-7-

242 21 17
                                    

°

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

°

En nihayetinde başka bir okul gününün bitişinin habercisi olan zil çaldı, sınıfın dört tarafından okulu terk etmeye hazır öğrenciler eşyalarını toparlayıp çıkışa doğru koşuşturmaya başladılar. Daisuke de çantasını kolundan kavradı ve sırasından kalkmadan önce son bir kez istemsiz olarak sağ ön çaprazındaki sıraya ilişti gözleri. Aslında aradığının farkında bile olmadığı gencin gözleriyle buluşunca irkildi bir anlığına. Ryuuji rahatça gülümseyip başıyla veda anlamında ufak bir selam verince kendini toparladı ve harekete aynı şekilde karşılık verdi. Sınıfın daha fazla içeride durmak için fazla sıcaklaştığını hissetmesiyle ayağa kalktı ve sık adımlarla sınıftan uzaklaştı. Tek yapabildiği karşı tarafın gözlerini üstünde hissettiği andaki hareketlerindeki duraksamanın fark edilmediğini ummaktı.

Ama Ryuuji tabii kii fark etmişti, tıpkı diğer tonlarca şeyi fark ettiği gibi.

Bu sadece yüzündeki gülümsemenin daha da genişlemesine sebep oldu.

****

Bu durum günlerce devam etti ardından. Göz göze gelinen anlarda verilen ufak, sözsüz selamlar ve paylaşılan gülümseler. Hepsi buydu, dışarıdan bakıldığında hiçbir şeyin sadece bir adım ilerisindeydi belki ama Daisuke her seferinde kalp atışlarının göğsünün içinde daha da hızlandığını hissediyor, kulaklarının uçlarında hissettiği sıcaklıktan kıpkırmızı olduğunu gayet iyi biliyordu.

O günse hiç farklı değildi. Sabah sınıfa girerken yine aynı baş hareketiyle haftalardır verilen selamlar verilmiş, ancak iki taraf da bir adım daha atmaktan geri durmuştu. Ardından gelen birkaç ders Ryuuji'nin tüm ilgisini anlatılanlara vermesi ve Daisuke'ninse tek bir belirli bir kişinin ilgisini daha çok çektiğine karar verip sınıfın ön tarafını tamamen görmezden gelmesiyle geçmişti.

Ve yine her zamanki gibi, Ryuuji sarışının kendisi üzerinde dolaşan bakışlarını fark ettiği halde hiçbir tepki vermemiş, diğer genci utandırıp rahatını bozmak yerine sessiz kalmayı tercih etmişti. Sonuçta, halinden şikayetçi değildi.

****

Neredeyse boş koridorlarda ilerlerken gözlerini camdan dışarı dikmiş, dışarıda bulunan herşeyin sırılsıklam oluşunu izliyor, yağmurun ufak patırtılarını dinliyordu. Öğle araları okulu katlanılabilir iki şeyden biriydi, etrafında durmadan çene çalan birilerinin olmayacağı bir yer bulup kafasını toparlayabiliyordu. Bu durumda da okulun arka cephesindeki koridorlar kırılmış camlardan su geçirdiği için ideal bir yerdi. Daha önceki gün bir basketbol topunun sebep olduğu kazadan sonra tamir edilecek zaman bulunamamıştı. Yerlerin biraz ıslak olması sessizlik bulabildiği sürece pek de sıkıntı değildi.

"Eğer önüne bakmadan yürümeye devam edersen duvara yapışacaksın." Kolunda hissettiği bir el ve arkasından geldiğini bile duymadığı birinin sesiyle irkildi. Ryuuji'nin sesiyle. Yürümeyi farkında bile olmadan bıraktı ve bakışları önce ancak bir adım kadar uzağında kaldığı duvara ve hemen ardından da onu kolundan tutup çevirmiş Ryuuji'nin gülümseyen yüzüne kaydı.

Ryuuji üstündeki dalgınlık halini attığına emin olunca elini geri çekti, ama ondan uzaklaşmaya dair hiçbir hamle yapmadı. Daisuke ise ağzından kaçabilecek kolundaki sıcaklığın eksilmesiyle ilgili herhangi bir aptalca yorumu engellemek için dilini ısırdı. Tekrar dışarıyı izlediği camlara ve önündeki duvara baktı, nasıl duvara, koca duvara kafa atmak üzere olduğunu fark etmemiş olduğuna açıklama getirmeye çalışıyordu. Gözleri tekrar Ryuuji'ye döndü, sarışının yüzündeki şaşkınlık gülümsemesini daha da genişletmişti.

"Sağol," diye mırıldanmayı becerebildi sonunda. "duvarı nasıl görmediğimi bilmesem de." diye ekledi boş gözlerle Ryuuji'nin hemen arkasındaki laboratuvarın kapısına bakarken. Özellikle de bu yakınlıktan gözlerine bakabileceğini sanmıyordu.

"Sorun yok." diye karşılık verdi Ryuuji aynı ses tonuyla, vücutları arasındaki hiçe yakın mesafe yüzünden fısıltının bir tık üstünden fazlasına ihtiyaç duyulmuyordu. "Sadece bir dahaki sefere çok fazla düşünmemeye çalış, belli ki yaramıyor. Seslendiğimi bile duymadın." diye alayla ekledi sonra.

Daisuke gözlerini kırpıştırdı sadece. "...Ne?" Ryuuji güldü. "Hakkında bu kadar düşündüğün her neyse neredeyse duvarın içinden yürümeye çalışmana sebep olacaktı. Her seferinde birinin seni durduracağından şüpheliyim."

Ryuuji aklını kurcalayan birşey olduğu konusunda haklı olsa da Daisuke içinden gelen göz dervirme isteğine karşı koyamadı. "Her seferinde duvarların üstüne yürümüyorum." diye karşılık verdi ama devamında başka bir cümle toparlayamadan Ryuuji geriye adım atmıştı.

Ellerini birleştirdi. "Neyse ne. Ben sadece söylüyorum." dedi ve laboratuvara doğru döndü. "Sonra görüşürüz." dedi ve kapıyı açtı, içeri girmeden önce de son gördüğü sarışının başını sallayıp yine ancak mırıldanma sayılacak bir sesle "Görüşürüz." dediğiydi.

Kapıyı arkasından kapattı ve diğer genci ona daha önce hiç olmadığı kadar yakın duruşu, kolunda hissetiği eli ve daha aklına gelebilecek ne varsa o konuda saatlerce düşünmeye ve karnındaki düğümleri çözmeye çalışırken gece alamadığı uykusu yüzünden yastığıyla kendini boğmaya çalışmaya bıraktı.

𝐎𝐍𝐂𝐄 𝐔𝐏𝐎𝐍 𝐀 𝐓𝐈𝐌𝐄 // Victory Kickoff (ASKIDA) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin