Ağaç

2.2K 161 33
                                    

Harry karşısına çıkabilecek herşeye karşı hazırlıklıydı. Asasını arka cebinden sessizce çekti, tetikte bir pozisyonda ağacın arkasına yürümeye başladı. Yavaşça birkaç adım attı.

Genç oğlan arka tarafa varacağı zaman arkasından gelen tanıdık sesi işitti;

"Harry! Orada ne işin var?"

Kızıl saçlı arkadaşı ona doğru geliyordu. Harry işaret parmağını dudağına götürerek ona sessiz olmasını söyledi. Ron kollarını iki yana açmış, "Neler oluyor?" der gibi Harry'e bakıyordu.

Harry hızlıca ağacın arkasına yönelmişti ki, az ötede siyah cübbesi heryerini kaplamış bir öğrenci onlara ters yönde koşuyordu. Cübbesi hiçbir yerinin gözükmesine izin vermeden onu kaplamıştı. Ve hızla uzaklaşıyordu.

Harry onu ağlarken duyduğuna yemin edebilirdi. Arkasından gitmeye yeltendi fakat bunu düşünene kadar öğrenci gözden kaybolmuştu bile. Ondan bir cevap bekleyen Ron'a doğru döndü

"Az önce ne oldu açıklayacak mısın?!" Dedi olabildiği en şaşkın ifade ile.

"Ş-şey, ağacın arka-"

"Harry?" Diye sözünü kesti Ron.

"Evet?"

"Orda bir ağaç olmadığının farkında mısın?"

Harry açıklama sırasında kaldırdığı elini aşağı çekti ve bir Ron'a, bir de "ağaca" bakıyordu.

"H-haklısın..." Yalan söyledi. Onun karşısında duran kocaman bir ağaçtı. Ve Ron bunu göremiyordu.

Ödevini burda yapamayacağını anlamış, ortak salona geri dönüyordu Harry. Ron da onun peşinden.

"Neler oluyor Merlin aşkına Harry?"

"Birşey gördüm sanmışım, önemli değil"

Ron şüpheli yüzüyle arkadaşına bakmaya devam ediyordu. Yine bir şeyler sakladığını biliyordu. Ama konuşmayı sürdürecek değildi. Ne de olsa Harry'i bu. 5 yılını beraber geçirdiği arkadaşını tabiki tanıyordu.

Ortak salona vardıklarında Hermione dersini bitirmiş, kitap okuyordu.

Ikisini de kapıda görünce kitabını kapatıp onlara döndü.

"Ron?"

"Evet?"

"Neredeydin sorusunu kullanabilir miyim acaba?"

Ron bir şeyler homurdanıp odasına çıktı.

-------------

Ertesi gün her zamanki gibi herkes kahvaltıdaydı.

Herkes Harry'i göre fazla... Mutlu görünüyordu? Etraftaki renkler canlanmış mıydı birden? Tuhaf ama sorgulanacak birşey olmadığını düşündü.

Kahvaltının ardından Hufflepufflar ile bitkibilim dersleri vardı

Herkes gününü çok hoş geçiriyordu. Herkese bedava felix felicis dağıtılıp Harry'i unutmuşlar mıydı yoksa?

Ron ile Hermione bile Obliviate yemiş gibiylerdi. Önceki günlere göre gayet canlı gözüküyorlardı.

Elbette Harry'nin gözüne çarpan tek şey bu değildi. Gün boyunca görmediği tek bir insan vardı: Draco Malfoy

Normal günlerde onun Harry ile alay etmediği tek bir gün bile olmazdı. Sorgulanacak şey bu olabilirdi işte.

Arkadaşlarıyla yürürken sordu:

"Bugün D- yani Malfoy'u gördünüz mü? Ortalarda görünmedi."

Ron hızlı refleksi olmasaydı yere düşecek olan kitaplarını kaptı. Hermione ise Harry'i kaşlarını kaldırmış bir şekilde süzüyordu.

Hermione olabildiğince soğuk kalmaya çalışarak "Onu sanırım bende bugün hiç görmedim. Ne yaptığı konusunda hiçbir fikrim yok."

Ron, belirtili bir şekilde peltek konuşarak "Harry? Malfoy'un durumu şuan seni neden çok ilgilendiriyor? O pislik bize beş yıl boyunca zorbalık etti, ya da onun gibi birşey."

"Onu sadece bugün hiç görmedim, sadece düşünüyordum. Birisi benle bir gün boyunca alay etmeyince bunu farketmet kolay oluyor Ron-"

"Harry onun için endişelendiğini söyleme bana!"

"Tabiiki de endişelenmiyorum! Sadece-"

Harry durakladı. Onun için endişelenmiyordu, değil mi?

"Sadece bu tuhaf."

Yürümeye devam ederken istemsizce düşünmeye başladı. Malfoy'un ortada olmayışı herkesi etkilemiş olabilir miydi? Hayır, o sadece alay etmeyi hobi haline getirmiş bir ahmaktı, ya da sadece Harry öyle düşünüyordu. Harry ve neredeyse bütün Hogwarts.

Hiç Draco'nun gerçek hayatı hakkında düşünmemişti. Yani Hogwarts dışındaki hayatını.

Hermione'nin parmaklarını şıklatması onu düşünceleri arasından çıkarıverdi.

"Hadi Harry, dersi kaçırmamalıyız."

Mate | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin