Felix Changbin'in evinin önünde zile basmak ve basamak arasında gidip geliyordu. Öğretmenleri ödev için niye ikisini eşleştirmişti ki? Sınıfta öğrenci mi kalmamıştı?
Derin bir nefes aldı ve zile bastı. Kısa bir süre sonra kapı gıcırtılı bir sesle açıldı. Siyah eşofman Changbin'e yakışıyordu. Kesinlikle yakışıyordu.
"Bak Changbin istersen ödevi tek başıma yaparım ve sana sunacağın kısmın fotoğrafını atarım."
Felix titreyen ellerini saklamak için cebine koydu. Buraya gelmeden önce bin defa tekrar etmişti o cümleleri.
"Projemiz Fizik dersinden."
"Ne var ki bunda?"
"Seninle bir buçuk ay boyu aynı sınıfta olmak fizikte berbat olduğunu anlamak için az bir süre değil Felix."
Bunun üzerine Felix hiçbir şey diyemeden eve girmek zorunda kaldı çünkü Changbin haklıydı. Felix'in en nefret ettiği ders fizikti. Changbin içinse tam tersi geçerliydi. Ona göre fizik sonsuz bir okyanusu keşfe çıkmak gibiydi. Heyecanlı ve eğlenceli..
"Sen odama geç ben de az sonra geliyorum."
Felix başını sallayıp Changbin'in odasına gitti. Merdivenleri zorla çıkıyor, zorla yürüyor, zorla odaya giriyor, zorla yatağın kenarına oturuyordu. Çünkü burası Changbin'den hoşlandığı ona tekrar tekrar hatırlatıyordu.
Etrafa bakındığı birkaç dakikanın ardından Changbin elinde içecek ve atıştırmalıklarla birlikte içeri girdi. Cipslerden birini yiyip sandalyeye oturdu ve bilgisayarı açtı. Oldukça ciddi bir ifadesi vardı.
"Sen kelime tanımlarını bul ben de formülleri açıklayayım?"
"Olur." diye kısaca cevaplayıp kafasını kitaba gömmeye devam etti Felix.
On dakika boyu küçük mırıldanmalar ve cips sesinden başka hiçbir şey duyulmamıştı. Göz göze gelmekten bile kaçınıyorlardı. Changbin, Felix'in gözleri hariç her tarafına bakıyordu. Evet, o düşündüğünüz yerlere bile bakıyordu. Felix ise kitabın içine düşecekmiş gibiydi. Okuduğu şeyleri anlamıyor, anlayamıyordu. Dikkati çok fena bir şekilde dağılıyordu ve bunun nedeni karşısında oturuyordu.
"Bak altını çizdim orayı yaz." diye kitabı uzattı Felix. Changbin kitabı alıp sayfaya bile bakmadan masanın üzerine koydu ve ayağa kalktı.
"Dayanamıyorum artık."
Böyle bir hamleyi ikisi de beklemiyordu. Felix başını kaldırdı ve bu ödev saçmalığının başından beri yapamadığı şeyi yapıp Changbin'in gözlerine baktı.
"Pekala konuşalım."
Changbin yatakta bağdaş kurman Felix'in yanına oturdu ve ona yaklaştı. O ne kadar geri giderse Changbin'de o kadar ileri gidiyor, yaklaşıyordu.
"Şu an konuşmak yerine seni öpmek istiyordum. Ödevi merak ediyorsan söyleyeyim. Bitti sayıl-''
"Ödev umrumda bile değil Chang."
Changbin Felix'in kucağındaki kitapları alıp başka bir yere koydu. Attığı yerin masanın üzeri veya halı olması umrunda bile değildi. Hızla hayalini kurduğu kırmızıları öpmeye başladı. Felix sırtına değen soğuk çarşafla titremiş ve ellerini Changbin'in saçlarına daldırmıştı.
"Ödevi bitirmeliyiz." dedi Felix az önce ödev umurumda bile değil diyen o değilmiş gibi.
"Ben ödevi çoktan bitirdim."
"Ne?"
"Konuşmamız gerekiyor. Ben de ödev aklına takılmasın diye daha önceden bitirdim. Az önce boşu boşuna kitaplara baktın yani.. Merak etme çok kısa sürdü. Zor bir konu değildi."
Felix bir süre sessiz kalmayı seçti. Aklındaki her şey uçmuş gibiydi. Tamamen savunmasızdı. Evdeyken zihninde kurduğu onlarca laf vardı ama şu anda bir tanesi bile aklında değildi.
"Bak Changbin, ben hayatım boyunca turşudan başka kimseyi sevemedim. Ondan başka kimseden hoşlanmadım. Her şeyim onlara bağlıydı. Turşu ve Felix'tik biz. Sana karşı hislerim olduğunu inkar edemem ama Turşu, Felix ve Changbin olmaya hazır mıyım bilemiyorum."
Changbin Felix'in öne düşen başını kaldırdı ve alnına masum bir öpücük kondurdu. Sanki turşu un sihirli bir gücü onları birbirlerine yaklaştırıyordu.
°°°
Ayda bir bölüm attığımı fark ettim- :')
Bu bölümde fazla cıvıttığımı biliyorum ama en başından beri normal şeyler yazamayacağımı anlamış olmanız gerekiyordu pcpxşdşdpeldlödReklam Diğer skz kurgularıma da bakabilirsiniz. Reklam bitti
Sizi seviyorum, sağlıklı kalın muah.❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Can Turşu × Changlix
FanfictionGün boyu hayal ettiği tek şey akşam turşu yemekti.