X

461 43 132
                                    

Keyifli okumalar diliyorum~~

•••

Beklediğim vakit geldiğinde elimde şarabımla kütüphanemin önündeki koltukta oturuyordum. Erken gel dememe rağmen yine aynı saatlerde gelmişti. Bu, sinir dolu bir gülüşü yüzüme yerleştirdiğinde kapımı açmak için salonumda yürüyordum.

Asık suratıyla karşımda gördüğümde bir süre onu izlemek istemiştim. Bu yüzden elimdeki şarabı yudumlayarak kapıma yaslanmış ve onu süzmeye başlamıştım. Durup öylece boydan boya onu süzerken rahatsızca yerinde kıpırdayıp yutkunmuş ve başını başka yöne çevirmişti. Bu eylemine sırıtıp başımla içeriye geçmesini belirtmiş ve geçtikten sonra da arkamızdan kapıyı kapatmıştım.

-İçkin var mı?

Duymazlıktan gelip kütüphanemin yanındaki komodinin üzerindeki onun için çıkardığım bardağa şarap doldurmuş ve karşımdaki koltuğa oturduğunu gördükten sonra bardağını ona uzatmıştım. Bardağı alıp büyük yudumlarla bitirmiş ve ben daha herhangi bir tepki veremeden boşalan bardağını tekrar doldurmuştu. Onu da öncekine nazaran daha yavaş ama bana göre yine hızlı bir şekilde bitirmiş ve üçüncü bardağını doldurmak için şişeyi eline almıştı. Engelleme gibi bir şey yapmayacak olsam da başının sallandığını gördükten ve hemen ardından hıçkırığını duyduktan sonra eline aldığı şişeyi yerine geri indirip kendi bardağımı bitirmiş ve onun elindeki bardağı da kendiminkiyle beraber komodine indirmiştim. Hızlı içmek çarpardı insanı.

-Madem beni... becereceksin. Bu anı unutmam için... sarhoş olmam gerek.

Tatlı yüzünü ellerimin arasına alıp dudaklarını küçük bir öpücük bırakmış ve baygınca bakan gözlerini kendi gözlerimde sabitlemiştim. Aramızda ne yaşanırsa yaşansın, günler geçse bile unutamasın istiyordum. Eğer ona sahip olacaksam bunu her zerresiyle hissetsin istiyordum. Ona dokunurken sırf dokunmak için değil de varlığına ihtiyacım olduğunu hissetmesini istiyordum. Öylesine değil, sahici şekilde benim olsun istiyordum. Sanırım ben, ona gerçekten alışmıştım ve kaybetmek istemiyordum.

-Bakma öyle... Unutmak istiyorum... her şeyi.

Koltukta sırtını geriye yaslayıp bir dizimi bacak arasından koltuğa bastırmış ve koltuğun kolluğundan da bir elimle destek aldıktan sonra yüzüne doğru eğilmiştim. Önce burunlarımızı birbirine değdirmiş ve ardından çenemi öne uzatarak dudaklarını ele geçirdiğimde sakin oluşunu alkole değil de kabullenmişliğine yormuştum. Bir yandan bunu kendi isteğiyle yapmasını isterken diğer yandan aksi davranmadığı için memnundum.

Dudaklarını yavaşça öperken karşılık vermesini ister haldeydim. Oysa, bu güne kadar hiçbir öpücüğüme karşılık vermemişti. Bu yüzden nasıl bir his olduğunu bile bilmiyordum ve ben, bilmediğim bu hissi tatmak için can atıyordum.

Öpüşümün arasından yakından yüzünü görmek için kapalı gözlerimi açtığımda kapalı gözlerini görmemle kalbim teklemişti. Bu sebeple bir anlık duraksadığımda geri çekildiğimi sanıp gözlerini açmış ve bana bakmaya başlamıştı. Bu kadar yakınından gözlerini ilk kez görüyordum.

-İnsanlar bu kadar yakından... net göremezler. Gerçi, kime anlatıyorum?... Duymuyorsun bile.

Yutkunup geri çekildiğimde elini şişeye uzatmasıyla ondan önce davranıp havadaki elini tutmuş ve peşimden yatak odama çekmiştim.

-Başlıyorsun ve sarhoş olamadım.

Yatağıma uzanmasını sağlayıp üzerindeki yerimi aldığımda boş boş bakan gözlerine bakıyordum. Bitmiş gibi bakıyordu; oysa ben yeniden doğmuş gibiydim. Yolunu kaybetmiş gibiydi; oysa ben kaybolduğum ormanda çıkış yolumu bulmuş gibiydim. Bu kadar zıt hayatları olan iki insanın aynı yatakta olması imkansızın imkansız olmadığını gösteriyordu.

ZORUNDASIN (BaekYeol) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin