°
Bıkkın bir hareketle çatalını tabağındaki bezelyeye batırdı. Gözleri bir an için olsun yemekhanenin karşı tarafında oturan kızıl çocuktan ayrılmıyordu. Kaşları çatılmış, en ufak yanlış hareketinde çocuğu bakışlarıyla delik deşik edecekmiş gibi duruyordu.
Elmacık kemiğindeki morluk ve sızı dinmemiş olan diğer oğlan ise üstündeki bakışları çoktan fark etmiş olsa da sesini çıkaracak halde değildi. Rahatsızca kıpırdanıp duruyordu ama Daisuke sebep olduğu etkinin farkına bile varmamıştı.
Arkasındaki masadan çekilen bir sandalyenin onun yanına sürüklenmesinin çıkardığı gürültüyle irkildi. Yanında dikilen Ryuuji'nin haline gülmemek için dudağını dişlediğini fark etti. Gözlerini biraz da kendini zorlayarak ayırdı Ryuuji'den. "Selam." diye homurdandı. Ryuuji de yanına oturup aynı şekilde karşılık verdi ve elindeki tepsiyi masaya bıraktı.
"Seni daha önce yemekhanede görmemiştim." diyerek sessizliği bozan yine Ryuuji oldu bir süre sonra. Sarışının sürekli bir tabağına bir diğer oğlana kayan bakışlarını fark ettiği ortadaydı. Ama anlaşılan bundan bahsetmek yerine görmezden gelmeyi daha uygun bulmuştu.Daisuke sanki bunu bekliyormuş gibi anında sıkıntıyla yanaklarını şişirip pofladı ve çocuk gibi önündeki tabağı uzağa ittirdi. "Buradan yemiyorum ben zaten normalde." dedi ve elinde kalan çatalı da bezelye tabağına fırlattı. Çıkan gürültüyü umursamayıp devam etti.
"İyi ki de yemiyormuşum zaten. Bu ne böyle? Tadı yok tuzu yok. Saman gibi." Ryuuji ani çıkışına gülmeden edemedi. "Ee, bugün ne değişti?"
"Evden aceleyle çıkınca... yanıma yiyecek bir şeyler almayı da unutmuşum."
"Acele kısmını anlamak zor olmuyor zaten. Uyuyakaldın değil mi yine?" Ryuuji gözleriyle baştan aşağı Dasiuke'yi süzdü.
"Ne alakası var..?" Daisuke emin cevabının tam zıttına bir tavırla bir yandan kendini de inceledi. Üstünde özensiz bir şey olmasını bekliyormuş gibi şüpheli bakışları Ryuuji'nin yine gülmesine sebep oldu. Bir anlık tereddütün ardından Ryuuji ileri uzanıp parmaklarını diğerinin sarı saçlarına daldırdı. "Saçını düzeltmeyi bırak aynaya bile bakmadığın o kadar belli ki."
Yerinde donup kalan Daisuke'nin nefes alıp vermeyi bile bırakışını fark etmemiş gibi birbirine girmiş saçlarını ayırmaya uğraştı. Daisuke vermeye hazırlandığı cevabı yutkundu. Saçındaki parmaklar nazikçe dalgalarının arasından sıyrılıyordu. Kafatasına temas eden parmak uçları üstünde uyuşturucu bir etki bırakmış, yüzüne dökülen saçları toparlamak için anlına gelen avuca yaslanmamak sahip olduğu tüm gücü almıştı. Kalbi göğüs kafesindw çırpınıyordu.
"Kendim düzeltebilirdim." diyebildi en sonunda. Hiçbir tepki vermemek fazlaca garip hissettirmişti. Kafası vücuduna fazla ağır gelmeye başlamış, yukarı bakmaya çalışırsa boynunun üstünden devrilecek gibi tüm ensesi kasılmıştı. Her ne kadar tam şu anda Ryuuji'nin yüzünde nasıl bir ifade olduğunu görmek için ölüyor olsa da bakışlarını masada tuttu.
"Şşşhh, bitirdim neredeyse." diye mırıldanmakla yetindi Ryuuji. Elini son birkez saçında gezidirip şekil verdikten sonra geri çekilip yüzünde küçük bir gülümsemeyle eserine baktı. Gözlerini maskeleyen saçları şimdi alnında düzgünce duruyor, kafası birkez olsun kuş yuvasına benzemiyordu. Daisuke saçındaki ellerin kayaletini hala hissedebiliyordu. Kafasını kaldırabilmeden önce derin bir nefes alması gerekti. Saniyeler öncesine kadar çok, çok yakındılar.
Ryuuji tekrar yerine yerleşti ve kafeterya duvarındaki saate baktı. "Tabağındakileri bitirsen iyi olur, öğle arası bitmek üzere. Yemeğini yemediğin zaman huysuzlaşıyorsun." Daisuke'nin ağzına götürdüğü çatalı havada kaldı.
"Ne alaka ya? Huysuzlaşmam ben." Ryuuji'nin suratındaki sırıtışın kalbini hızlandırması hiç, ama hiç adil değildi.
Daisuke bir karşılık almayacağını anlayınca homurdanarak yüzünü öbür yana çevirdi ve yemeğini ağzına tıkadı. Onunla uğraşmaktan zevk alıyordu resmen Ryuuji. Bu durumdan rahatsız olduğunu söylese yalan olurdu.
Çünkü zili duyup birlikte sınıfa yürüdükleri sırada öldürmeye niyetli olduğu 'arkadaşı' da dahil tüm dertler unutulmuştu; küçük, mutlu balonlarında onlardan başka kimse yoktu. Daisuke'nin göğsünde kabarcık kabarcık yükselen hissiyat başını döndürüyor, ama vücudunun gösterdiği aptalca tepkileri baskılayacak gücü toparlayamıyordu ve bu kesinlikle bir sorun değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐎𝐍𝐂𝐄 𝐔𝐏𝐎𝐍 𝐀 𝐓𝐈𝐌𝐄 // Victory Kickoff (ASKIDA)
Fanfic- İlk boyxboy Victory Kickoff hayran kurgusudur. ° "𝘖𝘯𝘤𝘦 𝘶𝘱𝘰𝘯 𝘢 𝘵𝘪𝘮𝘦 𝘵𝘩𝘦𝘳𝘦 𝘸𝘢𝘴 𝘢 𝘣𝘰𝘺, 𝘩𝘦 𝘱𝘳𝘰𝘷𝘦𝘥 𝘮𝘦 𝘵𝘩𝘢𝘵 𝘪 𝘥𝘪𝘥𝘯'𝘵 𝘯𝘦𝘦𝘥 𝘢 𝘱𝘳𝘪𝘯𝘤𝘦𝘴𝘴 𝘵𝘰 𝘩𝘢𝘷𝘦 𝘢 𝘩𝘢𝘱𝘱𝘺 𝘦𝘯𝘥𝘪𝘯𝘨." ° ~ Kullanılan gör...