Strong Woman ↪ hongjoong + e:u ✔

0.3

Hongjoong, evine girdiği anda tek bir tuşa basıp, evdeki tüm klimaların çalışmasını sağlamıştı. Jiwon, içinde bulunduğu büyük evi büyük bir hayranlıkla seyrederken, Hongjoong gayet rahat bir tavırla koltuğa oturmuş Jiwon'u izliyordu.

"Özür dilerim başkanım." diyerek bakışlarını evden çekip koltuğa yerleşti Jiwon. Hongjoong kocaman gülümsedi. "Sorun değil. Şimdi sana birkaç şey anlatacağım. İyi dinlemeni istiyorum. Tamam mı?"
Jiwon, başıyla onaylamanın ardından dikkat kesildi.

"Babamın bu zamana kadar dört tane eşi oldu. Ve her birinden birer çocuğu olmuş, ben ise en küçükleriyim üvey kardeşler arasında. Anlayacağın, dört tane üvey kardeş olarak büyüdük o evde. Ardından en büyük abim hatiç diğer üvey abilerimle anlaşamadığım için daha on sekiz yaşımda evi terk edip Ainsoft'u kurdum."

Jiwon kaşlarını çattı. "Peki, en büyük abinizle aranız nasıldı?"

Hongjoong omuz silkti. "Gerçek bir abi kardeş ilişkisiydi, hiç birbirimizi üvey gibi görmüyoruz. Diğer üvey abilerimle hiç görüşmüyorum bile. Yalnızca ayda bir yapılan aile yemeklerinde görüyorum. İşte yaklaşık iki sene önce, ayda bir yaptığımız bir aile yemeklerinden birinde babam mirasının yarısını sadece bana diğer yarısını da üçe bölerek abilerime vereceğini söyledi. O günden sonra da tehdit aramaları ya da mesajları alıyorum işte."

Jiwon mümkünmüş gibi kaşlarını daha çok çatmaya çalıştı. "Peki, neden böyle bir ayrıcalık tanıdı ki size?"

Hongjoong omuz silkti tekrar. "Çünkü, üvey abilerim hâlâ babamın iş yerini yönetmeye çalışırken ben kendi iş yerimi yönetiyorum. Sebep yalnızca bu."
Jiwon, tek kaşını kaldırdı. "Peki siz kim olduğunu düşünüyorsunuz?"

Hongjoong omuz silkti. "Üvey abilerim. Peki sen kim olduğunu düşünüyorsun?'

Jiwon gözlerini kıstı. "Hep beklenmedik yerden çıkar aradığımız şeyler, bu yüzden ben en yakın olduğunuz ve en büyük abiniz olduğunu düşünüyorum başkanım."
Hongjoong kulaklarına inanamadığından kahkaha attı. "Mümkün değil!"