°
Derin bir nefes aldı ve kafasını sırtını yasladığı duvara dayadı. Serin hava tüylerini diken diken ediyor, baş ağrısı dinmek bilmiyordu. Dakikalarca kıpırdamadan durup sessizliği dinledi ve yüzünü yalayıp geçen rüzgarın saçlarını savurmasına izin verdi. Yumruğundaki sızı çoktan unutulmuştu.
Ne kadar olduğunu bilmediği bir süre sonra -Güneş'in neredeyse hiç konum değiştirmemiş olmasına dayanarak on beş dakikadan fazlasının geçmemiş olduğunu tahmin edebiliyordu sadece- çatıdaki demir kapının gıcırtısı duyulunca hareketlendi.
Elini herhangi birini gördüğü anda kendini yerden itip ayaklanmasına yardımcı olacak şekilde yere yasladı ve duyulacağını bildiği adım seslerine odaklandı.
Sanki orada olduğunu bilir gibi kendinden emin adımlarla ilerleyen kişinin kim olduğunu görünce omuzları düştü ve sanki kalp atışları öncekinden de fazla artmamış gibi rahat bir hareketle kendini tekrar duvara verdi.
Ryuuji'nin adımları onun önüne gelince yavaşladı ve sonunda durdu. Sarışın duvara yasladığı başını kaldırmayı veya kapatmış olduğu gözlerini açıp Ryuuji'ye bakmayı sessizce reddediyordu. Ryuuji'ye onu nerede bulacağını nasıl bildiğini sormadı, sormak istemiyordu çünkü içinde alacağı cevabın tatmin edici olmayacağına dair bir his vardı. Hem buraya geldiyse eğer bir sebebi olmalıydı, konu her neyse değiştirmiş olmak istemiyordu.
Ryuuji seslice nefes verdi. "Bu kadar büyütmek zorunda mıydın?" Kafası anında yukarı fırlamış olan Daisuke kaşlarını kaldırıp ona baktı, yüzündeki ifadeye bir bakış sinirinin bozulduğunu anlamaya yeterdi. "Büyütmek mi?" dedi, sesinde öfkeyle karışık bir alay vardı ama bu diğer oğlanı hiç etkilemedi. Aksine o sabırla devam etti.
"Konunun ne olduğunu bilmiyor olabilirim ama çocuğu yumruklamanı gerektirecek bir durum olmadığına eminim. Hem de okulun ortasında." Gözleriyle Daisuke'nin kendi dizine yaslamış olduğu, eklem yerleri kızarmış ellerini işaret edip devam etti. "Hem sen de zararsız çıkmış sayılmazsın."
Daisuke onun gözlerini takip edip eline baktı, elini çekip cebine tıkıştırırken homurdandı. "Bir şeyim yok benim." Ryuuji'den aldığı inanmaz bakışları görmezden gelmeye çalışıp gözlerini yere dikti. Ryuuji hafif bir bıkkınlıkla nefes verdi. "Okuldan atılabilirsin." Haklıydı da. Okulun kuralları belliydi ve istisnalar çok nadirdi.
Daisuke gözlerini devirdi. "Peh. Beni okuldan atmazlar. Bu okula en yüksek dereceyle girenlerden birisiyim, mezun olup onların adının duyulmasını sağlayacak birini buradan gönderemezler." duydukları Ryuuji'de hiçbir rahatlama ya da ikna olma belirtisine sebep olmadı. Aksine gözlerini kısıp iğneleyici bir ses tonuyla karşılık verdi.
"İşte ondan şüpheliyim. son bir yılda notlarının hali ortada. Dersleri dinlemiyorsun, sınavlarda çabalamıyorsun bile. Genel olarak iyi olabilirsin ama sende uğruna çabalamaya ve kuralları esnetmeye değecek bir gelecek göreceklerinden emin misin?"
Sarışın sadece kaşlarını çatıp gözlerini ona dikti. Haklı olmasından nefret ediyordu. Çünkü haklı olmasının hiçbir şey değiştirmeyeceğini de biliyordu, tek yaptığı sinirlerini bozmaktı. Kendisiyle konuşma tarzına karşın ona biraz olsun öfkelenmemiş olması ise beklenmedik olmasa da kesinlikle daha sinir bozucuydu.
"Neyse ne," diye homurdandı. "atılırsam da bir şey değişmez zaten." Bundan tam olarak emin değildi işte. Çünkü hala uzun zamandır gerçekleştirmek istediği hayallerini taşıyordu ve bunu öylece bir kenara atmayı kolay kolay becerebileceğini sanmıyordu.
Ryuuji ona birkaç adım daha yaklaşınca bilinçsizce yüzünü görebilmek için kafasını daha da yukarı kaldırdı. "Atılmak senin için hiçbir şey ifade etmeyebilir ama bu etrafındakileri etkilemeyeceği anlamına gelmez." Sesindeki kesinlik nedenini bilmese de rahatsız ediciydi sarışın için.
Daisuke bir anlığına durup sonraki sözlerinin ne olacağı üstüne düşünmek zorunda kaldı, kendi laflarının seçimi konusunda kendine güvenmiyordu. Diğer oğlanın 'etrafındakiler' derken kendisini kastediyor olabileceğine dair umutlarını bastırdı ve umursamaz tavrını korudu. "Ondan şüpheliyim."
Karşılık olarak beklemediğiyse kumralın gülmesiydi. Ciddi anlamda yüzüne gülüyordu ve bundan nasıl bir sonuç çıkarması gerektiğinden emin değildi. "Şu dramatikliğinden kurtulman gerek." Daisuke'nin iyice kaşları çatıldı. "Ne? Ne dramatikliği?"
"Sürekli olarak tek başınaymışsın, seni önemseyen kimse yokmuş gibi davranmandan bahsediyorum. Öyle olmadığını ikimiz de biliyoruz." dedi Ryuuji, yüzünde gülüşünün ardından ufak bir gülümseme kalmıştı.
Sarışının ağzından kaçan ufak, ne karşılık vereceğini bilmese de alınmış olduğuna işaret eden sesin ardından kumral olan Daisuke karşılık veremeden önce elini ona doğru uzattı. "Hadi, çıkalım buradan. Derse az kaldı." Daisuke önce ona sonra da uzattığı eline baktıktan sonra kendi elini onunkiyle birleştirip onu ayağa kaldırmasına izin verdi.
"En başında burada olmamamız gerekirdi zaten." diye devam etti Ryuuji. "Açıkçası ben kapının açık olmasına şaşırdım. Kapalı olması gerekirdi." Daisuke pek umurunda olmadığını gösterircesine omzu silkti. Genç adam elini onunkinden çekip çıkışa doğru ilerleyince arkasından somurttu. Kumralın tutmuş olduğu eline baktı son kez ve ellerini yine ceplerine tıkıştırıp arkasından takip etti.
"Sadece şanslı günümdeymişim sanırım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐎𝐍𝐂𝐄 𝐔𝐏𝐎𝐍 𝐀 𝐓𝐈𝐌𝐄 // Victory Kickoff (ASKIDA)
Fiksi Penggemar- İlk boyxboy Victory Kickoff hayran kurgusudur. ° "𝘖𝘯𝘤𝘦 𝘶𝘱𝘰𝘯 𝘢 𝘵𝘪𝘮𝘦 𝘵𝘩𝘦𝘳𝘦 𝘸𝘢𝘴 𝘢 𝘣𝘰𝘺, 𝘩𝘦 𝘱𝘳𝘰𝘷𝘦𝘥 𝘮𝘦 𝘵𝘩𝘢𝘵 𝘪 𝘥𝘪𝘥𝘯'𝘵 𝘯𝘦𝘦𝘥 𝘢 𝘱𝘳𝘪𝘯𝘤𝘦𝘴𝘴 𝘵𝘰 𝘩𝘢𝘷𝘦 𝘢 𝘩𝘢𝘱𝘱𝘺 𝘦𝘯𝘥𝘪𝘯𝘨." ° ~ Kullanılan gör...