu anlamak için kafalarını uzattılar. Kol kız kardeşini görünce kaşlarını çattı.

"Seni dışladılar mı kardeşim?"

Rebekah Kol'a dönüp sahte bir gülümseme koydu yüzüne.

"Hayır. Onun yerine Klaus diye bir kardeşimiz var."

Kol somurtmaya başladı. Clint ise olaya anlam vermeye çalışıyordu. Archie hala hiçkimseyi dinlemiyordu. Jessica sızmıştı. Marcel'in kaşları iyice çatılmıştı.

"Klaus burada mı?"

Rebekah şirin bir şekilde gülümseyerek kafasını onaylar biçimde salladı. Rebekah adamın yanında ki kadını gördü. O kadın Ava'nın annesiydi. Ya da Rebekah öyle zannediyordu. Kadın ona bakıyordu.

"Seni bir yerden tanıyor muyum?"

Natasha yerinden kalkıp Rebekah'a bakmaya başladı.

"Natasha Romanoff."

Rebekah anlamış gibi kafasını salladı.

"Sen şu yenilmez kadınsın."

Natasha yalandan gülerek kafasını salladı. Sonra yerine geri oturdu. Rebekah gidecekken Marcel seslendi.

"Burada boş yer var otursana."

Rebekah'ın ilk gördüğü yer kızıl saçlı bir çocuğun yanıydı. "Peki." diyerek çocuğun yanına oturdu. O sırada onların bulunduğu kabinin kapısı yeniden açıldı.

"Rebekah bu kadar uzun süren ne?"

Klaus içeri girdiğinde karşısında ilk Marcel'i gördü. Marcel koltuğundan kafasını yan tarafa doğru uzatmış Klaus'a bakıyordu. Rebekah kardeşine bakarak "Boş yer buldum." diyip gülümsedi. Natasha yerinden kalkıp Jessica'nın yanına geçti. Klaus kadının kalktığı yere oturdu.

Marcel hiç konuşmadan sadece çatık kaşlarla adama bakıyordu. Klaus Marcel'in ona baktığını görünce "Ne?" diye sordu. Marcel adama bakmaya devam etti.

"Sen olmasan bunların hiçbiri olmayacaktı."

Klaus baygın bakışlarla adam bakıyordu.

"Senin kızın olmasaydı da bunlar olmayacaktı."

Natasha arkadan konuşmaya dahil oldu.

"Ava onun kızı değil."

Marcel kafasını kadına çevirdi.

The Little BallerinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin