Dağılma

23 0 0
                                    

Bir anda gözlerini başka tarafa dikti. Gözleri kararmıştı. Sanki bir şeyi hatırlamış da tiksinmiş gibiydi. Ne olduğunu sormamak için zor tutuyordum kendimi. Sakince yanından geçtim yüzüme bakmadan banyoya girdi. Odama girip kendi kendimi yemeye başladım. Ya Kubi'yi öğrendiyse ?
Ne yapacaktım o zaman ? Bir daha yüzüme bakmayacak mıydı benim ? Ağlamak üzereydim tutamıyordum kendimi. Sigara içmek için aşağı indim. O sırada Doğukanla Tarık beni fark edince hemen öpüşmeyi bırakıp ayrıldılar. Gülümseyip "bana yok mu?" Dedim. Birbirlerine bakıp "be gece bekliyoruz seni" dediler. Gülmüştük ama gece gerçekten yanlarına gitsem kimse yadırgamazdı biliyorduk. Arkamdan Kubi geldi ve " bensiz mi ?" Dedi. Bu yazlık cok tehlikeliydi ve bu hoşuma gidiyordu. Ama istediğim kişi yine yoktu iste yanımızda. Dönüp bir anda Kubinin kolunu ısırdım. Canının yandığı belliydi ama zevk almış gibi güldü. Kuşağıma eğilip
"Bunun geri dönüşü olucak" dedi. Bu çocuk beni nasıl yükselteceğini biliyordu. Gülüşüm tüm yüzüme yayılırken Atakan bahçede belirdi bize dönüp keskin bir bakış attı. Artık emindim. Biliyordu.
Ortamı yumuşatmak adına saçmalarken konu yemeğe geldi. Mutfağa gidip pizza yapmaya başladım. Atakan yanıma gelip yardım etmek istediğini söyledi. Birlikte mutfakta şarkılar dinleyip yemek yapmaya başladık yeniden. O an benden mutlusu yoktu. Ah o güçlü kollarıyla sucukları doğrayışı beni benden alıyordu. Bıçağı çok iyi kullanıyordu. Ondan fırını açmasını rica edip kesme tahtasına ben geçtim. Sucuğu keseyim derken anlışlıkla elimi kestim. Yine becermişti sakarlık yapmayı şapşal ben. Atakan aşağı inip elimdeki kanı görünce göz bebekleri büyüdü. Tam kanı silecektim ki elimi tutup bastırdı. Daha cok kan çıktı ve bunu izledi. Doğukanın içeri girmesiyle elimi bırakıp tezgaha döndü. Yine kafam karışmıştı. Kana neden bu kadar çok ilgi duyuyordu ? Ne kadar da karanlık bir errrrkekti. Onun bu bilinmezliği karşısında eriyordum.
—-
Yemekten sonra direkt çalışmaya döndü Atakan. Doğukanla Tarık ise odalarına çekildiler. Kubiyle yine yalnız kalmıştık. Birbirimizle uğraşıp laf atıyor dalga geçiyor ve her fırsatta birbirimize dokunuyorduk. Atakan mola verip bahçeye çıktığında bizi o halde görünce arkasını dönüp gitti. Arkasından gidip seslendim ama duymamazlıktan geldi. Koşarak terasa çıktım. Yalnız kalmalıydım. Kubi peşimden gelmiş farkında değildim sesini duyunca havaya sıçradım.
K : iyi misin
Ben : hıhı
K : neyin var ya söylesene
Ben : senin yüzünden oldu işte senin yüzünden asla sevmeyecek beni
K : aptal olma seni zaten sevmiyordu
Tokat gibi suratıma çarpan bu cevap karşısında yıkılmıştım. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Kubilay kollarımdan tutup sarstı beni ve öptü. Karşılık verdim. Birbirimizin canını yakmak istiyor gibiydik. Ben ona Atakan için sinirliydim. Peki o bana ne için sinirliydi ? Deliler gibi öpüşüp birlikte olduk. Sonrasıysa pişmanlıktan ibaret. Kendimi Atakana saklamalıydım. Onu beklemeliydim. Mahvetmiştim her şeyi. Bunu da öğrenecek ve bir daha belki de benimle konuşmayacaktı bile. Ama artık yorulmuştum. Beklemekten. Kırılmaktan yorulmuştum işte. Benim de kalbim hislerim isteklerim vardı. Sonsuza kadar onu bekleyemezdim. En azından fiziksel olarak. Aşağı indiğimde Atakanla yüz yüze geldik. Gülerek " afiyet olsun " dedi. Tanrım umrunda bile değildi. Ben kendi kendime delirip pişmanlık duymuştum. Ama pişman edecektim onu bu umursamaz tavırlarına. Eninde sonunda ne kaybettiğini görüp kıskanacaktı işte.

Yazlık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin