Sabah kalktığımda dün gece aldığım kararı tekrar hatırladım. Bugün Adrien'dan vazgeçişimin ve bambaşka şeylere odaklanışımın ilk günüydü. Kagami veya başka bir kızı sevmesinin artık beni ilgilendirmemesi gerekiyordu. Luka'yı arkadaştan fazlası olarak görmediğim bir gerçekti ve benim Luka'ya hissettiğim minnet ve arkadaşlık duygusunun aynısını Adrien bana hissediyor olmalıydı, onu suçluyor değildim. Sadece artık onunla olabildiğince az muhatap olup kafamı biraz daha başka şeylere vermeliydim.
Aklıma o an Chat Noir geldi. O benim her gün görüştüğüm biriydi. Biz hep iyi bir ekip olmuştuk. Gerçekten ona karşı da minnet dolu hissediyordum. Hatta belki de ona benim için yaptığı onca şey için yeterince teşekkür etmemiştim bile. Bu yüzden kendime biraz sinirliydim. Ne kadar harika bir insan ve arkadaş olduğunu fark edememiştim bile.
Bugün değişiklik zamanıydı, yani daha farklı kıyafetlerle okula gitmeye karar vermiştim. Saçlarımı saldım ve fosfor yeşili boğazlı bir kazak giydim. Altına ise açık mavi bir kot pantolon. Değişiklik her zaman iyiydi, hele ki sıfırdan bir başlangıç yapma kararı aldıysam.
Çantamı aldım, annemi ve babamı öptükten sonra okula doğru yol aldım.
Düşünmeye başladım. Gerçekten onu unutmayı istiyor muydum? Elbette istiyordum, sevdiğim kişinin önünde tonlarca kez rezil olmuştum ve kendime güvenimin bir şekilde artmasını istiyordum. Adrien iyi biri olsa da onu sevmek bana pek iyi gelmiyordu. Sonuçta Kagami ve daha iyi kızlar vardı, öyle değil mi?
Hayır, aslında Kagami ile de aralarında bir şey olduğunu söyleyemem, fakat her an olabilir diye düşünüyordum. Adrien'ın da aklı sanki başka yerlerdeydi. Ama hey, ben kim oluyordum ki buna karar veriyordum?
Okula geldiğimde derin bir nefes alıp içeri girdim. Sınıfa doğru ilerledim. Kalp atışlarım yine hızlanmaya başlamıştı. Evet, gerçekten bu çocuğu sevmek bana pek de iyi gelmiyordu ve şu an bildiğim bir şey varsa, ondan vazgeçmem gerektiğiydi.
İçeri girdiğimde tüm gözlerin bana iliştiğini fark ettim. Geç mi kalmıştım? Sanmıyordum, yeni bir başlangıç yapmak adına bu sefer erken kalkmayı kafama koymuştum. Alya yanıma geldi.
"Kızım, şahane görünüyorsun. Bu değişikliğin sebebi ne?" dediğinde hafifçe gülümsedim ve elimi boynuma attım. İltifat almak konusunda çok da iyi olduğumu söyleyemezdim.
"Bu değişikliğin sebebi... Bilmiyorum. Sadece yeni bir başlangıç yapmak istedim." dedim hafif alay eder bir tonla. Alya da bu hareketime güldü.
"Adrien sana bakıyor." dediğinde kalp atışlarımın biraz daha hızlandığını hissettim. Fakat sonra kafamı olumsuz yönde sallayıp kendime geldim. Bugün kendim için aldığım kararı tekrar hatırladım.
"Hayır." dedim ve iç çektim. Alya bana anlamamış gözlerle bakınca, onun benim aldığım bu karardan zaten haberi olmadığını hatırladım. "Daha fazla Adrien falan yok." diye sözlerime devam edince, Alya'nın gözleri fal taşı gibi açıldı.
"Nasıl yok? Kızım, sen uyanamadın mı?" dediğinde gözlerimi devirdim ve tekrar iç çekip, kararımdan biraz bahsetmeye karar verdim.
"Adrien'dan vazgeçiyorum. Beni asla sevmeyecek, aynı benim Luka'yı sevmeyeceğim gibi." dediğimde başını olumlu yönde salladı. Suratını anlayışlı bir tavır kaplamıştı. Gülümsedi.
"Aldığın bu kararı sorgulamaya niyetim yok. Sana iyi gelen her şeyi desteklediğimi zaten biliyorsun. Fakat bunu yapabilecek misin?" dediğinde Adrien'a şöyle bir baktım. Hala bana bakıyordu. Sonra gülümsedi, bende ona gülümsedim. Hala eski hislerimdem bir şey kaybetmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Biri (Marichat)
FanfictionHer şey Marinette ve Chat Noir'in bir akuma vakası yüzünden öpüşmesiyle çok daha aksiyonlu bir hale gelir. Peki onlar, bu durumu biraz fazla duygusallaştırırsa ne olur? [FANFIC] [Devam ediyor]