Genç kız artık sıkılınca kuzeni Alyayı merak etmeye başlamıştı. Telefonunu çıkarıp aradığında aldığı cevap " aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyordu" sonunda telaşlanmaya başlamıştı.
Çiçek hanım çocukların hâlâ gelmediğini fark edince Edayı çağırmıştı.
" Kızım Alyalar hâlâ gelmedi arasana geç oldu zaten birazdan gideceğiz" dediğinde
" Bende az önce aradım Yenge ama açmıyor" dedi genç kız.
Çiçek hanım artık korkmaya başlamıştı kaç saat olmuştu sadece biraz gezip geleceklerini söylemişlerdi ama bâyâ olmuştu gelmemeleri.
" Kızım ben artık korkmaya başladım nerde bu çocuklar şimdiye kadar gelmeleri gerekiyordu" dedi çiçek hanım.
Genç kız ne diyeceğini bilmiyordu çünkü çiçek yengesi haklıydı bâyâ geç olmuştu ama hiçbiri ortada yoktu.
Çiçek hanım hemen eşinin yanına gitmişti.
Mustafa bey karısını öyle endişeli görünce oturduğu yerden kalkıp karısına yaklaştı.
" Ne oldu hatun betin benzin atmış"
" Mustafa çocuklar yok hâlâ gelmediler telefonunu da açmıyor Alya" Mustafa bey duydukları ile oda telaşlanmıştı.
" Nasıl ya Abdullah ve diğer çocuklar da gitmişti onlarla"
" Abdullah'ı arasana yada diğerlerini"
Mustafa bey oğlunu aradığında telefon açılmıyor du diğerleri de aynı şekil olunca artık tüm aile korkmaya başlamıştı. Mustafa bey, Yusuf bey ve Rasim bey ormana aramaya çıkmışlardı.
Ve jandarmaya da haber vermeyi de unutmamışlardı.
Kadınlar ise korkuyla olduğu yerde bekliyorlardı. Onlarda aramak isteyince beyleri onları reddetmişti.
Çünkü onların da kaybolmalarını istemiyorlardı yada çocukların tekrar buraya döneceğini düşünüp onları burada bırakmışlardı.Jandarma ormanın her bir yanına ayrılmıştı orman o kadar da büyük olmadığı için işlerinin kolay olacağını düşünüyorlardı.
Mustafa bey ve diğerleri de her yeri didik didik arıyorlardı.
Alya'dan
Ben korkuyla çalılıkların arasından ne çıkacak diye beklerken çıkan ufak kirpi ile herkes kahkahayı bastı.
" İnsan yiyor onlar ha" dediğinde Abdullah Ebubekir ve Eymen tekrar güldüler.
" Çok komikti" dediğimde Eymen hemen susmuştu. Ben tekrar ilaydanın yanına oturunca ilayda konuştu bu kez " telefona tekrar baksanıza belki çekiyordur." Dedi.
" Neden senin telefonun yok mu bak" dedi Ebubekir.
"Sana diyen olmadı Abdullah sen baksana benimkini çıkarmaya üşeniyorum" dedi.
Abdullah dünyada bir ilki başarıp sinir bozuculuk yapmayıp telefonunu çıkardı.
" Yok çekmiyor kaldık mı burada saatte bâyâ geç oldu" dediğinde üzerimden attığım korkum tekrar yerini almıştı.
"Ne yapacağız biz ya aff" dedim çaresizce.
"Hadi kalkın bizim yokluğumuzu fark edip aramaya çıkmışlardır şimdi" dedi Eymen.
" Aynen olabilir " dedi Ebubekir de Eymeni onaylayıp.
Tekrar yerden kalkıp elimi ilaydaya uzattım oda elimi tutup kalkınca yürümeye başladık. Biraz yokuşlu olan yerden aşağı inince ilayda ile el ele tutuştuğumuz için ikimizde yere yapışmıştık.
Ben ağzımdaki yaprağı çıkarıp kalkmaya çalışınca önüme gelen el ile kafamı kaldırım. Abdullah'ın elini tutup kalkınca oda bu halimize gülmemek için zor tutuyordu.
Ben kalkıp üstümü silkince Abdullah bu kez elini ilaydaya uzatmıştı İlayda ondan yardım almadan kalkınca tekrar yeri boylamıştı.
Abdullah tutuğu kahkahasını bırakınca Eymen ve Ebubekir de ona katıldı. İlayda Abdullah'a öyle bir bakış atmıştı ki Abdullah ve Eymen susunca Ebubekir hâlâ bildiğin böğüre böğüre güdüyordu.
" Yeter bence ağzına böcek kaçacak iki santim açmışsın" dediğinde İlayda bu kez Ebubekir suspus olmuş biz üçümüz gülüyorduk.
Abdullah ilaydayı da kaldırınca ikimiz bu kez Abdullah'ın iki koluna girmiş yola devam ediyorduk.
O kadar yürümüştük ki ayağıma kara sular inmişti. Kulağıma gelen sesler ile kendi kurduğum şeyler olduğunu düşünmüştüm ki sesler daha çok gelince " sizde duyuyor musunuz sesleri" dedim.
" Evet evet bende duydum" dedi İlayda
Herkeste sesi duyduğunu dile getirince bu kez seslere doğru ilerledik bizde bağırarak.
" İmdaaaat!" Dediğinde İlayda
Abdullah " imdat ne be " dedi.
" Yardım edin"
" Buradayııız!"
Hepimiz ayrı ayrı sesimizi duyurmaya çalışıyorduk.
" Yardım edin!"
"Çocuklar neredesiniz" bu duyduğum ses tanıdık geliyordu sesin geldiği yöne doğru daha hızlı koşmaya başladım.
Evet evet bu babamın sesiydi
" Babaaaaa!" Diye bağırdım bende" Alya Abdullah!"
Bizde Abdullah ile daha yüksek bağırdık. " Babaaaaa!"
Daha fazla yaklaşan sesler ile gördüğüm babam ile Abdullah ile koşarak sarıldık babama
" Rabbime şükürler olsun buldum sizleri " dediğinde daha sıkı sarıldım babama
" Çok korktum baba"
" Korkma yavrum artık" dedi babam
" İyi misiniz"
" İyiyiz baba çok şükür" ded Abdullah.
İlayda da bizim gibi koşarak babasına sarılmıştı. Yusuf amca ve Rasim amcayı da fark edince Eymen ve Ebubekir de babalarının yanındaydı.
Hep birlikte ormanın çıkışına doğru babaları takip ettik.
Sonunda gördüğüm piknik alanı ve Annam ile Anneme koştum bu kez
Oda bizi fark edince ikimizide sıkıca sardı kolları ile.Artık bu korkuyu da üzerimizden atınca eve doğru yola koyulmuştuk.
Bugünlük bu kadar macera bünyeme çok fazla idi tövbe artık ekşin istemiyorum.Eve gelince bir duş alıp Annem ve babamın kolları arasında oturmuştum koltukta.
" Anne ben bir çay koyayım" dedim ikisi arasından çıkıp.
" Tamam kuzum"
Mutfağa girip çayı ocağa koydum.
Sonra da mutfak masasına oturup telefonuma girdim.İnterneti açınca gelen bildirimler arasında gördüğüm anonim ile oraya bastım.
Animo: selamün aleyküm Deniz gözlüm
Animo: nasılsın
Animo: senin için endişeleniyorum bazen..
(Görüldü✅✅)
******
THE END...
Sonuna animoyu koymayı ihmal etmedim degerimi bilun sjsjsjsjsj
Eee bölüm nasıldı?
Anonimli bölümler az mı sizce
Düşünceleriniz önemli yazın yanee
Oy verun bacılar
Yorum yapın bacılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günah Aga günah | Texting
Teen FictionHerşey o akşam üst üste gelen bildirimlerle başlar. Alya telefonu açıp baktığında kayıtlı olmayan bir numaradan mesaj geldiğini görür. (0544...); Seni sevmek oruç tutmak kadar zor. Bir o kadar da iftar vakti geldiğinde aşkla koştuğum sofra kadar gü...