Sinirliydim.Hem de fazlasıyla.Karşımdaydı lanet olasıca herif.Tam karşımda.Attığım yumruk ve tokat beni yatıştıramamıştı,hala aynıydım.Tanrı aşkına bir insan neden bu kadar orospu çocuğu olurdu ki? İçimde hayal kırıklığı,öfke,nefret,acı ve daha bir çok olumsuz duygu birikmişti.Her biri birbirine laf atıyordu.Her şey karışmıştı birbirine.Hissettiklerimi biliyordum ama tarif edemiyordum.Bombok bir durumun içinden çıkmaya çalışıyordum.Ama ona yaşatacaklarımdan en ufak bir fikre sahip olsaydı böyle bana aptal gibi bakmazdı.Eminim.Evet bakmazdı.Her ne kadar canım yansa da bu öfkemin önüne geçemezdi.Öfke duvarımı yıksa bile içimdeki nefret bloğunu aşamazdı.Tek dayanağım götlük yapıp beni ortada bırakmıştı ve şimdi o benim için koskocaman bir hiç olmuştu.Tüm düşüncelerimden sıyrılıp dolan gözlerime inat gözlerinin içine bakıyordum onun.Bir zamanlar huzur bulduğum o gözleri şimdi karanlıktan ibaretti.Söyleyecek son bir şey vardı aslında.
" Mutlu musun? Ah evet eminim öylesin şu an bulunduğum durumdan zevk aldığına yemin edebilirim." diyerek ordan gitmek istemiştim aslında. "Üzgünüm.." dedi fısıldayarak.
" Üzgün müsün?! Tanrı aşkına Chris bu neyi değiştirir üzgün olman an itibariyle umurumda değil.Sana olan sevgim ne kadar büyüktü biliyorsun değil mi ?" sordum.Cevap vermeliydi."Bir şey sordum cevap versene!"
"E-evet biliyorum." dedi kekeleyerek.Ah sözde üzgündü,utanıyordu.Buna inanmıyordum onunla ilgili hiçbir şeye inanmıyordum.Son cümlemi söyleyip gitmeliydim.Daha fazla o alçağı göremezdim.
"Bu güzel.Bilmen.Şimdi düşün o sevginin yeri sadece nefretle doldu hemde bir anda.En ufak bir aydınlık yok senin için içimde.Şimdi tekrar düşün.Bu kadar nefretin içinde sağ çıkabileceğini mi sanıyorsun?! Bana aptal dedin ve sende akıllı sayılmazsın.Benim nefretimin başladığı an senin ölümünde başladı Chris.Artık yapacaklarımın sonucunda sana ne olacağını asla düşünmeyeceğim sana asla acımayacağım senin için asla ve asla üzülmeyeceğim.Çünkü sen bunların hiçbirini yapmadın." İşte bu kadardı.Bu herşeyin bittiği noktaydı.Arkamı döndüğümde bir sigara daha yakan Zayn ile karşılaştım.Tam yanından geçerken durdum ve " Bu söylediklerimi duyduysan senin için iyi olur.Çünkü bu oyun asla tek kişilik olmayacak.Baş roller siz iki piçsiniz.Ve ben ne zaman perdeyi kapatırsam o zaman acınız sona erecek.Benden kork Malik.Ciddiyim." Anlamsızca bakıyordu. Ya dediklerimi anlamıyor ya da beyninin onu terk etmesi sonucu yerine geçen erkekliğinin ilgisini çekmiyordu.
" Yaşanacaklardan sorumlu değilim ve sana yaşatacaklarımdan haberin yok güzelim" Boğuk sesi bana ilk başlarda baştan çıkarıcı gelse de şu an ondan sesinden, bakışlarından, duruşundan, hatta dışarıya verdiği her nefesten dahi tiksiniyordum.Sanki hiçbir şey söylememiş gibi ilerlemeye devam ettim.Aşağı indiğimde tekrar yüksek gürültü içki, sigara ve ter kokusuyla dolmuş bardan dışarı çıkmak için kıvranan bedenlerin arasından geçtim.Kapıdan kendimi dışarı attığımda esen rüzgara rağmen inatla ona karşı yürüyordum.Üşüyordum.Ama aslında bir yandan da sinirden kan tüm vücuduma fazla salgılanıyor olacak ki yanıyordum.Tanrı aşkına şimdi nereye gidecektim.Chris'e gitmeli ordan eşyalarımı almalıydım.Anahtar neredeydi.Ah tamam buldum.Şimdi o eve gelmeden gitmeliydim.Yürüyordum.Düşünüyordum.
Neden bunu yapmıştı? En başından beri Zayn'le ortak mıydı.Zayn'in ilk gece bana yaşattığı olaydan bir nevi önceden haberi var mıydı? Bana sarıldığında öylece uyuduğumuzda yoksa aklında bu planları mı kurguluyordu? Beynimde dönen milyonlarca soru vardı.Gitmiyorlardı.Beynim sürekli konuşuyordu.Susmuyordu.Daha ne kadar fazla düşünebilirdim.İlerliyordum evet.Gelmiştim.Hemen anahtarı kapının deliğine yerleştirdikten sonra bir kez çevirdim.Kilidi açtım.İçeri girip hemen üst kata çıktım.Odaya girip bir bavul aradım.Sanırım diğer odadaydı.Çaprazdaki odaya geçip dolabın kapağını açtım.Parmak ucuma yükseldiğimde en üstteki bavulu fark ettim.Dikkatlice onu indirip tekrar diğer odaya geçtim.Dolap tarzı küçük komidimin çekmecelerini açarak iç çamaşırlarımı aldım.Daha sonra üstündeki kapakları açtım ve tişörtlerimi,pantolonlarımı,şortlarımı,gömlek ve daha birçok kıyafetimi alıp bavula yerleştirdim.Daha sonra adımlarımı lavaboya yönelttim.İçeri girdiğimde önce aynadan kendime baktım.Yıpranmış gibi gözüküyordum.Adeta ruh gibiydim.Her neyse.Aynanın yanında bulunan sürmeli dolabı açıp içindeki kremlerimi aldım.Daha sonra diğer rafı açıp içinden makyaj çantamı ve diş fırçamı aldım.Hatta tarağıma ve şampuanlarıma kadar yanıma almaya kararlıydım.Onun evinde bana ait birşey olmamalıydı.Onun dolabını açıp bana ait olan ve beni özlediğinde o tişörtle uyuduğunu iddia ettiği tişörtü de aldım.Özleyince onunla uyuyormuş.Kesinlikle yalandı.Alt kata inip ayakkabılıktaki vanslarımı aldım.Daha sonra fortmantoda duran hırkamı.Tekrar yukarı çıkıp aldıklarımıda bavula yerleştirdim.Yatağın baş ucundaki komidinni üstünde fotoğrafımız vardı.Onu elime alıp 5 saniye kadar baktım ve yatağa oturup çerçeveyi ters çevirdim.Arkasını çıkartıp fotoğrafı aldım.En küçük parçasına kadar yırtıp yatağının üstüne bıraktım.Hemen aşağı inip üzerime bir mont giydim.Ayağıma da çizmelerimi giydikten sonra bavulu aldığım gibi dışarıya adımımı attım.Kapıyı bütün nefretimi ondan çıkarırmışcasına kapatıp yürümeye başladım.
