19

2K 165 27
                                    

Sakin ol sakin ol sakin ol-

"Bu ne sürpriz"

Jimin'in kalbi yeniden hızlanmaya başlamıştı.

Nedeni banyo kapısı açıldıktan sonra  içeriden Jungkook'un beline sadece bir havluyla çıkmasıydı.

"Sesini duyduğumda, işlerimi hızlandırdım, tatlım. Genellikle, onları kapımda saatlerce bekletirim, ama sen burada olduğuna göre, işlerimi erken bitirdim." Jungkook dolabına yaklaşırken kıkırdadı.

Jimin yutkundu. Jungkook'un ona ne yapacağını kim bilebilirdi?

"Önce üzerine bir şeyler giy, sonra konuşmaya başlayabiliriz." Dedi sahte bir öksürükle ve Jungkook'un yatağının yanındaki koltuğa oturdu. Jungkook, Jimin'i duyunca kotunu giymeyi bıraktı.

"Ya yapmazsam?" Jimin daha ne olduğunu anlayamadan Jungkook tam dinine girmişti ve hissedebildiği bir sonraki şey, koltuğu sertten daha yumuşak bir şeyele yer değiştirmesi olmuştu. O anda bunun ne olduğunu anladı.

Evet  Jimin'i kucağına almıştı ve bu kesinlikle beklediği bir şey değildi, çok hızlı olmuştu ama onu durdurmak zorundaydı.

"Jungkook bırak beni!" Diyerek sızlandı.

"Hayır. Kucağımda kal, Jimin." Jungkook konuşup ardından Jimin'in boynuna yumuşak öpücükler bırakmaya başladı.

Burası bunun hiç uygun bir yer değildi ama ondan kurtulamıyordu, resmen onun tarafından sarmalanmıştı ama bunun çok iyi hissettirdiğini kendine itiraf etmek zorundaydı.

" Jungkook-" büyük olan pes etmeyerek ayrılmaya çalıştı.

"İtiraf et, bunu seviyorsun değil mi?" Baştan çıkarır gibi konuşarak Jimin'in boynuna izlerini bırakmaya devam etti.

Jimin'den bir cevap alamayınca onu biraz daha sert ısırdı.

"Siktir! Deli misin ?!" Jimin, Jungkook'a istemeyerek bağırmştı, diğeri bir özür olarak hemen ısırdığı yeri öptü. "Üzgünüm..." Jungkook öpücüklerinin arasından mırıldandı.

"Evet, bunu beğendim." teslim oldu Jimin ve Jungkook'un kucağında daha rahat bir pozisyonda oturdu.

"Siktir," Jungkook bu harekete karşı inledi, elleri hemen Jimin'in kalçalarına  indi. Okşamaya başladı ve yavaşça hareketlerine devam etti.

"Gerçekten beni çıldırıyorsun Jimin."

Jimin, Jungkook'u tamamen hissettiğinde tüm yüzünün ısındığını hissetti.

"J-jungkook durmalıyız Yapacak işlerim var." Geçen seferki gibi yakalanma korkusuyla birinin gelmesini istemiyordu. Yakalanırlarsa, artık iş arkadaşlarının yüzüne bakamazdı.

Ama sonra Namjoon'un herkesin kendi işine odaklandığını ve bunun eskisinden biraz daha rahat hissetmesi gerektiğini söylediğini hatırladı.

"Şu anki işin benim," dedi Jungkook ve Jimin'in etrafındaki tutuşunu sıkılaştırdı.

"Öyle değil mi bebeğim?"

Jimin bir an tereddüt etti, ama sonra bunun ilk seferleri olmadığını hatırladı.

Gittikçe utanmaz hale geliyordu, iş yerinde böyle şeyler yapmak uygun değildi, zaten kendisinden başka kimsenin yaptığını düşünmüyordu.

Bir anlık cesaretle kendini tamamen Jungkook'a bıraktı. Tam da kahverengi saçlının istediği gibi.

"Tanrım.." Jimin'in sızlanması ile Jungkook'un omuzlarındaki tutumu sertleşti.

Jungkook koltukta kendilerini daha rahat bir konuma getirmeye başladı.

"Oh tanrım, kesinlikle cehenneme gideceğim," dedi Jimin ve Jungkook'un güldüğünü duydu.

"Buna sevin. orada benimle olacaksın."

______

Sseellaamm nasılsınız diğer kitaba bölüm atarken buna da atayım dedim🌼🌼

Oy verip yorum yaparsanız sevinirim çünkü bu bölümü kolay çevirmedim dmdmmddm

Kesinlike çevirmenlerin neden böyle bölünleri çevirirken zorlanıyoruz dediğini anladım dmfmfmdmmd

Psycho jikook (çeviri) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin