iyi ki doğdun ✗ final

10.9K 1K 816
                                    

final bölümü adına hepinizin düşüncelerini okumak isterim, iyi okumalar!

***

"Yapacağın organizasyonu sikeyim Jungkook. Sanki sünnet düğününe geldik amına koyayım etrafa bak."

"Ya hyung, ben sevgimi böyle gösteriyorum sanane. Hem Jimin'im bayılıyo böyle şeylere."

Hoseok hyung, yaptığım mükemmel organizasyona bir süre daha sövdükten sonra beş dakikalığına yavşamayı bıraktığı Yoongi'nin yanına geri döndü. Keşke hep böyle kendi işine baksa...

Jimin'imin doğum gününü kutlamak için Sechan abinin ablasının kafesini ayarlamıştım. Sağ olsun kafeyi bana bir günlüğüne vermeyi kabul etmişti ve para da istememişti. Her tarafı kendim süslemiştim. Duvarlarda siyah beyaz balonlar vardı ve aralarına kendi fotoğraflarımızı asmıştım. Renkli bir ledi fotoğrafların arasından geçirerek etrafını beyaz ışıkla sarmıştım ve yanıp sönüyorlardı. Büyükçe bir masada frambuazlı sevdiği için frambuazlı doğum günü pastası, çeşit çeşit makaronlar ve kurabiyeler vardı. Normalde daha da donatırdım ama Jimin fazla tatlı sevmiyordu, muhtemelen sadece pastadan bir dilim yerdi beni kırmamak için.

Bir köşede de içkiler vardı. Fazla kalabalık değildik, sadece onun arkadaşları ve benimkiler vardı ama kimsenin fazla sarhoş olup cozutmasını istemiyordum. Bu yüzden sadece bira ve şarap ısmarlamıştım.

Etrafı gülümseterek izlerken, entel tarzını kıyafetlerine yansıtmış Taehyung ve Seokjin'in çoktan içkilere dadandığını gördüm ve sabır dilenerek onlara ilerledim.

Birasını içmek üzere olan Taehyung'un ensesine vurarak birayı elinden aldım.

"Ulan ben bunları siz Jimin gelmeden hepsini öğütün diye mi aldım köpekler?"

Seokjin hyung surat asarak baktı.

"Jungkook birer tane içsek ne olur sanki? Hem beni biliyorsun alkol toleransım yüksek."

Kafamı iki yana sallayarak tavrımı belli ettim ve içkileri ellerinden tamamen çekerek yerine geri bıraktım. Tam o sırada da telefonum çalmaya başlamıştı.

"Efendim Jimin" konuşulan ortamdan uzaklaşarak cevapladım.

"Jungkook sen iyi olduğuna emin misin? Akşam akşam aniden Busan'a çağırdın beni ve sesin de kötü geliyordu. Endişeleniyorum güzelim, iyisin değil mi?" sesi biraz nefes nefeseydi ve yeni yeni düzeliyordu. Muhtemelen otobüsten inmişti ve hızlı yürümüştü.

"İ-iyiyim ya. Ama sen ne kadar çabuk gelirsen o kadar iyi olacağım tabi. Attığım konuma gel hadi, bekletme beni."

Telefonun ucunda derin bir nefes verdi. Yarattığım gizem hoşuna gitmemişti muhtemelen.

"Tamam tamam, geliyorum ben taksideyim şimdi. Geldiğimde herhangi bir yerini incinmiş halde falan görürsem bir yerini de ben inciteceğim ama haberin olsun."

"Ya ben öyle bir şey mi dedim çiçeğim? Niye celalleniyosun şimdi..."

Ona yalan söylediğimi düşündüğü için böyle diyordu. Kesin buraya geldiğinde şok olacaktı.

Ona görüşürüz dedikten sonra telefonu kapattım. Resmen yangına körükle gidiyordum ama olsun, sonunda onun mutluluğu için değer...

"Beyler pozisyon alın hemen, Jimin beş dakikaya burada olur. Taehyung hemen o şarabı bırak!"

Ona bağırmamla irkildi ve aniden şarap şişesini düşürüyordu ki son anda tuttu. Düşürseydi gebertirdim.

Hoseok hyung homurdanarak onlara önceden gösterdiğim kendi köşesine geçti ve "Poziyon alın ne ulan, özel harekâta çıkıyoruz sanki." dedi. Sonra da Yoongi onun omzunu patpatlayarak sakinleşmesini sağladı. Bir an köpek eğitiyormuş gibi hissettim ama sadece bir an.

busan kekosuyuz biz güzelim ࿐ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin