I

988 56 60
                                    


-B-Ba-BaekHyun?

Sesleri duymamazlıktan gelebilirdim ama silüetlerini göz ardı edemiyordum maalesef. Biri yanıma yaklaşınca ister istemez kim geldi, diye yüzüne bakıyordum o kişinin.

Şimdi de sesine dönmesem bile masama yaklaşmış diye gelen kişinin gözlerine -daha çok duymadığımı sansınlar diye dudaklarına- bakıyordum. Eğer dudak hareketlerini okumaya çalışırsam herkese sağır olduğumu yutturabilirdim.

-BaekHyun, biz... DC oynuyorduk da... cesaret demem üzerine... sana... buiçeceğiiçirmemsöylendi.

Gelen, babamın kölesi gibi bir şey olan PARK ChanYeol'dü. Eskiden yüklü bir borcu olan adam, bize borcu karşılığında oğlunu satmıştı. Yaklaşık üç yıl kadar önceydi. Babam çocuğu kabul etmemişti başta ama sonrasında ev işlerinde diğerlerine yardım edebilir diye kabul etmişti. Aslında daha çok adamın verecek parası yok diye kabul etmişti. Şimdiyse bu çocuk, babamın emrinde çalışan, babam ne derse yapacak diye anlaşma imzalayan kişiydi. Ve benim üç yıl dondurmak zorunda kaldığım bölümümde sınıf arkadaşım oluyordu.

Saçma bir oyundan bahsederken dudaklarını okuyormuş gibi ağzına bakıyordum ama çoğu zaman benimle konuşmaya çalışanların dudaklarına baktığım gibi o da söyleyeceklerini söyledikten sonra susmuş ve ürkek gözlerle bana bakmıştı. Bu bakışlarını aynı evde -malikanede- yaşıyor oluşumuza yordum. Aksi halde bakışlarımdan rahatsız hissediyor gibi görünmeliydi.

Dediklerini duymazdan gelip uzun süredir ilgilendiğim telefonuma geri döndüm. Genelde kimse benimle konuşmaya yanaşmazdı. Bu yüzden bu çocuğun şimdi bana gelmesi bile cesaretli olduğunu gösterirdi.

-Ah, doğru, genel olarak duyamıyordun.

Kaşlarımı çatmak istesem de sabit kalıp ne yapacağını bekledim. Onu duyduğumu bilmesini istemezdim. Bu yüzden gözlerimi telefonumda tutmaya devam ettim hiçbir şey duymamış gibi.

Bir süre okulun kafeteryasındaki uğultuları dinledikten sonra birden yanımda bir hareketlilik oldu ve hemen ardından gözümün önünde başka bir telefon belirdi. İrkilerek gözüme sokulmaya çalışılan telefondan başımı geriye çektim ve bu eylemi yapana döndüm sinirle.

-Özür dilerim ama beni duyamıyordun. Gerçi şimdi de duyamıyorsun ama... Buraya bak.

Telefonu gözümün önünde hareket ettirmesiyle sinirimi sözlerime yansıtamayacağımdan ve söylediklerini duyabildiğimi gösterip de gözlerimi deviremeyeceğimden itinayla gösterdiği telefonu elinden almış ve ayağa kalkmıştım. Ayağa kalkmamla DC oyunu oynadığı arkadaşlarını bana bakarken bulmuştum. Sırıtarak yanımdakine bakmaları başarısız olacağını düşünmelerindendi muhtemelen.

Açık olan telefonun ekranına baktığımda duyamadığımı düşündüğü için söyleyeceklerini aynen yazmış olduğunu gördüm mesaj bölümüne. Okuduktan sonra elindeki sodayı almış, telefonunu geri verdikten sonra da kafeteryanın çıkışına doğru ilerlemiştim. İnsanları şaşırtmayı severdim. Bu yüzden bir kez daha şaşırtmak için ChanYeol'ün ve arkadaşlarının görebildiği bir kısımda sodadan bir yudum almıştım.

•••Bölüm sonu•••

Tüm bölümlerde düzenleme bitmiştir.

ZORUNDASIN (BaekYeol) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin