6

1.2K 124 97
                                    

Ava New Orleans'e gelene kadar yaşadıklarını Josh ve Marcel'e anlatmıştı. Bazı olayların sadece üstünden geçmişti. Her ne kadar geçmişinin karşısında ayakta durmayı başarsada hala geçmişe ait travmaları vardı. Bunları anlatmaya hazır değildi. O an anlattıklarını bile nasıl anlattığını bilmiyordu. İnsanların güvenilir olup olmayacağını anlayabiliyordu. Karşısında duran iki adam ise belki şu anda dünyada güvenebileceği tek kişilerdi.

Marcel düşünceli bir şekilde oturuyordu. Josh ise duyduklarını sindirmeye çalışıyordu. Kim bir çocuğu karın içine gömerdi ki veya kim neden bir çocuğa tecavüz ederdi? Bunları anlayamıyordu Josh. Bir yandan kendisine de kızıyordu. Kıza hiçbir şey hissetmediğini söylemişti. Ama kız buna rağmen Josh'a güvenmiş ve ona sırlarını anlatmıştı. Josh kızın yüzüne bakamıyordu. İçinden kendisine kızıyordu.

Ava, Josh'un zihnini okuyabiliyordu. Kendisine ne kadar kızdığını biliyordu. "Kendine kızmana gerek yok. Bilemezdin." dedi Ava. Josh Ava'nın sesli konuştuğunu zannetmişti. Fakat Marcel'in duymadığını anlayınca kızın sadece zihin okumakla kalmadığını anladı. Ava'nın ona kızmadığını bilmek Josh için iyi olmuştu. Josh bunları düşünürken Marcel'in aklından ise daha farklı şeyler geçiyordu.

"Seni ve Yelena'yı bulduğum gün bir adam vardı. O kim?"

"Onun asıl yeri KGB değil. HYDRA ödünç verdi denilebilir. Sadece bir kukla."

Josh yine pek bir şey anlamamıştı.

"Kukla mı?"

"Evet. HYDRA'nın beyin yıkama konusundaki en büyük başarısı o. Kış Askeri. Yaklaşık 90 yaşlarında."

"Bir vampir daha bulduk Marcel."

"Hayır o vampir değil. Sadece gerekince kullanıyorlar. Geri kalan zamanda buza kapatıyorlar."

"Peki adını biliyor musun?"

"Hayır. Seni neden ilgilendiriyor ki o?"

"Yüzü tanıdık gelmişti. Herneyse, ailen hakkında bir bilgin var mı? Yelena' nın söyledikleri dışında."

Ava oturduğu yerden kalktı ve koridorun sonunda ki odaya doğru yürümeye başladı. "Nereye gidiyorsun?" diye sesledi Josh. Ama Ava cevap vermeden yürümeye devam etti. Odaya girip bir dosya aldı ve odadan çıktı.

Elinde dosya ile Marcel'in yanına geri döndü. Dosyayı Marcel'e uzattı.

"Elimde sadece bu var. Geri kalanı tesis de olması lazım."

Marcel dosyayı açıp okumaya başladı. Herşey rusça yazıyordu. Kendisi rusça bildiğinden okuyabiliyordu fakat aynı şey Josh için geçerli değildi.

"Farklı diller öğrenmem gerektiğini biliyordum."

Marcel Josh'un dediğine aldırmayıp dosyayı okumaya devam etti. Ava'nın annesi hakkında hiçbirşey yazmıyordu. Ava'nın üzerinde yapılan deneyler hakkında bilgiler ve kurt geninin kimin üstünden geldiği yazıyordu. Yani sadece babasının ismi vardı. Marcel bu ismi tanıdığına gayet emindi. 

"Çavuş James Barnes baskın sırasında trenden düşerek öldü."

Böyle yazıyordu gazetede. Yüzbaşı için oldukça zor bir olay olmalıydı. Çocukluk arkadaşını kaybetmek.

"Üzücü değil mi? Kahramanlarımızdan birini kaybetmek."

Marcel yanındaki adama baktı. Elindeki gazeteyi görmüş olmalıydı.

"Evet öyle." deyip adamı geçiştirdi.

"Biliyor musun cesedini bulamamışlar. Sadece bir kol parçası bulunmuş. Sence de şüpheli bir olay değil mi?"

The Little BallerinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin