Sweather Weather
The Neighborhood~
Şok. Draco ağacı görüyordu, bu onun ruh eşi olduğu anlamına geliyordu?!
Gözleri büyümüş, ağzı yarı açık, yüzü Weasley kızılına dönmüştü. Tabii, Draco ağaç karşısında büyülenmek ile meşgul olduğundan, bunları farketmemişti.
Aman tanrım, 5 yıl boyunca birbirlerinden nefret etmişlerdi ama şimdi?! Bu nefret anlamına gelmiyor muydu? Kompartımanda elini sıksaydı bunlar daha erken yaşanacaktı sanırsa, Draco'nun Harry'nin yanına gelmesinden şikayetçi olmaması, evet, bu bir işaretti.
Gözlerinin tam önünde Parmağını şıklatan Draco ile gerçek hayata dönen Harry gri gözlerin içinde tekrar kaybolmuştu. Harry'nin aksine çok boş bakıyordu.
"Şimdi Noldu?"
"S-sen bu ağacı görüyor musun?"
Tuhafsar bir şekilde Harry'e "Elbette görüyorum, bir ağaçtan bahsediyoruz burada. Sabah baykuşlar paketini kafana mı bıraktı senin?" dedi.
"...Sabah bana bir paket gelmedi ki? Neyden söz ediyorsun?"
Draco hafiften panik oldu "Gelmedi mi?"
"Hayır gelmedi diyorsam gelmedi. Nerden çıktı bu şimdi?"
Draco konuyu toparlarcasına "Hiiç," dedi. "Yanlış görmüş olabilirim" Fakat içinden işe yaramaz baykuşuna küfür ediyordu.
Kısa ve garip bir sessizlikten sonra konuştuklarını yeni hatırlarcasına "Ruh eşleri sadece birbirlerinin görebileceği bir varlığa sahipmiş" dedi Harry.
"Ya? Peki bunu bana söyleme sebebin? Aptal bir ruh eşi oyununa dahil olmak istemem, kalsın."
"Bu ağacı sadece ben görüyorum. Daha doğrusu görüyordum. Artık sadece ben ve sen."
Draco'nun yüzündeki sırıtış anında silindi. Harry'nin tepkisinden farkı yoktu. Bu olamazdı, Potter olamazdı. Ama olmuştu.
Beklenildiğinden daha az... sinirli olmuştu. Aksine yaptığını fark etmeden Harry'nin yüzünü incelemeye başlamıştı. Hiç te fena değildi. Her zaman dağınık olan saçları akıl almaz bir şekilde ona çok yakışıyordu.
"Ne?.." diye mırıldandı. Yüzleri birbirine yakındı. Karşılarındaki gözlere düşüp kaybolmaktan olsa gerek. Bunu sürekli kendilerine hatırlatmaktan sıkılmıyorlardı; çünkü gerçek buydu, ve güzeldi
"Dediğimi duydun," Dedi Harry kesik nefeslerinin arasından. "Sadece eşler görebilir."
"Yani şimdi biz..."
Durdular. Gerçek ikisini de şoke etmişti. Draco karşı gelmiyordu. Son haftalarında aldığı en güzel haber bu olabilirdi.
"Hayır, hayır, hayır. Bu gerçek olamaz." derken gözlerini sarışından ayırıp kafasını sağa sola salladı. Ayaklandıktan sonra "Sen benden ben de senden nefret ettik. Bunca yıllar boyunca! Bu bir şaka olmalı. Tamamen saçmalık..." Son cümlesini sesini kısarak söylemişti.
Çantasını ve eşyalarını bir çırpıda topladıktan sonra Draco'ya üzgün ama kararlı bir bakış attı. Ceketini aldı ve yürümeye başladı.
Draco belli etmese de içten içe kırılmıştı. Hiçbir şey hiçbir zaman yoluna girmeyecek miydi? Babası ile olan sorunları, ondan yediği lanetler, en kötüsü annesinin de o büyüye maruz kaldığını görmek. Kendi çektiği acının hiçbir önemi yoktu, onu o şekilde görmek crucio'dan daha çok acıtıyordu. Harry'e bütün bunları anlatabilirdi, ani ruh eşi olayı çıkmasaydı tabi. Nasıl olsa bir Malfoy'a neden yardım etsindi ki?
Draco bunları düşünürken yaşlar gözünden ip gibi inmeye başlamıştı. Üzerindeki ağırlığı ancak böyle atabilirdi.
Hava soğumaya ve kararmaya başlamıştı. Draco Harry gittikten sonra orada ne kadar kaldı bilmiyordu, bildiği sadece daha fazla kalmak istemesiydi. Görünüşe bakılırsa hava bile buna izin vermiyordu.
Harry gittiğinden beri kaleye gözlerini dikmişti Draco. Sonunda kafasını çevirip toparlanmaya başladı.
Gördüğü şey ile duraksadı.
Harry'nin konuşmaya başladıklarından beri üstünde bulunan ceketi yerde duruyordu.
Ceket sanki her an uçabilecek bir kuşmuş gibi hızlıca yakaladı onu.
Açık mavi ve yumuşak bir dokusu vardı. İçi daha kalın bir kumaştandı ve krem rengiydi. Biraz daha evirip çevirdikten sonra küçük bir detay yakaladı. Nerden yaptırdığını hiç bilmiyordu ama ceketin tam sağ kolunun bilek kısmında olsa olsa Harry'nin sembolu olabilecek bir şekil vardı. Onun gözlüğü olduğunu düşündüğü bir çift yuvarlak, ve hemen sol üst çaprazında bir şimşek. O olduğunu anlamak zor değildi.
Bununla beraber Draco kıkırdadı, iki sene önceki haline bunu gösterseniz ne kadar saçma bir şey olduğu ile dalga geçerdi büyük ihtimal. Fakat "gerçek" Draco artık ne düşündüğünü iyi biliyordu. Kızarık gözleri ile biraz daha inceledikten sonra ceketi katlayıp çantasına koydu. Kalktığı sırada gelen "küt" Sesiyle irkildi. Arkasını döndüğünde sadece ağacı görüyordu. Varolmayan şeyler duymak da ruh eşi olayına girer miydi?
Zindanlara ilerlemeye başladı. Görünmeden girmek zor olsa da bunu başardı ve tek kişilik odasına girdi. Son yaşadığı travma sonrasında dağıttığı odası bıraktığı gibiydi. Fakat bunu kafasına takamayacak kadar yorgundu.
Ceketi Harry'nin sembolü dışarıdan görülecek şekilde Yatağının yanına yerleştirdi. Kıyafetlerini değiştirdikten sonra yatağına girdi.
Yerleştirdiği cekete son bir kez daha baktı. Baktığı gibi gözleri kapanmıştı zaten.
~
Ertesi gün5 saatlik uykunun sonunda hala ıslak olan gözlerini kırpıştırarak uyandı gri gözler. Genelde aldığı uykunun fazlasını bile almıştı, dün yaşanan olaylara bakarsak.
Dün demişken, aklına ceket gelmişti yine. Bunu düşünmenin tebessümü ile arkasını dönüp onu almaya karar vermişti.
Fakat,
ceket yerinde değildi.
~
Selammm yine mükemmel bir yerde bitirdiğimi biliyorum çünkü böyle olması hoşuma gidiyor apwlsğelşdBirkaç hafta sonunda yazabildim malum lgs kurbanıyım :/
Tekrar söyleyeyim deftere ve gece yazdığım için pek vakit olmuyor :c
Ben olabildiğince deneyeceğim yine de gidişata bakacağım hü
Herneyse şuan kurgu için aklımda EFFFSANEE bir plot twist var kesinlikle kullanmaya karar verdimm
Umarım bozmadan bitirebilirim şunu çünkü sevmişe benziyorsunuz ve bu beni minnoş etti ❤w❤ teşekkür ederim
Ermm, birdahaki bölüme görüşürüz o zaman umarım beğendiniz ehe ^^

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mate | Drarry
FanfictionBir ağacın iki düşmanı bir araya getirebileceğini kim bilebilirdi? Ruh eşi AU Kapak: @louisyeasigim 💛 #18 - Drarry | 06.10.2020 #8 - Drarry | 26.11.2020 #9 - Drarry | 05.07.2023 (?!?)