Bölüm 4 - Quarter past the And // part 2

152 34 174
                                    

HALSEY - DEVIL IN ME

🎋Ben bir kum tanesiyim. Rüzgarın beni savurmasına engel olamıyorum.🎋

Sıkmakta olduğu yumruğunu gevşetmeye çalıştı. Öyle hırsla sıkıyordu ki eklem yerleri beyazlaşmıştı. Aralarındaki cam olmasaydı şuan onun yüzünü dağıtacağını biliyordu. Zihninde dönüp duran soruyu sıktığı dişlerinin arasından fısıldadı. " Ne saçmalıyorsun sen? Seokjin'in ne suçu vardı. " Son cümlesini söylerken istemsizce sesi yükselmişti. Karşısındaki adam kardeşinin katiliydi. Onun ise hayatını çalan bir hırsız. "Sana ne yapmış olabilirim aşağılık herif!" Namjoon'un gür sesi odada yankı yaparak ilerledi. O an yaşadıklarının bir rüyadan ibaret olmasını o kadar çok istedi ki...

Hajoon karşısındaki deliye dönmüş genç adama eğlenerek bakıyordu. "Gerçekten hatırlamıyor musun Namjoon?" Namjoon artık sabrının kalmadığının farkındaydı. Sık sık aldığı nefesler ona yetmez olmuştu. Öfke damarlarında hızla ilerliyordu. Dişlerinin arasından "Hiçbir şey hatırlamıyorum."diye fısıldadı. Genç adam onaylamaz bakışlarla Namjoon'u süzdü. "On iki yıl önce beni polise şikayet ederek hayatımı kararttın." Namjoon zihnine üşüşen anılarla sertçe yutkundu. "Sen birinin hayatına mâl oldun." Hajoon sinirle güldü. "Bilerek bile yapmamıştım. Kazaydı. Peki sen ne yaptın? En yakın arkadaşına inanman gerekirken duyduklarına inandın." Sandalyesinde arkaya yaslandı. "Şimdi eserine iyi bak. Senin sayende bu hâldeyim."

"Saçmalıyorsun Hajoon. Ben her şeyi gözlerimle gördüm." Kuruyan boğazını yutkunarak ıslattı. Her şeyi çok net bir şekilde hatırlıyordu. "O bir kaza değildi." Genç adam sıkıntıyla nefes alıp verdi. "Neye inanmak istiyorsan ona inan. Sana yalvaracak halim yok." Alayla dudağının kenarı kıvrıldı. "Ne de olsa içeride çok zamanın olacak." Ayağa kalktı. "Bir nevi tatil gibi düşün ve tadını çıkar." Arkasını dönmüş gidiyordu ki aklına bir şey gelmiş olacak ki bakışlarını önüne dikmiş olan Namjoon'a döndü." Bu arada neredeyse unutuyordum." Cebinden çıkardığı fotoğrafı cam bölmenin altındaki küçük boşluktan kaydırarak genç adama gönderdi. 

Bakışları fotoğrafla buluştuğunda bütün kendine olan güveni uçup gitti. Hipnotize olmuş gibi fotoğrafa bakıyordu. Görüşünün buğulandığını fark edemeyecek kadar kopmuştu. Titreyen ellerini küçük fotoğrafa uzattı. Alt dudağı titriyordu. "Anı kalmasını isteyeceğini düşündüm." Galibiyetin verdiği güvenle genç adamın yanından uzaklaştı. 

Gözlerini sertçe yumdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerini sertçe yumdu. Tutmakta olduğu gözyaşları yağmur misali aktı. Seokjin'in siması bir kez daha önündeydi. Bu, odasındaki çekmecede duran bir fotoğraftı.  Zamanında en yakın arkadaşı şimdi kardeşinin katiliydi. Hem üzgündü hem de kızgın. İçindeki yangın gittikçe büyüyor, durdurmaya çalıştıkça önüne gelen her şeyi yakıp yıkıyordu. Yavaşça ayağa kalktı. Sandalyeye kısa bir bakış attı ve düşünmesine mahal vermeden eline aldığı gibi hırsla duvara çarptı. Metalin duvara çarpması ile oluşan tiz ses odada acı acı yankılandı. Kendini çok güçsüz hissediyordu. Ve aciz... Kendini dizlerinin üzerine bıraktı. Sıktığı yumruğunu acıyıp acımayacağını düşünmeden zemine geçirdi. Acı dalga dalga elinden vücuduna yayılırken hızını alamadı ve defalarca vurdu. Vurdu, vurdu, vurdu. Öyle hırsla yapıyordu ki bunu dışarıdan gören biri ona deli diyebilirdi. Sonunda nefes nefese duraksadığında elini görüş hizasına getirdi. Derisi aşınmış ve kanamaya başlamıştı. Namjoon, mide bulandırıcı görüntüye ifadesiz yüzü ile bakıyor, inceliyordu.  Dudaklarından histerik bir kahkaha kaçtı. Kahkahası yavaşça çektiği acı ile sönerken diğer eliyle bileğini sıktı. Sızım sızım sızlayan eli her şeyi daha berbat bir hâl getirmişti. "Yeter, yeter. Lanet olsun, yeter!" 

༗MOONCHILD - kim namjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin