6

3.1K 236 17
                                    

"Park Jimin vaktin bitti!" Odanın dışından biri bağırdı.

Jimin sesi tanıdı bu ses Jimin'e binanın çevresini gösteren kadına aitti.

"Evet! Bir saniye!" Çabucak cevapladı.

"Gidiyorsun?" Jungkook hayal kırıklığına uğrayarak sordu.

"Gidiyorum." Cevap verdi ve eşyalarını aldı. Kapıyı açmadan önce arkasını döndü ve Jungkook'un ona olan yoğun bakışlarıyla karşılaştı - yanklarının her tarafına yayılan hafif bir pembelik oluştu.

"Sonra görüşürüz?"

"Tabii ki görüşürüz." Jungkook gülümsedi.

Jimin dışarı çıkarden gülümseyerek gözlerini devirdi.

Hoşcakal ya da başka bir şey diyebilirdi...

"O nasıldı?" Kadın sordu.

"O, o iyiydi"

"Her seferinde küfür ediyor, bu yüzden sana karşı kullandığı kelimeleri görmezden gel."

Bana o kadar küfür etmedi.

Jimin başını salladı. İkisi de asansörü bırakıp kendi ofislerine girdiler.

Jungkook'un ne zamandır oraya bağlı kaldığına dair merak anında aklına yerleşti.

Bana kim cevap verecek?

Düşündü ve sonra kahverengimsi kadının verdiği dosyayı hatırladı

adını gerçekten kadına sormalıyım.

"Kim Namjoon." Okudu ve ofisine doğru yöneldi.

Jimin sessizce oraya geldi ve kapıyı bikaç kez çaldı ve biraz bonra "İçeri girin!" Dedi biri içeriden.

Yavaşça kapıyı açtı ve dağınık saçlı bir adam gördü, bir kağıdı okurken kaşlarını çatmıştı.

Sonra Jimin ile tanışmak için yukarı baktı. "Ah nerhaba! Yardıma ihtiyacınız var mı?" Sesi kendinden emindi ve görseli entellektüeldi.

"Burada yeniyim, adım Park Jimin. Ve hastam Jeon Jungkook'du.."

Namjoon'un dosyayı nasıl bir kenara bıraktığını fark etti ve tüm dikkatini ona verdi.

"B-bilmek istediğim ne kadar süredir bağlı? Tutamağın o kadar sıkı olmadığını fark ettim, ama kapıyı açmak zordu ve belki de hiç kimsenin ona bu kadar uzun süredir bakmadığını düşündüm.."

Namjoon, Jimin'in sözlerini dikkatle dinledi ve sonra sinsice gülümsedi.

"Saldırıyor, bu yüzden odada emniyetsiz kalmasına izin vermek tehlikeliydi. Ve kapı, endişelenme. Biz, biz aslında sadece ben, onu haftalık olarak ziyaret ediyoruz ve yemek veriyoruz. Zamanın çoğunu uyuyarak geçiriyor. Artık onun için umut olmadığını biliyorsun. İyleşmiyor ve biliyorum, bu zor olmalı onunla bütün gün ilgileniyoruz, ama artık onun için fazla bir şey yapamayız. Şu anda onun tek psikiyatrısınız. Herkes çoktan pes etti ve bu da bize onun iyleşmeyeceği ifadesini uydurmamızı sağladı."

Jimin'in midesi sıkıldı ve nerdeyse ağlayacaktı.

Tanrım, bu çok üzücü. Neden herkes ondan vazgeçiyor? O da bir insan mutlu olmayı ve sevilmeyi hak ediyor. Bu haksızlık.

"Elimden gelenin en iyisini yapacağım ondan vazgeçmeyrceğim." Namjoon onayladı ve açıkcası biraz şok oldu.

"Öyleyse iyi şanslar, sanırım? İyi bir kalbin var gibi. Önerilere ihtiyacın olursa beni ara."

"Teşekker ederim, hyung."

"Daha genç olduğumu biliyor musun?" Namjoon kıkırdadı.

"Öyle görünüyorsun."

"Evet ben büyükbaba değilim!"

Jimin sadece gülümseyebilirdi. Hala oradaki tutsak adam için üzülüyordu.

 Hala oradaki tutsak adam için üzülüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yeni kapağımız nasıl?

Lütfen oylarınızı esirgemeyin🌼

Psycho jikook (çeviri) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin