8

2.9K 226 13
                                        

Jihoon bir kez daha Jimin'e hayatı ve depresyonlarının nasıl başladığını anlattı.

Neden Jungkook onun gibi olamıyor?

Son zamanlarda düşüncelerinin sadece Jungkook hakkında olduğunu da fark etti.

O benim hastam.

Kendi kendine konuştu ve işine devam etti. Sonsuza kadar onunla ilgilenmek istediğini hissetti.

Jihoon ile konuştuktan sonra Jimin ofisine girdi ve soğuk kahveyi aldı.

Dosyaları ve kahvesiyle Jungkook'un katına çıktı.

Asansöre giderken hiçbir şey duymadı. İlk kez bina sessizdi. Her gün böyle sessiz olduğu anlamına gelmiyordu, bu yüzden omuz silkti ve devam etti.

Son katta kapıyı güçlükle açtı ve Jungkook'un başının öne doğru eğildiğini gördü.

"Seni tekrar görmek güzel tatlım."

Sessizce ona yaklaştığında gözleri genişledi ve Jungkook ona elini salladı. Dirseği de bağlanmıştı, bu yüzden bir şekilde elini sallamaya çalıştı. Jimin yutkundu, onun için hala üzülüyordu.

"Merhaba Jungkook. Nasılsın?"

"Şimdi burdasın, daha iyi hissediyorum."

Psikiyatrist yanaklarının ısındığını hissetti ve utangaç bir şekilde başını eğdi. "Sus! Bu kadar sevimsiz olmayı bırakın. Oh ve Jungkook, bakın size ne getirdim."

Jungkook'un gözleri Jimin'in elindeki brown içkisine kaydı. "Bu nedir?"

Jimin şaşırdı.

"Hiç hahve içmedim mi?!"

Jungkook'un geçmişini düşünmesi zordu çünkü tek hatırlayabildiği şey öldürdükleriydi. Sadece kötü anılar. Bu yüzden cevap için başını salladı.

"Tamam, bu fena değil. İşte...hadi dene." Jimin yanında bir pipet getirdi ve Jungkook'a onu dikkatlice içmesi için yardım etti.

"Pfhhht-" Hemen kahveyi dışarı çıkardı ve tiksinen bir surat yaptı. Her şey yere döküldü..

Jimin yüzünü buruşturduğu için Jungkook'un önünde yüksek sesle kahkaha attı. Bilinçsizce hastasına daha yakın eğilerek.

Hep bu saatlerde yb atıyorum ama ancak bu saatlerde zaman buluyorum🌼

Bu kitabı çevirmeli miyim bilemiyorum..

Psycho jikook (çeviri) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin