1. Bölüm

122 33 167
                                    

Alarmın o sinir sesini bir kez daha kapatmak için uzanıp telefonumu sessize aldım. Artık kalkmam gerektiğini biliyordum ama işe gitmek istemiyordum kardeşim işinden çoktan gelmiş olmalıydı. Umarım yiyecek bir şeyler hazırlamıştır diye düşünerek sıcacık yatağımdan kalktım dolaptan kıyafetlerimi alıp odamdaki banyoya giderken yatağıma özlemle baktım. Kardeşimle bu oda için çok kavga etmiştik ve sonunda kazanan ben olmuştum. Banyoya girip hızlı bir duş aldım siyah kot ve yakası dantelli askılı siyah bluzumu giyindim bluzun parçası olan aynı dantel modeli boynumu saran uçlarında zincirleri olan kolyemi de taktım. Aynanın karşısına geçip kendime bakmaya başladım. Pantolonlarım sonunda üstümü oturuyordu. Yüzüme iri geldiğini düşündüğüm mavi gözlerime rimel sürüp siyah dalgalı saçlarıma fön çekmeye başladım.

Geceleri barda çalışıyordum kafamı dağıtmak için bu iş bana iyi geliyordu. Tek kötü tarafı uykusuzluktu. Ailemizi kazada kaybettiğimiz den beri 3 yıl geçmişti diğer kardeşlerim benden hızlı toparlanmışlardı ama ben hala acı çekiyordum. Ailenin en duygusalı bendim zaten. Kız kardeşim Meral hepimizden güçlüydü acısını hiç birimize belli etmez kendi içinde yaşardı. O kötü günde bile bize destek olmak için çırpınmış kendi acısını unutmuştu. Erkek kardeşim Emre ise ailemiz öldükten sonra evin bütün yükünü kendi taşımaya çalışmış ve başarmıştı. Henüz bize ne iş yaptığını söylemiyordu ama hepimize yetecek kadar para kazandı kesindi. Meral ve ben başını belaya sokmasından korkuyorduk ama bize hep endişelenecek bir şey olmadığını söyleyip geçiştiriyordu. Meral ise benden önce okulunu bitirip işe girmişti. Benim toparlanmam biraz zaman almıştı ama sonunda bir yerlerden başlamıştım. Okulu
mu dışarıdan bitirmeye başlamış son seneme geçmiştim. Geceleri barda barmenlik yapıyor gündüzleri derslerime çalışıyordum. Bulduğum zamanlarda da uyuyordum. Benim için zor ve yorucuydu ve mükemmel kafa dağıtıcı. Saçlarımla işimi bitirip kendime memnuniyetle baktım. Sandalyenin arkasında asılı olan siyah deri montumu da alıp odamdan çıktım. Merdivenlerden inerken burnuma enfes yemek kokuları gelmeye başlamıştı. Meral yine becerilerini konuşturmuştu. Mutfağa girip yemek masasına oturdum. Meral tavada yemeğin son parçası olan sosu hazırlıyordu. Benim geldiğimi görünce yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı.

"Günaydın uykucu. Akşam oldu."

Yaptığı espriyi neredeyse her gün yapardı. Ben de ona aynı kocaman gülümseme ile baktım.

"Yine neler hazırladın bakalım biricik ablacığına."

"Hm bir bakalım. Beşamel soslu tavuk yanında salata ve olmazsa olmazımız pilav."

Yemek yapmak onun için bir tutkuydu. Hiç yorulmuyor hiç bıkmıyordu. Yaptıklarını anlatırken ağzı kulaklarına varacaktı. Yemekleri yerken bana olmuş mu der gibi baktı. Ben de elimi kaldırıp bayıldım işareti yaptım. Gülümseyerek yanağıma bir öpücük kondurup mutfaktan çıktı. Oturma odamız ve mutfak birleşik. Odalarımız üst kattalardı. Emre bu evi ailemiz öldükten sonra tek başına almıştı. Meral ve ben ne kadar şaşırırsak da bize yine hiçbir şey söylememişti. Yemeğimi bitirip oturma odasında oturan Meral'in yanına gittim. Hemen bitişiğine oturup başımı omzuna yasladım.

"Onları özlüyorum."

"Hepimiz özlüyoruz ama hayatımıza devam etmek zorundayız Bade."

"Biliyorum ve deniyorum."

"Denediğini biliyorum tatlım. Inan bana iyi iş çıkarıyorsun."

"Emre yine bugün geç mi gelecekmiş?"

"Sanırım, bana bir şey söylemiyor."

"Ne yapıyor bu adam?"

"Ah bir bilsem?"

KARARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin