zıp zıp jungkook (m)

19.3K 1.1K 2.1K
                                    

Not; bellki sizi iğrendirebilecek minik sahneler bulunabilir.







"Jungkook uyan."

Jungkook, sevdiceğinin yumuşak sesini duyduğunda, daha beş dakika önce daldığı uykusundan uyandı. Gözleri mahmur bir şekilde odayı taradıktan sonra tam olarak tepesinde dikilen Jimin'i anca bulmuştu.

"Jimin? Geldin mi sonunda?"

Uykusu gitsin diye hem gözlerini ovuyor, hem de konuşmaya çalışıyordu. Konuşurken sesi ince ve kırık çıkmıştı.

"Geldim. Sana uyuma demiştim değil mi?" aynı zamanda dağılan saçlarını geriye tarıyordu sorarken.

"Ama ne yapayım ya, duş aldıktan sonra dizi izlerken mayışmışım. Ev sıcak ya. Heheh."

Gözleri kapalı bir şekilde Jimin'e kafasını kaldırıp gülümsediğinde, ona tepeden bakan çocuk daha fazla uzatmaktan vazgeçti.

"Ben kısa bir duş alıp geliyorum. Pek terlemedim aslında ama ortam içki ve sigara kokuyordu. Rahatsız olursun."

Jungkook tam gitme, boşver diyecekti ki gözlerinin dolduğunu hissettiğinde sustu. Ona böyle davrandığında resmen kalbinin eridiğini hissediyordu. Sanki sevgiden ölecekti oracıkta.

Jimin duş almak için banyoya girdiğinde, sırtını kapıya yaslayarak derin bir nefes verdi. Uyku mahmuru olan Jungkook onu hafiften kaldırdığı için kötü hissetmişti.

On dakika içinde duşunu aldıktan sonra altına iç çamaşırını geçirip saçlarını kurulayarak dışarı çıktı. O duştayken Jungkook tekrar uyuyakalacak diye korkmuştu ama neyseki Jungkook televizyon izliyordu. Hem de kahkaha atarak.

"Uykun kaçmış herhalde tamamen Jungkook bey?"

Yanına atlayıp, kolunu da omzuna atarak sormuştu. Oldukça rahat tavırlardı ama Jungkook gergin hissediyordu. Neden sadece iç çamaşırıyla dolanıyordu ki!?

"Eee, ama her an gelebilir. Uykucu bi insanım ben canım biliyorsun."

Jimin onun cümlelerinden gergin olduğunu anlamıştı. Belki önceden olsa onunla daha fazla oynamaz ve rahat bırakırdı ama, bu sefer amacı oynamak değildi.

Gerginliğini biraz da olsa atması için diğer kolunu da ona sardı ve göğsüne çekti kafasını. Şimdi göğsünde uzanıyordu ama hâlâ yüzüne bakamıyordu.

"Jungkook bana bakar mısın?"

"Kafamı çekeyim öyle baka--"

"Jungkook, kaldır kafanı." tekrar söylese de onu beklemedi ve çenesini tutarak kendisine bakmasını sağladı. Göz kenarları hafif kızarmıştı, dudağının hemen altındaki bene dikkatli bir şekilde bakmasa dudağının titrediğini göremezdi.

"Korkuyor musun?"

Alnına düşen saçlarını geriye atarak, en yumuşak sesiyle sorduğunda Jungkook ağlamak istedi. Kalbi parçalanıyordu. Eğer ölecekse tam orada, sevdiceğinin kalbinin üzerinde ölmeyi diledi.

"Ha-Hayır, ondan korkmuyorum. Sadece... ben deneyimsizim Jimin. Daha önce böyle bir şeyi hiç yapmadım. Benden sıkılırsın hemen, berbat ederim diye korkuyorum."

Jimin onu koltuk altlarından tutup hafifçe kaldırarak tamamen kucağına çekti. Bedeni büyüktü ama kalbinin ne kadar küçük olduğunu tam olarak az önce anlamıştı Jimin.

"Benim çok mu deneyimli olduğumu sanıyorsun? Senden önce sadece üç tane ilişkim oldu Jungkook. Ve sadece onlarla böyle şeyler yaptım. Bölümümü biliyorsun, ilk yılımda kafamı kaşıyacak vaktim olmuyordu. İlişkilerde de çok iyi olduğum söylenemez. Karşımdaki benden sıkılıp bırakıyordu.  Bana hakaretler ediyordu ayrılırken. Bu konularda ben de çok özgüvenli sayılmam yani."

busan kekosuyuz biz güzelim ࿐ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin