istemiyorum

15.4K 1.5K 1.1K
                                    



"Ee Jimin evladım, Seul çok pahalı diyorlar, nasıl geçiniyorsun oralarda?"

Annem, canım annem asla bir misafirlikten maddiyata girmeden kalkamazdı.

Jimin'e baktığımda yapmacık bir şekilde gülümsediğini gördüm. Ama aynı zamanda kaşları da çok az çatılmıştı. Yani şu anda çok büyük ihtimalle içinden sövüyordu.  Evet, o kadar tanımıştım onu...

"Geçinmekte bir sıkıntım yok teyzeciğim. Babam destek çıkıyor."

"Aa, öyle demek. Çıksın tabi, bir işe yarasın en azından değil mi kız Raeim?"

Raeim anne, yani Jimin'in annesi, annemin gereksiz patavatsızlıklarına alışık olduğu için tepki vermedi. Sadece onu onayladı. Jimin ise hâlâ ben neden buradayım dermiş gibi bakıyordu etrafa.

O zaman onu buradan kaçırmak sevgili yârine, yani bana kalıyordu!

Hızla ayağa kalktım ve Jimin'in kolunu tuttum.

"Siz ikiniz sohbetinize devam edin hanımlar. Ne bileyim çeyiz hazırlıkları falan yapın iki dünür. Biz Jimin ile dışarı çıkıyoruz."

Jimin doğal olarak şaşırıp kolunu çekmeye çalışsa da -bayağı güçlüydü- bırakmadım ve peşimden sürüklemeye devam ettim.

Salondan çıktığımızda fısıldamaya başladı. Dişlerini sıkarak fısıldamasaydı belki bunun için onu sevimli bulabilirdim.

"Ne yapıyorsun sen Jungkook? Hiçbir yere gelmiyorum ben."

Tch tch, onu oradan kurtardığım için minnettar olmadı gerekirken bana kızıyordu. Değerim hiç bilinmiyor ya!

Kolunu bıraktım ve ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. O hâlâ giyinmeyip bana bakıyordu.

"Ne duruyorsun dünya güzeli? Giysene ayakkabılarını."

Birkaç saniye boyunca ciddi olup olmadığımı ölçtü ve sonunda küfür ederek ayakkabılarını giymeye başladı.

Cidden aşığım galiba bu herife.

***

"Şu karşıki dükkan Seokjin hyungun berber dükkanı. Liseyi bitirdiği gibi burayı açtı. Zaten saçlara bayılıyordu."

Jimin, ona hevesle anlattığım şeylerin yüzde seksenini dinlemiyor gibi görünse de umursamamaya çalıştım. İlk defa onunla bu şekilde vakit geçiriyordum ve normalde elimin ayağımın birbirine dolaşması gerekirken, aksine çok rahattım. Kendi memleketimde olduğum için miydi acaba? Muay thai ve systema bilen sevdiğimden bile beni döver diye korkmuyordum. Bu benim için bir ilkti. Onun yanında neredeyse tamamen rahat olmak...

Hepi topu üç defa ciddi anlamda yakınında bulundun, neyin tribi bu?

İç sesim maalesef ki haklıydı ama banane. Sonuç olarak şu an rahattım.

"Seokjin hyungun yanına gidelim mi? Hem yüz yüze tanışmış olursunuz." heyecanla elini tutup dükkana doğru sürüklemeye çalışsam da olduğu yerden milim dahi oynamadı. Nasıl yani ya, çok mu yumuşak çekmiştim?

"İstemiyorum, Jungkook. Seokjin'in dükkanına falan gitmeyelim."

"O zaman Namjoon hyungun abisinin dişçisine de gidebiliriz, o Hoseok ve Seokjin hyung gibi değil gerçekten, eminim ki iyi anlaşır--"

"Ne buraya, ne de oraya gitmek istemiyorum Jungkook. Lütfen artık rahat bırak beni. Ergence oyunlarına ayıracak vaktim yok."

Kolunu tuttuğum elimden çekti ve arkasını dönerek yürüdü. O an, gerçekten boşuna çabaladığımı hissettim.  Sırf dediği gibi keko davranıyorum diye, sırf istediği gibi biri değilim diye sevgimi ciddiye almıyordu. Eğer bana izin verse, çok güzel şekillerde gösterebilirdim ama vermiyordu. Ona dokunmam bile tiksindiriyormuş gibi bakıyordu.

"Jimin!"

Durmayacağını hissetsem de durdu.

"K-keşke beni olduğum kişi olarak sevebilseydin."

Lanet olsun, ağlamak hiç benlik değildi. Hele ki onun yakınındayken ağlamak, yapmak istediğim son şeydi. Güçsüz görünüyordum çünkü.

"Sorun sen değilsin Jungkook. Sorun benim senin sevgine inanmıyor oluşum."

Daha ne yapayım amına koyayım, evini basıp serenat falan mı yapayım?

Derin bir nefes aldım ve dediği şeyi kafamda tekrardan tarttım. Madem gerçekten inanmıyordu, onu inandırana kadar uğraşırdım bende. Gerçekten seven insan pes etmezdi, bunu o da biliyordu eminim ki ve ben kesinlikle pes etmeyecektim. Hayatımda sanırım ilk defa bir şeyi başarmayı bu kadar çok istiyordum. Ve buna da Jimin'in vesile olmuş olması şu anda kanımı kaynatıyordu.

"Göreceksin, seni ne kadar sevdiğimi göreceksin. O zaman bu yaptıklarına pişman olacaksın işte."

Bana hiç dönmeden, kısa ve alaylı bir gülüş bıraktı ve yoluna devam etti.

Bende Jungkooksam, Jimin'i kesinlikle helalim yapmadan öbür tarafa göçmezdim ulan.

***

bok gibiydi

yine de oy sınırı koyuyorum 30+

busan kekosuyuz biz güzelim ࿐ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin