Konaklama binasına yerleşmek için gerekli kaydı yapıyordu daha sonra telefonu çaldı ve uzun bir konuşma yaptı Dilayı da yukarı odaya kitlemişti işi bitince odaya girip Dilaya korkunç bir bakış attı.
"Demek benden kaçtın ha güzelim" diyerek sinirle elini kaldırmıştı ki binanın önüne ani frenle duran sayısız araç konaklayan herkesi camın önüne yöneltmişti.
Dila gülümsedi ve konuştu.
"İlyas geldi seni yaşatmaz artık"
"Sus lann!!"
Dilayı saçlarından tutarak odadan çıkarmıştı Dila telaşla silahını içerde unuttuğunu farkedince biraz daha ilerlemesine izin verdi lobiye yaklaştıkları an ani şekilde Welata dönüp kasıklarına kuvvetli bir tekme attı acının verdiği refleksle Welat Dilanın saçını bıraktı Dila o an hızla dışarı koştu ve bir kaç adam Welatı yakalamak için içeri daldı. İlyas otelden çıkan kadına kıyamadığı Dilasına baktı kaybetme korkusu sarınca farkediyor insan İlyas Dilanın saçının tek teline kıyamazdı elini doğrulttuğu silah birden indi otelden çıkınca yavaşlayan Dilaya baktı hızlı adımlarla yanına gidip kendine çekti ve gözünden bir yaş aktı. Bu kadını nasıl bırakmıştı nasıl bu kadar arasına mesafe koymuştu onu anlamayacak kadar nasıl uzak tutmuştu kendinden. Sıkıca sarıldığı kadını kendinden çekip vücuduna göz gezdirdi ve yüzüne baktığında içi yandı silahı beline koyup yüzünü avuçları içine aldı.
"Güzelim. İyi misin yaraladı mı seni?"
Dila İlyasın yüzüne bakmıyordu kafasını eğmiş ağlıyordu yeniden kanamaya başlayan yaraları şalıyla silip duruyordu ilk defa kendini bu kadar savunmasız hissetmişti ilk defa şimdi de ilk defa bu kadar güçsüzdü. İlerlemek isterken İlyas izin vermeyip kucakladı adamlar arabayı açınca Dilayı yanında ki koltuga koydu. Dila vücut direncini o kadar zorlamıştı ki İlyas geldiği an kendini bıraktı ve uyumaya çalıştı. Ilyas arabaya binmeden adamlarına bağırdı.
"O piçi alın Midyata getirin. Cemal sen de polislerle ilgilen."
Dedikten sonrs arabanın kapısını açıp bindi.
"Dilam hastaneye gidelim mi"
"Zilana götür beni İlyas"
"Olmaz nasıl bırakayım seni"
Dila artık sadece gözlerinden yaş akıtıyordu.
"İlyas çok yorgunum beni zilana götür lütfen."
"Tamam güzelim uyu sen"
İlyas arabayı çalıştırıp Midyata doğru yol aldı. Vardıklarında Rıdvan ve Zilanda arkalarından gelmişti ama Dila o kadar kötüydü ki orda görememişti Zilanı. İlyas arabadan inip Dilayı kucaklayarak evde ki yatağına götürdü. Dizlerinin üstüne çöküp onun elini tutup yüzünü okşamaya başladı. Kanayan yaraları gördükçe başına ağrı veren siniri kat kat daha da artıyordu.
"Zilan pansuman malzemeleri alıp geliyor"
"Ben uyumak istiyorum"
"Tamam güzelim bekle Zilan gelsin uyursun"
Zilanın odaya girdiğini görünce ayaga kalkıp o şerefsizin tüm kemiklerini kırmaya hazırlandı kapıya ilerlerken Dilanın zor çıkan sesi İlyası daha da delirtti
"Welat welatı öldürme..."
"Ne demek öldürme Dila. Ona ölüm hediye haftalarca işkence edicem ona"
"Dokunma ona abim... abimi öldürürler"
"Dila deli ediyosun beni! Anlat şu meseleyi doğru dürüst."
Dila ayaklanıp yatakta doğruldu ve İlyasın yanına oturmasını bekledi. Konuşmaya başladı.
"Abim Diyarbakıra taşıdığımızda mesleğini yapacak yer bulamadı bu yüzden Welatın yanında çalışmaya başladı abimin yanına gidip gelirken beni gördü tanıştık kız kardeşiyle arkadaş olduk yaklaşık 8 ay sonra evdeyken birden Welatin adamları gelip babama silah doğrulttu abim kız kardeşini kaçırmış berdel istediler. Biraz direndim ama abimi eve gönderip yarına kadar kararınızı verin dediler ben de kabul ettim. Her şey aceleyle olmayacak usulünce olacak dediler nişanlandığımız gece Welatın kardeşi Dicle anlattı her şeyi Welat onunla asla evlenmeyeceğimi anlamış bu yüzden abimi ve kardeşini de buna alet etmiş babamın yüzünü eğmemek için evleneceğimi anlamış. Ben de o gece kaçtım evden işte. O günden beri beni arıyor."
"Abin evlenmiş mi kızla"
"İmam nikahı kıymışlar bu yüzden öldürmüyor abimi bekliyorlar."
"Tamam ben halledicem"
İlyas sinirle kalkıp Welatın yanına gitti.
Sandalyeye bağlı adamın bağrışları onun daha da sinirlenmesine sebep oldu hızla yaklaşıp yüzüne sert bi yumruk indirdi konuşmadı bir daha ve bir daha vurdu içinde ki sinir dinmiyordu."Derdin ne lan köpek"
Welat yedigi onca dayaktan sonra bile sinsice gülerek konuştu.
"Nişanlımı istiyorum"
İlyas sinirlerine hakim olarak mantıklı bir cevap verdi.
"Dila benim karımdır. Biz evlendik. Eğer bir daha karıma elini sürecek olursan tüm sülaleni kazırım lan"
Dışarı çıkıp adamlardan birine " çözün bu iti götürün Diyarbakıra sahiplerinin önüne atın gelin." Dedi.
Hasret Mardine varmış odasına iyice yerleşmişti. Kaynanasına kahve yapmış beraber sohbet edip konuşuyorlardı.
Hasret sıkıntıyla yerinde kıpırdanarak konuştu.
"Yade İlyas sana benim hakkımda konuştu mu ben yokken"
Zühre Hanım emanet bildiği kızın gelininin elinin üstüne elini koydu ve verdiği güvenle konuştu.
"Kızım bilirsin İlyas seni sevmiyor ama seni ne incitir ne de senden nefret eder. Üzülmeyesin seni ezdirmez hayatın boyunca sana sahip çıkar ben de öyle iki senedir sesin soluğun çıkmadan yaşıyorsun bu konakta. Senden güzel gelinim olmaz daha benim" diyip gülümsedi karşısında duran gelinininde gülümsediğini görünce elini çekti ve kahvesinden yudum aldı.
Konağın geri kalanı olan bitenden habersiz akşam yemeği için hazırlık yapıyordu. Melek, İlyasın biricik kardeşiydi İlyas onu iki gözü gibi sakınırdı Mardinde onun kadar şanslı kız yoktu abisi okumasını sonuna kadar destekliyor hatta bazen onu motive bile ediyordu. Zişan İlyasın halasının kızıydı o da son yedi senesini bu konakta geçirmişti farkli sebeplerden dolayı. Mutfak bu iki kız ve diğer üç yardımcıyla hızlıca çalışıyordu.
Dila Zilanın ağrı kesicileriyle ve biraz uykuyla kendine gelmişti şimdi ne yapacağını düşünüyordu aklına tekrardan kaçmak geldi ama bu sefer saçmalık olurdu intihar etmeyi aklından bile geçirmiyordu.
"Zilan ben napıcam"
"Birşey yapmayacaksın kuzum her şey halloldu işte Welat yaklaşmaz daha sana"
"Sen öyle san kızlarını verdiler bi kere Welat bıraksa babasıyla kardeşleri bırakmaz bu işin yakasını napıcam ben"
Kapıdan içeri giren İlyasın sesiyle iki kadında irkildi.
"Benimle evleneceksin."