KARAMELLİ DONDURMA

324 24 4
                                    

Taksiden inince geldiğimiz yerin neresi olduğunu anladım.KEKOVA yani Anlatyanın batık şehri.Normalde her evin önünde araba olur değilmi? ama burda her evin önünde küçük-büyük tekneler var.Olmayannlarda komşularıyla birlikte kullanır.

"Eee burası burası neresi?" diye sordu Ece

"Kekova yani namı-"

"Namı değer batık şehir" Batıkan. Ama lafımı böldü heyyy!

"Aferin çalışmışsın" dedi Tunç.Hepberaber gülüşe gülüşe yürümeye başaldık.

"E karşıya nasıl geçicez?" diye sordum.Biz genelde tunçla hep tekne kiralardık.Bide kullan kişiyi tabi.

"TEKNEE" Tunç ve kız kız hareketleri ne yaparsın katlanıcaz.Teknelerin kiralandığı koy benzeri yere geldiğimizde Tunç bi kaç adamla konuştu parayı felan ödedi ve adamla birlikte tekneye doluştuk.Biz adnın etrafında dolaşırken adamda bir yandan tarihçesini anlatıyordu.Tabi daha önceden bir çook kez dinlediğim için ben manzaraya odaklanmıştım.Ece ve Batıkan pür dikkat adamı dinliyordu.Bir kaç tur attıktan sonra indik.

"Eee şimdi nereye gidiyoruz?" dedim

"Ben çok iyi biliyorum" dedi Tunç ta sinsi sinsi gülerek.Ve yeniden ana yola çıktık.Tunç öyle bir ıslık öttürdü ki-ki ayrı okadar yani-kulağımın zarı patladıçatladı hattağa kül oldu.Neyse taksi yine önümüzde durunca bu sefer Batıkan öne oturdu.Demekki neymiş taxi ücretini Batıkan ödiycek.-yine yırttık oh-Tunç da batıkan ın yerine oturduktn sonra bir adres verdi ve koyulduk yola.Bir müzenin önünde durunca bi iğrendim tabi.Ben müzeleri sevmem şimdi siz diyeceksiniz sen ineksin sevmen lazım ama yohh ben küçükken bir keresine müzede kaybolmuşum ögünde annemi kaybettim diye öyle bir ağlamıştım kiii.Ondan sonra 4 hafta göz yaşım gelmemişti okadar yani.

Neyse biz arabadan indik.Ben müzeye bakıyorum müze bana bizim aşkımızdan uzaktan yaşıyoruz yakınlaşmaya hiç gerek yok.Bi an koluma tunç girdi

"Korkma ikiz artık kaybolsan bile kendin eve gidecek yaştasın."

"Tamam ikiz zaten ne korkucam hem."

"Tabi canım yarım saattir seni izliyorum ecel terleri döküyorsun" tabi buda bana A-4 kağıdı kapak yaparım artık.

"Hadi gelsenize daha bilet alıcaz" diyen Eceye baktım ve gülümsedim

"Geliyoruz canım ne acelemiz var" tabi bende bir göt korkusu.Niye bu kadar korkuyosun derseniz kaybolduğum müze bir savaş müzesiydi.

Yavaş yavaş gişeye ilerlemeye başladık.

"Abi dört öğrenci"

"Hepiniz öğrencimisiniz?" yoh biz evliyiz bunlarda çocuklarımız.

"Evet tabi ki.Neden?"

"Öğrenci kartlarınızı görebilirmiyim?" bana bi an kal geldi.Bizim öğrenci kartlarımız yokki.Tunca sorarca bakınca bıkkın bir şekilde

"Dört tam olsun abi" dedi.Abide 4 tane tam bilet kesti.Tunç parayı ödedi.Valla benimde canıma millet.-piçsmayl-

Neyse bizde girdik müzeye tarihi eserler,mağra adamları,eski taşlar,duvar yazıları.Mağra adamları bölümüne geldikk.Bakıyoruz.İlk mağra kadının önünde durduk Tunç:

"Ahahanda Güneş" dedi mağra kadınını göstererek.Bir yandanda kahkaha atıyor Eceyle Batıkan da aynı durumda

"Gülmesenize be.Hem tunç ucm İKİZİM hatırlatırım ben ne kadar mağra kadınıysam sende bir okadar mağra adamısın."

"Hahaha güneş çok komik"

"Tama uzatma ben daraldımdışardayım sizde acele edin" dedim ve geldiğim yönden çıkışa doğru ilerlemeye başladım.Çıkıştaki bankların tekine oturdum başladım beklemeye.Bir zaman sonra sıkıldım ve telefonumla uğraşmaya başladım.'MÜZE' temalı bir fotoraf çekilip instangrama attım.Bir kaç like yorum felan neyse.Facede felan dolaştım sonra yanımda bir hareketlenme hissettim.Kafamı sağa çevirdim.AMAN TANRIM BUDA NESİ BUNU KESİN BABASI DOĞURMUŞ.Yoksa kimse bukadar yakışıklı olamaz.

"Eee naber?"bu benlemi konuşuyor yoksa cinleriyle mi?

"Bana mı dedin?"

"Evet"

"İyi senden?"

"Bende iyiyim.ee hangi okuldasın?"

"Atatürk koleji.Sen?"

"Galatasaray lisesi" zaten tipindende belli inek bu inek.

"Yanlız o İstanbulda"

"Evet evet biliyorum ama okul antalyaya gezi düzenledi.Ve müzeye geldik."

"E ozaman neden arkadaşlarının yanında değilsin?"

"Kayboldum"

"Göt kadar yerdemi?" dedim dehşetle ona bakarak.

"Ehh yani" dedi oda bilmiş bir tavırla.Bağri yardım edelimde bulsun arkadaşlarını yavrucak.

"Tamam kalk ta yolu gösteriyim."

"Sen nerden biliyorsun ki?"

"Girişte otobüslerin bekledikleri yeri görmüştüm"

"İyi tamam.Ama hala adını söylemedin?"

"Sormadın ki"

"peki şimdi soruyorum adın ne?"

"Güneş senin?"

"Ada"

"Ve erkeksin öylemi?"

"Neden ne olmuş?"

"Bak alınma ama Toprağı duydum Denizi duydum Güneş i bile duydum ama ilk defa Ada diye erkek ismi duyuyorum" şaşkın şaşkın bana bakıyordu.Ama ne düşüncelerimi dile getiriyorum.

"Peki."

"Ne yani sadece peki mi?Şurda yarım saattir sana söviyorum resmen"

"Neyse GÜneş geldik sanırım.Sonra görüşebilmemiz için numarana ihtiyacım var oyuzden numaranı ver"aslında vermezdim ama neyse barivriyim whatsap listemdeki kişiler artar.-Kötü kadın gülüşü-

"Emredersiniz kaptan"dedim ve asker selamı verdim.Sonra bide numaramı.O otobüse binerken bende yeni arkaş edinmenin sevinciylearkamı döndüm.Batııı.Namı değer ÇAKMA METEOR.Onun yanına yürüdüm.Beni görünce gülümsedibi.

"Ee sen niye çıktın müzeden.Yoksa senindemi müze korkun var?" bana dehşetle bakarken ne dediğimi anladım aman tanrım ne dedim ben buna yaa

"Sorarcasına bana baktığında

"Tamam geloturalım anlatıcam" dedim

Kalktığım banka oturduk.Baştan beri olayı anlattım iştekoybolma felan.Oda içerde sıkılmış.Tunç sürekli kuru espiri yapıyormuş Ecede bunların hepsine gülüyormuş.Acıdım lan çocuğa.Etrafımaa bakınıyordum.OHA dondurmacımı lan o yok yok yanlış görüyom dimi.Ana valla dondurmacı.

"Batıkan hadi kalk bana dondurma al"

"Efendim?" dedi bilmiş bir şekilde

"Dedim ki LÜTFEN bana dondurma alırmısın?" dedim bende şirince sırıtarak

"Eğer bana METEOR dersen enden olmasın?"

"Ciddi miin?" evet dercesine kafasını salladı.Aslına bakarsanız kalkıp kendim alırdım ama beni biliyonuz çok üşengecim.

"Anlaştık"

"Ciddi misin?"

"Evet"

"Tamam hadi söyle"hoh hadi bakalım başlıyoruz

"Batıkan tam bi meteorsun" dedim fısıltılya

"Efendim duyamadım?"

"Dedimki;Batıkan tam bir meteorsun" bu sanki biraz yüksek sesle olmuştu

"Amam be kızım anladık yakışıklıyım ne bağrıyon?"

"Ukala Egoist.Hem sen git benim dondurmamı al bakıyım." dedim kaşlarımı çatarak.

"Tamam tamma gidiyorum" dedi ve dondurmacıya doğru yürümeye başladı.2-3 dakka sonra elinde 2 tane karamelli dondurmayla döndü.Ve birini ban uzattı.

"Al bakalım küçük hanım"

"Teşekkür ederim Padişah hazretleri" dedim gülerek

"Ne demek efendim boynumuzun borcu" kıkırdıyarak dondurmama döndümve keyifle dondurmamı yedim.

KARMA KARIŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin