"Delilik belki de tek kişilik bir azınlıktı."
...
Dışarıda beni bekleyen Asaf'ı görünce, yan tarafımda okulun çıkışına doğru ilerleyen asil çocuğa baktım. Farklı bir yoldan çıkıyordu okuldan. Ne yalan söyleyeyim, çok da merak etmiştim.
Asaf'a hızlı adımlarla ulaşınca "Ben biraz yürümek istiyorum ama yalnız?"dedim. Asaf "Ne yani tek başına mı?" diye kızgınlık barındıran bir soruyla karşılık vermişti bana. Sanki ne olacaktı tek başıma biraz yürüsem?. Ama yürümek gibi bir planım yoktu gerçekten. Şu asil ve gizemli çocuğun neden başka bir yoldan okuldan ayrıldığını ve neden bu kadar gizem kusan hareketleri vardı? Sadece merak ediyordum. Merak. Asaf'a dönüp bir öpücük attıktan sonra arabasına bindiğini gördüğüm an hızlı bir şekilde koşarak asilin olduğu tarafa doğru gittim.
İçimden ,"İnşallah Asaf yüzünden çocuğu kaybetmemişimdir."dedim. Zor olur olurdu bulması çünkü. Zaten gizemler gizemler. Çok da severim aslında da neyse.
Gittiği yol; yokuş aşağı, kaldırım taşlarıyla döşeli ve bir tarafı; belki bir yol boyunca beton tuglalarla örülü, bir tarafı ise boş arazi ve deniz manzarası eşliğinde. İlgimi çekmeye devam eden bu yolda o asili göremiyordum.
Tek sorun da bu muydu sanki. Yolun diğer tarafından gelen bir sürü serseri kılıklı tipler vardı. Ve bana tıp tıp bakıyorlardı. O kadar korkuyordum ki sanki biri hemen üstüme atlayacak gibiydi.
Daha sonra adımlarımı hızlandırmaya başladım ve bir sokağa yolum çıktı. Burası İstanbul'un bir parçası mıydı sahiden? Yoksa ben mi bilmiyordum? Ah! Aptal kafam, tabi ki de bilemezsin. Burası Ortaköy, Bebek ya da Nişantaşı'na benziyor muydu? Sokakların dönemeçli yolları, ahşap evleri ve sürekli önüme çıkan kedi ya da köpekleri bitmiyordu. Artık yorulmaya başlamıştım. Eve gitme yolunu bile bilmiyordum. Çünkü bir tane taksi bile görmemiştim.
İlerlerken, kaldırımdan fışkıran parke taşına takılıp dizlerimin üstüne düşüverdim. Ağzımdan bir çığlık kaçtı. ,"Ah!"diye. Dizlerimin derisi soyuldu ve biraz kanadı. Ama canım çok yanıyordu. Çocukken yere düşsen, hiçbir şey olmamış gibi tekrar ayağa kalkardık. Şimdi sinek ısırsa ah-vah yapıyoruz. "Buraya macera yaşamak için geldim, kaybolmak için değil!"diye isyan ettim boş sokakta.
Tam ayağa kalkacağım sırada biri omuzlarımdan tutarak kaldırmaya çalışırken, korkarak geri çekildim ve o kişi baktım, "Ee bu asil" diye ağzımdan kaçan iç sesimi elimle kapattım. Yüzüme anlamsız bir şekilde bakan o asil çocuk "Senin burada ne işin var acaba?"diye sordu. "Hayır yani ilk olarak bir iyi misin diye sorsan neyse de…" dedim. Bu sefer iç sesimi bile istiye duyurmaya çalışmıştım. Bana elini uzatarak "İyi misin?"diye sordu.
Elini tutarak ayağa kalkıyordum ki sendeleyerek çocuğun göğsüne şap diye yapıştı bedenim. Gözlerinin içine bakarak "İyiyim galiba."dedim. Kalp atışları çok hızlıydı. Onun kalbi çok hızlı atıyordu. Nefesi yüzüme çarpıyordu. Elimi kalbime doğru götürünce, benim kalbimin de aynı ritimde olduğunu farkettim. Başımı önüme eğerek ona yapışan bedenimi yavaş bir sekilde çektim. Kendimi toparlayarak yerden sırt çantamı aldım.
Ona dönüp "Şey, eve nasıl gidebilirim? Yani taksi falan çağırır mısın acaba?"diye sordum. Hay sormaz olaydım. İnsan bir cevap verir değil mi? Başını iki yanına doğru sallayarak, "Sen buraya nasıl geldin? Öyle de gidebilirsin herhalde."dedi. Ben ne diyeceğimi bilemezken "Gel!"dedi. Ben buna asil mi demiştim? Yanlış demişim. Bu olsa olsa davar olur, öküz olur, odun olur, ayı olur. "Nereye be?"diye seslenince, yürürken dizlerimin sızlaması beni durdurdu ve ağzımdan bir inleme kaçtı. Arkasını dönüp bakınca bana doğru ilerledi. "Ama önce şu dizine bakalım."dedi.
Nasıldı bu bölüm?
Kitaba yönelik olarak fikirlerinizi lütfen söyleyin. Ben fikirlerinizi dikkate alacağıma söz veriyorum.
Sizleri seviyorum 🥰Arkadaşlar oylama yaparsanız çok mutlu edersiniz benim oylama almaya başlayınca yeni bölümleri ekliyorum. Şimdiden teşekkürler♥️
![](https://img.wattpad.com/cover/240299963-288-k868366.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOKU (HAMİL-İ HATIRA) *TAMAMLANIYOR*
General Fiction"KOKU (HAMİL-İ HATIRA)" *Birbirlerinin yaralarını sarmaya çalışan iki yarım hayat.* "Güzel günler seninle başlasın, seninle son bulsun. Batan bu güneş sana ithafen doğsun her yeni gün." "İRİS" "Kalbim de ç...