Doktordan duyduğum cümle sonucunda gözlerimin karardığını hissediyordum. Yağızın belimi saran elleri. Doktorun sedye getirin diye bağırışı. Yağızın ismimi defalarca seslenişi...
Saatler sonra beyazlar içinde bir hastane odasında buldum kendimi. Yağız yanımdaki sandalyede uyuya kalmıştı. Onu yavaşça dürterek uyanmasını sağladım.
"Güzelim! Uyanmışsın. İyi misin?"
"No-noldu?"
"Hamilesin aşkım. Bebeğimiz olacak."
"N-ne?" gözlerimden bir kaç damla yaş süzülüp giderken onunda gözlerinin dolduğunu gördüm.
"İstemiyor musun? Bir çocuğumuz olmasını?"
"H-hayır a-ama eğer aldırırsam aynı şeyleri tekrar tekrar yaşatacaksın Yağız."
"Evet yaşatacağım. Aldırsanda, aldırmasanda."
"A-ama bu s-senin de bebeğin" dedim elimi karnıma koyarak.
"Daha gençsin Berfin. Bir sürü çocuk doğurursun. Ölse de birşey olmaz."
"S-sen... Acımasızsın. Kendi çocuğunu öldürmeyi göze alabilecek kadar."
"O çocuk benim sayemde oldu. Benim sayemde ölse birşey olmaz."
"Ben olmasam olmazdı ama. O şey benim içime girdi!"
"Tekrar tekrar girer merak etme." Yağıza arkamı döndüm ve gözlerimden akan yaşlarla beraber gözlerimi kapattım.
"Kalk. Evde zıbarırsın. Uyanınca çıkmamız gerekiyordu." Onu duymazdan geldim ve yavaşça ayağa kalktım. Yağızı beklemeden dışarıya çıktım. Yağız hastane çalışanının yanında birkaç sorunu hallettikten sonra arabaya bindik ve yol boyu konuşmadan eve geldik.
"Ee hadi güzel karım, odaya çık ve hazırlan."
"N-n-neden?"
"Bi becereyim seni değil mi?"
"Ya-Yağız... Bari hemen gitmesin." dolan gözlerimle gözlerine bakarak konuşuyordum. Hiç bir şey ifade etmiyordu. Gözlerinde o acımasızlık hep vardı.
"Odaya çık ve soyun. Su içip geliyorum, hele geldiğimde soyunmamış ol. O veledi döve döve öldürürüm. Anladın mı lan?!" bağırmasıyla irkildim. Kısık ve titrek sesimle başımı olumlu anlamda sallayarak odaya çıkmaya başladım.
Odaya çıkıp tamamen soyunduğumda gözlerim doluydu. Bir süre sonra Yağız odaya girdi. Tişörtünü çıkartıp yere attı. Yanıma doğru yaklaştığında kendimden bile beklemediğim bir şey yaparak boynuna atladım.
"Y-yağız. Lütfen yapma. Bari bir süre, bir süre karnımda benimle kalsın. Lütfen, düşünsene bir kızımız oluyor. Gözleri senin gözlerin gibi kahverengi. Saçları yumuşacık. Seninle evcilik oyunları oynamak istiyor. Saçlarını okşuyorsun, ona masallar anlatıyoruz. Yağız bi oğlumuz olduğunu düşün! Minicik el kadar bi oğlumuz. İsmini 'Gece' koyuyoruz. Geceler kadar karanlık, ay kadar aydınlık oluyor. Yağız düşü-"
" Yeter! Uyu Berfin! " gözlerimden akan yaşlara engel olamadığım sırada beni komidine itti ve odadan çıkıp kapıyı sertçe kapattı. Kalçanın acısıyla ağzımdan küçük bi inleme çıktı. Üzerimi giyindim ve yatağa uzandım. Gözlerimi kapatıp kendimi sonsuz karanlığa teslim ettim.
*Gece saat 04:52*
"Berfin!" Yağızın seslenmesiyle yerimde sıçramam bir oldu. Kapıyı kırar gibi açarak içeri girdiğinde korkudan gözlerim dolmuştu.
"N-noldu?" içmişti, buram buram içki kokuyordu.
"Soyun"
"Y-yağız"
"Soyun!" üzerime doğru geliyordu, kaçışım olmadığını anlayarak soyunmaya başladım. Yanıma yaklaştı, tişörtünü çıkardı ve yere attı. Daha sonra pantolonunu çıkarıp organını zorla ağzıma soktu.
"Öğhh Yağ-"
"Aferin bebeğim, mm hepsini al boğazına kadar" saçlarımdan tutmuş kafamı ileri geri hareket ettiriyordu. Midemin bulanmasıyla defalarca öğürdüm, defalarca nefessiz kaldım ama umurunda değildim. Devam ediyordu. Bir süre sonra beni yatırdı ve boynumdan başlayıp vücudumu yalamaya başladı. Bebeğimle son günümdü. Beraber fazla vakit geçirememiştik ama onu seviyordum. Gözlerimden akan yaşlara engel olmaya çalıştığım sırada Yağızın başını karnımda gördüm. Sızmıştı. Onu yavaşça yatağa ittim ve şükrederek üzerimi giyinmeye başladım. Ona da iç çamaşırını giydirip yanına uzandım. Sonrası yok.
"Berfin."
"E-efendim?"
"Hadi kalk güzelim. Kahvaltı yapalım, bebek için alışverişe gideceğiz."
"Ne?" heyecanla yerimden kalktığımda yanıma geldi ve elini karnıma koydu.
"Doğru duydun. Bugün bu minik bebek için alışveriş yapacağız. Hadi kahvaltıyı hazırla yemek yiyip çıkalım."
"Tamam :)" Yağız odadan çıktı. Bende tuvalete girip rutin işlerimi hallettim. Böyle davranması çok hoşuma gitmişti. Mutfağa gidip kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Kahvaltımızı yaptık ve alış veriş merkezine girmek için arabaya bindik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(BerYa) Miniğim'
Teen FictionYağız ve Berfin... Aralarında bir zamana kadar öğretmen ve öğrencisi ilişkisi dışında bir şey gerçekleşmeyen iki insan. Bir gün Berfin Yağızın hassas çizgisini biraz aşmasıyla, bu ilişkiyi değiştirir...