8.Bölüm Sonun Başlangıcı

14 3 0
                                    

Sanki koca bir kalabalıkta yanlızım, tükenen tek ben değilim farkındayım. Ben kimsesizlik nedir çok iyi bilirim. Ama Aras canımın içi. O hiç bilmediği bir durumda şuan. Bir bataklıkta kurtarılmayı bekliyor ona bir yardım elinin uzanmasını bekliyor. O eli uzatacak tek kişi ben değilim elbet ama onun tutacağı tek el benim elim. Ben onu kurtarırım. Hep kurtardığım gibi yine kurtarırım.

Peki beni kim kurtaracak?

Omuzumdaki başın hareketlenmesiyle beni boğan düşüncelerden sıyrıldım. Aras derince kokumu soluyarak belimdeki elini daha da sıkılaştırdı. Ondan bana geçen sevgiyle tebessüm ettim.

"Cankuytum , günaydın. "

Canımın en kuytusu, hüzün terk etsin artık seni.

" Abla biraz daha sıkı sarılsana. "

Mırıldanmıştı, sanki hep susmak ister gibi.
Kollarımdaki kardeşimi biraz daha sarmaladım. İçime katmak istiyordum onu. İçimde saklamak istiyordum ki ;bütün kötülüklerden uzak büyüsün kalbi,ona değil bana uğrasın bütün hüzünleri.
" Ablam, hadi gel elini yüzünü yıkayalım. Kahvaltı çoktan hazırdır şimdi, okula geç kalmayalım. "
Onu bırakmayı hiç istemiyordum ama nasılsa günün sonunda yine birbirimize sığınacaktık.
Belimdeki ellerini gevşeterek kalktıktan sonra yanağıma bir buse bırakmasıyla kıkırtım dudaklarımın arasından salındı. Kendiyle beraber beni de kaldırarak banyoya yöneldi. Elimizi yüzümüzü yıkadıktan sonra biraz kahvaltılık atıştırıp Aras'ın arabasıyla okula yol aldık.
Sebepsiz yere içimde bir kıpırtı vardı ve dilime dolanan bir şarkı. Oysa ki ben şarkı söylemeyi sevmezdim. Benim şarkı söylediğim tek insan kardeşimdi. Ondan başkasına şarkı söylemek istemez ve sadece ona söylerdim. Tabi arada sırada Mizgin'e de söylerdim ama o beni ikna edene kadar kırk takla atıyordu ve itiraf etmeliyim beni ikna etme yöntemleri fazlasıyla komik ve gülünçtü.

"Abla hadi geldik."

Sanırım fazla dalmıştım.
Arabadan iner inmez Aras yanıma gelerek kolunu omzuma atmış,beni kendine çekerek saçlarıma naif bir buse bırakmıştı. Beraber benim sınıfıma gidiyorduk ama canım kahve istiyordu.
"Aras ben kantine gidip bir kahve alacağım,sen sınıfına git hadi."
"Yok,ben de geleyim. Tek kalma."
"Ay yok artık Aras.Okuldayız ve ben kantine gidiyorum,başka bir yere değil. Sözümü ikiletme ve sınıfına git hadi,hemen."
Bazen ona emir vermem gerekebiliyor. Bu durum elbette hoşuma gitmiyor çünkü babam veya annem onu hiç cezalandırmazlardı. Sebebi ise Aras onların kendisine ceza vermesini hiç bir şekilde kabul etmezdi. Ona ceza verecek tek kişi benim çünkü o sadece bana izin verir. Bana ise sadece ben ceza veririm. Her hatanın bir cezası vardır ve ben kendini en güzel cezalandıranım. Aras'a ceza verirdim evet ama hiç bir zaman onun onurunu ve gururunu kıracak,onu küçük düşürecek bir ceza vermedim. Nasıl verebilirim ki zaten,ona asla kıyamam. Bazen emir vermem gerekirdi ve biz şuan bu anlardan birindeydik. Onu ikaz etmemin ardından saçlarımı buselemiş ve somurtarak yanımdan ayrılmıştı.
Koridoru geçerken elimde titreyen telefon sebebiyle durmak zorunda kalmıştım.

Gönderen:0538 *** ** **

"Fazla ağlamışsın yine Yanık Cennet'im,gözlerini saklayamamışsın. Bugün daha sessiz sakinsin sanki,oysa ki içinde bir kasırga.
Kelimelerin terk etmiş seni,hislerinin boynu bükük.
Bir gün yeni bir papatyayla geleceğim sana,kokusu saçlarında."
08:15

Bu takıntılı hasta herif kim bilmiyorum ama bulursam elimden kimse alamaz. Yaklaşık üç haftadır bana saçma sapan mesajlara atıyordu ve bu sinirlerimi bozuyordu.
Kahve de istemiyordum artık resmen bütün hevesimi kaçırmıştı. İlk başlarda ona hiç cevap vermemiş ve engellemiştim ama sürekli farklı numaralardan mesaj atıyordu ve bende bir yerden sonra engellemeyi bırakmıştım.
Gerisin geri sınıfa girerek sırama yerleştim ve hocanın da gelmesiyle derse başladık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 17, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YANIK CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin